'23'

6.8K 582 244
                                    


Günlerdir keyifsizdim. Bahsi geçen gala gelmişti. Taehyung ile Japonya'ya gelmiş ve istediği her şeyi eksiksiz yapmıştım. Arabanın içinde sıramızı bekliyorduk. Yığınla magazinci girişte bekliyor ve gelen herkesi az da olsa konuşturuyorlardı. Magazinciler başta Taehyung'un canını sıksa da bundan kaçmayacağını anladığı için arabada durmuş ve bizden önce gelenlerin geçmesini beklemeye başlatmıştı.

İkimiz de suskunduk. Otelde bile konuşmamıştık. Odama hiç gelmemiş ve benimle birkaç durum dışında hiç muhatap olmamıştı. Olsun istemezdim de! Keyfim yoktu. Hiçbir bir şey yapmak istemiyordum. Normalde şuan Japonya'ya geldiğim için heyecanlı olmalıydım ya da her zaman istediğim gibi göz önünde olacağım bir gecede suratsız durmazdım. Neden böyle üzgün hissettiğimi bilmiyordum. Çok fazla anlam aramıştım ama hiçbir şekilde istediğim cevabı bulamamıştım.

"Bay Kim geçebilirsiniz."

Arabanın kapısı açılmıştı. Görevli adam Taehyung'a doğru konuşmuş ardından kapıyı tutmuştu. Taehyung maskesini takıp, bana döndüğünde hiç çıkarmadığım maskeyle inmeyi bekliyordum. Aslına bakarsanız inmek istemiyordum. O kalabalığa karışıp, dikkat çekmek istemiyordum. Kendime inanamıyordum. Hayatım boyunca ön planda olmak ve gözlerin üstümde olması bana heyecan yaşatırken şimdi yalnızca gerginlik hissettiriyordu.

Taehyung arabada inip, beni beklediğinde yavaşça inmiştim. Yan yana ilerleyip, girişte bekleyen magazincileri görünce durmuştuk. Hepsi farklı farklı soruları Taehyung'a yöneltirken ben yalnızca etrafıma bakıyordum. Taehyung hiçbir şey söylemeden yalnızca birkaç fotoğraf çekmeleri için beklemişti. Gözlerim etrafta dolaşırken geldiğimizden beri beni gözleriyle rahatsız eden ve Taehyung'u sinir krizlerine sokan o adamı görmüştüm.

Bakışları rahatsız ediciydi. Yanımda Taehyung'un olmasını umursamıyordu. Bu işin bir parçasıydı ve burada olduğumuz iki gün boyunca bizimle ilgilenmişti ama ilgisinden çok tavırlarıyla karşı karşıya kalmıştık. Tanıştığımız gibi benimle flört etmeye çalışmıştı. Taehyung ile birlikte olduğumu söylesem bile hiçbir şekilde geri durmuyordu. Taehyung'un bunlardan haberi yoktu ama bakışları bile onu deli ediyordu. Sorun çıkartmak istemediği için kendini tutuyordu ama yalnızca o sikik herife karşı!

Tüm sinirini benden çıkarıyor ve bağırıp, duruyordu. Bunların dışında benimle muhatap olmuyordu zaten. Kavgalarımızın şiddeti ne kadar büyür bilmiyorum ama kesinlikle bizi bitirecek şeyin bunlar olacağını biliyordum. Çünkü Taehyung kendini o anlarda asla kontrol edemiyordu. 

Üstümdeki rahatsız edici bakışların haricinde bir de Taehyung'un ima dolu bakışları eklendiğinde gerginlikten ne yapacağımı bilemedim. Öyle öfke dolu bakıyordu ki aklımı kaybedecektim. Koluna girip, yavaşça sıkmak ve onu sakinleştirmeye çalışmam bile bir işe yaramamıştı. Bakışları  değişmemişti ve bu da gecenin yine gürültülü geçeceğini gösteriyordu.

******

Tahmin ettiğim gibi oldu. Gece boyunca o herif hiçbir şekilde bakışlarını üstümden almadı. O her baktığında biraz daha Taehyung'a yanaştım ama hiçbir şekilde vazgeçmedi. Öyle ki her şeyi siktir edip, bana geceyi birlikte geçirme teklifinde bulundu. Taehyung'un surat ifadesi bile belli etmişti yaşayacağımız kargaşayı. Şaşkınlıktan birkaç saniye ne dediğini anlamaya çalışıp, ardından korumalarına aldırmıştı  adamı. Beni otele getiren iki koruma eşliğinde oradan ayrılmıştım. Taehyung ise gitmişti. Neler yaptığını tahmin edebiliyordum. O adamın tek parça döneceğini bile düşünmüyordum.

Yalnızca gece lambasının ışık verdiği odada bir o yana bir bu yana volta atıp, duruyordum. Saatlerdir yoktu ve endişeleniyordum. Olay çıkmaması için oldukça çaba göstermişti. Haber olmak istemiyordu. Özellikle böyle bir olayla gündeme gelmek istemiyordu ama oradaki gerginliği fark edenler olmuştu elbette. Artık gerçekten kafayı yemiş gibi hissediyordum. Tüm sinirini o adamdan çıkartmasını ve bana patlamamasını istiyordum. Olması gereken buydu. Benim bir suçum yoktu çünkü! Beni taciz eden o adamdı.

Venice B!tch | taekook Where stories live. Discover now