☆41☆

835 118 69
                                    

"Jisung güzelim hadi kalk artık saat neredeyse on iki oldu daha şirkete gitmemiz gerek." Minho'nun sesiyle uyanmak kadar huzur verici bir şey yoktu. Bazen sırf o beni uyandırsın diye yalandan uyuduğum bile oluyordu. O ise her seferinde bunu farkediyordu fakat farketmemiş gibi yapıp beni uyandırmaya çalışıyordu.

"Ama Minho lütfen biraz daha uyuyalııım." Son kelimeyi uzatarak söylediğimde Minho derin bir nefes aldı ve dudaklarını yanaklarımla buluşturdu.

"Olmaz bebeğim. Bugün sözleşmeyi imzalayacağız ya hani! Çok heyecanlıydın ne oldu birden heyecanın mı kaçtı?"

"HAYIR KAÇMADI." Sanırım biraz fazla bağırmıştım.

"Tamam o zaman kalk ve hazırlan. Geç kalmamızı istemezsin değil mi güzelim?" Her güzelim deyişinde heyecanlanıyordum ve yerimde kıpırdanmadan edemiyordum. O da bunu bildiği için üzerine basarak söylüyordu kelimeleri.

Yerimden hızlıca kalkıp lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Odaya tekrar geri döndüğümde Minho'nun çıplak bedeniyle karşılaştım. Sadece boxer ile duruyordu. Gözlerim istemsizce onu incelemeye başladığında bana doğru döndü ve kıkırdadı.

"Gözlerinle vücudumu yemeyi bırak ve üzerini değiştir."

"Bakmadım ben sana!" Sert adımlarla dolaba doğru ilerlediğimde kahkaha attığını duydum.

"Gülme! Ben doğruyu söylüyorum." Dedikten sonra sinirle dolaptan birkaç kıyafet çıkardım ve yatağın üzerine fırlattım.

Ben de üzerimdeki kıyafeti çıkardığımda belimde kalın kollarını hissettim. Beni sertçe kendine çekti ve saçlarımı okşayıp kokladı.

"Seni bazen yiyesim geliyor. Şöyle tatlı tatlı sinirleniyorsun ya! Isırayım mı bir kere?" Diye sorduğunda kollarının altından çıkmaya çalıştım fakat bu imkansız gibiydi. Kaslı kolları bana öyle bir sarılmıştı ki sanki hiç bırakmayacakmış gibiydi.

"Ya hayır! Isıramazsın izin vermiyorum."

"Tüh ben de öperim o zaman." Dediğinde ondan önce davrandım ve dudaklarına yapıştım.

Kısa süren bir öpüşmenin ardından belimi saran kolların gevşemesini fırsat bilerek kollarının arasından sıyrıldım ve yataktaki kıyafetleri giyinmeye başladım. O da hafifçe gülümsedi kendi kıyafetlerini giymeye başladı.

•••

Minho

Oturduğum sandalyede kıpırdandığımda gerçekten heyecanlandığımı hissediyordum. Birazdan Hannah sözleşmeyi getirecekti ve daha sonra sözleşmeyi imzaladığımızda artık bu şirketin bir parçası olacaktık.

Jisung'la konuşurken içeriye Hannah'ın girmesiyle hepimiz ayaklandık fakat Hannah bizi oturttu.

"Evet beyler hazır mıyız?" Hannah heyecanla konuştuğunda Chan hyung dışında herkes kıkırdadı. Chan hyung ise göz devirmişti.

"Uzatma Hannah ver şunu." Chan hyung sertçe Hannah'ın elindeki kağıtı aldığında bu sefer göz deviren kişi Hannah olmuştu.

Chan hyung hiç tereddüt etmeden imzasını attıktan sonra sözleşmeyi yanındaki Changbin'e verdi.

Changbin hyung da imzasını attığında bacağımda bir el hissettim. Bu el Jisung'un eliydi. Jisung oturduğu sandalyeden kalktı ve seslice konuştu. "Siz imzalarınızı atın ben lavaboya gidip geliyorum."

Odadan çıkıp gözden kaybolduğunda herkes önüne döndü. Büyük ihtimalle heyecanlanmıştı, heyecanlandığında hep karnı ağrırdı.

İmza sırası Hyunjin'e geldiğinde Hyunjin yapmacık bir şekilde ağladı ve elleri titriyormuş gibi yaptı. "Ay çok duygusal." Deyip evrendeki bütün oksijeni içine çekercesine nefes aldı.

"Hyunjin at şu imzanı artık!" Seungmin sabırsızca konuştuğunda Hyunjin ona ters ters baktı. "Sus be bücür." Dedi ve sözleşmeyi sertçe ona fırlattı.

Seungmin göz devirdi ve kağıtta yazanları incelemeden kendisi için ayrılmış bölüme imzasını attı. Jeongin ve Felix de aynı hızla imzasını attığında sıra bana gelmişti.

Sözleşmeyi inceleme gereği duymadan imzamı attım ve sözleşmeyi Jisung'un tarafına koydum.Jisung hâlâ lavabodaydı.

Birkaç dakika sonra kapı açılıp içeriye Jisung girdiğinde kapının önünde dikiliyordu. "Hadi Jisung gel de imzanı at. Bir tek senin imzan kaldı bebeğim." Dediğimde Jisung'un suratının asık olduğunu farkettim.

"Ben sözleşmeyi imzalamayacağım."

Hepimiz ona şaşırmış bir şekilde baktığımızda onun gözlerinde bir ifade yoktu. "Nasıl yani?" Dediğimde istemeden sesim titremişti.

"İmzalamayacağım işte Minho!" Dedi ve odadan çıktı.

Ben de bir hışımla oturduğum yerden kalkıp peşinden gittiğimde onun koştuğunu gördüm. Daha hızlı yürüyerek -hatta koşarak- ona yetiştiğimde kolundan tutarak onu durdurdum. Elimden kurtulmaya çalışıyordu ama bırakmaya niyetim yoktu.

"Sorun ne Jisung?"

"Sorun yok Minho. İmzalamak istemiyorum."

"Sırf bugün imza atmak için iki gündür heyecandan uyuyamıyorsun Jisung. Ne demek imzalamak istemiyorum."

"Fikrimi değiştirdim oldu mu? İstemiyorum işte zorlama."

"Fikrini değiştiren nedir?" Diye sorduğumda sesli bir şekilde ofladı.

"Sana ne Minho? Sana ne? Sana hesap vermek zorunda mıyım ben? Fikrim değiştiyse değişti, imzalamıyorum işte. Bensiz çok iyi bir grup olursunuz merak etmeyin." Dediğinde beni ne kadar kırdığını bilmiyordu. Sözleri bir iğne gibi vücuduma batarken hayal kırıklığıyla ona bakıyordum.

Neden böyle konuşuyordu? Neden birden kararından vazgeçmişti? Aklımda bir sürü soru vardı fakat şu an soruların zamanı değildi.

"Bırak kolumu, gideceğim." Dediğinde omzunu tutan elim gevşedi. Gitmek istiyorsa gitmesine izin verecektim.

Kolunu elimde kurtarır kurtarmaz benden uzaklaştı. "Sakın peşimden gelme!" Dediğinde dolan gözlerini ve titreyen sesini gizleyememişti.

Gitmek istemiyor gibiydi, bir şey onu zorluyormuş gibiydi fakat koşarak uzaklaştı ve yavaşça gözden kayboldu.

Beynimde bir sürü düşünce gezinirken terkedilmiş gibi hissediyordum ve bu çok kötü bir histi.


_______________________________

Hellluuuu

Noluyo arkadaslar aglicam

Minho yerine ben kirildim

Ama jisunga kizmayin tmm mi

Sizce hanji neden vazgecti sozlesmeyi imzalamaktan tahminleri alayimmm

Neyse simdi gitme vaktim

Opuyorum hepinizi cok cok cok 💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋💋

Sizi seviyoruuuummm 💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗 Baiiii 💋💋💋

Anxiety | MinsungWhere stories live. Discover now