BÖLÜM 6 - Siyah Beyaz

150 72 49
                                    

Efsun aylarca acısını kalbinde taşıdığı, geçmişte bırakmaya çalıştığı bir parçasıyla karşılaştı. Kendi gözleriyle öldüğünü gördüğü, öldüğüne emin olduğu adam canlı kanlı karşısındaydı ama her ne kadar onu bulmuş olsa da o tamamen ulaşılamazdı.

Peki şimdi ne olacak? Hadi okuyalım ve bu kelebeğin bir günlük ömürlük hikayesini dinleyelim kelebeklerimm.

🦋🦋🦋

Hayatta her şeyin bir anlamı vardır. Başınıza gelen tüm o iyi ve kötü şeyler aslında en sonunda hayalinize ulaşabilmek için geçtiğiniz dolambaçlardır. Bir labirentin içinde çıkış yolunu bulmak için önce çaresizliği hissetmeniz, sol tarafınızdaki acının oluşmasına izin vermelisiniz. Labirentten çıkış yolunu bulamasanız da en azından hayallerinizi gerçekleştirmeye denemelisiniz.

Ben denedim. On dört aydır Fetih'i hayallerimde yaşattım. Hayallerimi sadece hayallerimde gerçekleştirdim. Çünkü ben öğrendiklerimin bildiklerimden, gerçeklerin gördüklerimden, hissettiklerimin hayallerimden ibaret olduğunu sandım. Ben uzun bir süredir Nefes'e ve Enes'e bunu kanıtlamaya çalıştım. Nefes'in her "Acaba yaşıyor mu?" demesine doktorun bakışlarını anlatarak cevap verdim. Enes'in "Ya sadece kan kaybettiği için öldüğünü sandıysak." demesini gördüklerimin gerçek olduğunu bildiğimi söyleyerek geçiştirdim. Ve yaşadığına dair hislerimin hayalimin bir parçası olduğuna inandırdım kendime. Ama hislerim hayallerimin kırık parçalarından biriydi sadece.

Yaşamak istemediğimde Fetih'in hayallerimde yaşadığını düşündüm. Ölmek istediğimde Fetih'in bir hayal olduğunu düşündüm. Bir hayalden ibaret olan adam için ölmeye kalkışmamalıydım.

Ama şimdi gerçekten de ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum. Çünkü ben Fetih'in yaşadığını her gün görmek istiyorum. Az önce yaşadıklarımın bir hayalden ibaret değil, gerçekten de gerçek olduğuna inanmak istiyorum.

Bir saniyede değişebiliyordu her şey...

Eğer o gün Fetih kanlar içinde kalmasaydı, onun orada öldüğünü sanmasaydım her gece elimde tutarak uyuduğum kanlı kâğıtta yazanları öğrenemezdim. Bana, o eski Efsun'a olan hislerini hiçbir zaman bilemeyecektim. Eğer ben o gün işten kovulmasaydım kendime iş bulmak için uğraşmayacaktım. Ve ben eğer şirketten kovulduktan sonra iki kez daha işten kovulmasaydım onu bulamayacaktım.

Hayatımı değiştiren sadece onun öldüğünü sanmam olmuştu. Neden böyle oluyordu, bunlar neden başıma geliyordu bilmiyordum.

Hâlâ oturmaya devam ettiğim çimenlerin üzerinden rengârenk olan ama bana siyah beyaz gibi gelen bir kelebek geçtiğinde gözyaşları içinde gülümsedim.

Belki de kelebek etkisiydi... Belki de hayatım bir kelebeğin kanat çırpışları arasında bir saniyede atan kalbi yüzünden değişmişti. Her şey bir saniyede değişmişti...

Teşekkür etmeliydim hayatıma, hayatımı gerçek kılan hayallerime... Bana tüm olanlara rağmen onu görme şansı verdiği için... Teşekkür etmeliydim siyah beyaz görünen o kelebeğe... Bana tüm siyahlığın içinde bir renk gösterdiği için...

Ne kadardır burada bekledim bilmiyorum ama güneş etrafı kızıla boyarken yoldan bana doğru bir araba yaklaştı. Arabadaki kişi hızla dışarı çıkıp yanıma geldi. Bu ıssız yere başka kim gelirdi ki? Tabii ki de Altay'dı. Sonuçta o da tekerlekli sandalyedeki adam için çalışıyordu.

Doktor olmasına rağmen doktor önlüğüyle dolaşmıyordu anlaşılan. İşe giderken bile adam rahattı. Mavi bir gömlek giymişti. Taktığı kalın çerçeveli gözlüğün camından dolayı koyu renkli gözleri ışığın yansımasına göre mavi görünüyordu.

Kelebekler Yaşamaya Cesaret EdemezWhere stories live. Discover now