BÖLÜM 1 - Yara Bantları

253 88 50
                                    

Eğer bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı unutmayın veeeeee MUTLU KALIN 💙

🦋🦋🦋

Yüzüme sıçrayan kanlar yağmura karıştığında yanıma ne ara geldiğini fark etmediğim Nefes'in bağıra bağıra "Ne bakıyorsunuz salaklar! Ambulans çağırsanıza!" dediğini duydum.

Sol tarafımdaki acı dayanılmaz olsa da "Ambulansa gerek yok..." diye mırıldandım. Sol omzumun üzerine düşmüştüm. Sanırım omzum çıkmıştı. Ve burnumdaki sızıya bakılırsa burnum kırılmıştı. Ağzıma giren kanlar da bunun bir işaretiydi. Bembeyaz gömleğimin artık kırmızıya dönüşmesi her şeyi daha da gerçekçi yapıyordu gözümde.

"Sen kime salak diyorsun ya! Adam kanlar içinde. Zaten yaşamıyor. Ambulans çağırırsak ne değişecek?" dedi cırtlak bir kadın sesi. Nefes bana bir dakika dercesine baktı. Birkaç küfür ve bağırış içinde saçları dağılmış bir halde geri yanıma geldi. Sanırım tekme tokat kadına saldırmıştı.

"Kızım sen de iyi değilsin ama bakmanı tavsiye etmediğim kan içinde başka biri daha var. Adamlar daha yeni ambulans çağırıyor üstelik. Yaşama olasılığını bilemiyorum." dedi Nefes beni yavaşça ayağa kaldırdığında. Dizlerim kanıyordu. Yağmur damlalarıysa kanı siliyordu. Acımı silemeseler de...

Sol omzumun acısından ufak bir çığlık atıp dik durmaya çalıştım. Nefes özellikle görüş alanımı kapatıyor ve motorun çarptığı kişiyi görmeme engel oluyordu.

"Görmek istiyorum." dedim. Aklıma motorun çarpmış olabileceği hiçbir isim gelmiyordu.

"Görme." dedi Nefes.

"Kime çarptı?" diye sordum ısrarla. Başımı da vurmuş olmalıydım çünkü hiçbir şeyi algılayamıyordum.

"Senin kahramanın oldu. Ölse bile o senin kahramanın oldu Efsun."

Yutkundum. "Kim?" diyebildim. Beni kurtararak kahramanım olan kişi benim yüzümden öldüğü için ruhumun sızısı olmuştu. Kim olduğunu bilmeliydim.

Nefes dudaklarını araladı. Ama yağmur suları dudaklarının arasından ağzına girerken tek bir sözcük dışarı çıkmadı. Sağlam kolumla Nefes'i sertçe kenara ittim. İlk önce motorcunun taksinin olduğu yere fırladığını ve sapasağlam dikildiğini gördüm. Motor taksiye çarpıp parçalanmıştı.

Bakışlarım uzaklardan daha yakınlara geldi. Ve onu gördüm.

Üzerine yağan yağmurlar kanını ayaklarımın altına kadar getiriyordu. Buz mavisi gözleri kapanmıştı. Vücudu tuhaf bir açıda duruyordu. Tüm kemikleri kırılmıştı. Beni iterken fark etmeden benim yerime geçmişti. Hayallerinden vazgeçip şirketin başına geçmeyi göze alamayan o, hayallerini bir kez bile düşünmeden benim ölümümün yerini almıştı.

Belki de hayallerini yaşatamayan o adam ölmek istediği için beni kurtarmıştı.

Bir hıçkırıkla dizlerimin üzerine düştüm. Fetih Güçlü artık yoktu. Gözyaşlarım kanla beraber yağmura karışıyordu. Kanının aktığı suya elime koydum. Kanının her bir damlası benim kanımın akmasına engel olmuştu. Şimdi akan kanının her bir damlası kan ağlamama neden olmuştu.

"Hayır!" diye feryat ettim. Parmaklarımın arasından geçen suyla karışmış kan sol tarafımda gerçek bir acı oluşturdu. Yağmurlar ondan akan kanı temizlese de ruhumda bıraktığı izi asla temizleyemeyecekti. Artık her yağmur yağdığında kanlanmış ruhum temizlenmediği için canım acıyacak ve her yağmur yağdığında aklıma ondan akan kanlar gelecekti.

Kelebekler Yaşamaya Cesaret EdemezWhere stories live. Discover now