2. Bölüm

1K 25 0
                                    

Rob'un evine gittiler. Nora eve girdi ve ev kendininmiş gibi bacak bacak üstüne atarak koltuğa oturdu.

N: Oturabilirsin.

Rob yine vücudunu kontrol edemedi ve oturdu. Nora'nın güzelliği ve çekiciliği onu etkiliyordu ama yine de bu durumdan nefret etmişti. İçi korku ve nefret doluydu. Ama bir şey yapamıyordu.

N: Sıcak su vardır diye düşünüyorum. Temizlenmem gerek.

Nora ayağa kalktı ve banyoya girdi. Çıktıktan sonra rahatlamıştı. Kurulandı ve bir parmak şıklatmasıyla bedeninde yeni kıyafetler oluştu. Ayaklarında siyah deri çizme, bacaklarında mat siyah deri dar pantolon ve üstünde beyaz bir bluz ile her zamankinden daha mükemmeldi. Saçlarını ve makyajını da bir parmak şıklatmasıyla yaptı ve Rob'un yanına gitti.

Rob, Nora'yı gördüğünde neredeyse dudakları uçuklayacaktı. Nora, Rob'u umursamadan geldi ve koltuğa yattı.

N: Şimdi sana her şeyi anlatacağım ölümlü.

Nora kendi dünyasını ve olan her şeyi anlattı. Rob dikkatle dinledi. Her şey bir hayal gibi geliyordu. Sanki gerçek değil gibiydi.

N: Yani sana ve evine ihtiyacım var. Bir süreliğine de olsa köleliğine hoş geldin.

R: Bütün bunlar... Çok garip...

N: Alışacaksın. Şimdi kalk ve hanımına bir şeyler hazırla. Acıkmak ve susamak veya uyumak gibi bir zayıflığım yok ama yiyip içtiğimde kendimi iyi hissediyorum.

Rob onayladı ve  bir şey diyemeden kalktı. Nora için güzel bir yemek hazırladı ve hanımına servis etti.

N: Aferin köle. Sen de yiyebilirsin. Seni umursamıyorum ama bana hizmet etmek için daha zinde olmalısın.

Rob artık kabullenmiş gibiydi. Oturup yemeye başladı. Yemeği bitirdiklerinde Rob her şeyi kaldırıp bulaşıkları yıkadı. Sonrasında Nora'nın yanına geldi. Rob düşünceli görünüyordu.

N: Ne düşünüyorsun? Enerjini hissedebiliyorum.

R: Hanımım.... Bugün kız arkadaşımla buluşmam gerekiyor.

Nora yüksek sesle kahkaha attı. Küçümseyici bir şekilde baktı.

N: Gidebilirsin. Olanları hiç kimseye anlatmayacaksın.

R: Asla hanımım, teşekkür ederim..

N: Çizmelerimi öperek teşekkür edebilirsin.

Nora sinsi bir şekilde gülümsedi. Rob eğildi ve Nora'nın çizmelerini öptü. Nora kendinden emin bir şekilde arkasına yaslandı. Rob'a izin verdi ve Rob gitti. Nora bu süreyi dinlenerek geçirdi. Rob saatler sonra döndü.

N: Hoşgeldin küçük köpeğim. Buluşma nasıldı?

R: Güzeldi hanımım. İzin verdiğiniz için tekrar teşekkürler.

Henüz 1 gün geçmesine rağmen Rob yeni hayatına alışmaya başlıyordu. Yavaş yavaş kabulleniyordu.

N: Şimdi gitmemiz gerek. Büyücülerin büyücüsünü bulup portal açmanın yollarını sormam gerekiyor.

R: Peki benim gelme sebebim nedir hanımım?

N: Önceden istediğim an istediğim yerde olabiliyordum. Güçlerim zayıflamış durumda. Ve ben gidiş yolunu bilmiyorum. Lor dağının zirvesine gitmemiz gerekiyor. Ayrıca bir şey daha deneyeceğim. Bu yüzden benimle geliyorsun.

R: Emredersiniz hanımım.

Rob'un önderliğinde dağın zirvesine çıktılar. Aşırı şekilde yağmur yağıyordu. Rob çok yorulmuştu. Nefes nefese olan Rob sordu.

R: Hanımım... Burada kimse gözükmüyor...

N: Ellerinin ve dizlerinin üzerine çök.

Rob sebebini anlayamadı ama ellerinin ve dizlerinin üzerine çöktü. Elleri ve dizleri çamur içindeydi. Üstü sırılsıklamdı. Yorgunluktan hala nefes nefeseydi. Nora yavaşça yerde elleri ve dizleri üzerinde olan Rob'un sırtına oturdu ve bacak bacak üstüne attı. Rob ağırlığı hissettiğinde zorlandı ama dayanmak zorundaydı.

N: Bekleyeceğiz. Er ya da geç gelecek. Günde en az bir kez uğrar.

Rob, Nora'nın altından başını salladı. Yaklaşık 1 saat bu şekilde geçti. Sonunda bir ışık görüldü ve yaşlı bir adam belirdi. Nora zavallı Rob'un sırtından kalktı. Nora kalkar kalkmaz Rob yağmuru ve çamuru umursamadan yere yattı. Nora büyücüye doğru yürüdü.

N: Aimoza! Yardımın gerekli..

A: Bu halde burada olduğuna göre önemli olmalı. Bu zavallı insanı neden böyle kullanıyorsun?

N: O önemli değil hem o mutlu. Değil mi Rob?

Rob bitkin bir şekilde çamur ve kir içinde başını salladı.

N: Savaşı biliyorsun Aimoza. Şeytanlara ihanet ettim. Güç ve iktidar için.... Pişmanım. Her neyse... Melekler de bana ihanet etti. Buraya mahkum kaldım. Portal açamıyorum. Portal açmanın bir yolu olmalı. Sen yaparsın!

A: Maalesef Nora. Bu mümkün değil. Ben bu dünyalıyım ve esasında ölümlüyüm. Senin dünyana yalnızca senin gibi biri portal açabilir.

N: Lanet olsun!! Ne demek istiyorsun?

A: Yukarı dünyadan birisi seninle iletişime geçmeli veya bir portal açmalı. Aksi takdirde ben dahil kimse bir şey yapamaz.

N: Ne yani burada esir mi kaldım? Kimse benimle iletişime geçmez çünkü hem melekler hem şeytanlar bana nefret besliyor.

A: Yapabileceğim bir şey yok. İnsanlara eziyet etmediğin sürece bu dünyanın da tadını çıkarabilirsin.

Nora sinirlendi. Bir el hareketiyle Rob'u ayaklarının yanına çağırdı. Rob emekleyerek Nora'nın yanına geldi ve başını eğdi. Nora çizmesiyle Rob'un alnına bastırdı. Rob inledi ve kafası çamura battı. Nora bu pozisyonda konuşmaya devam etti.

N: Ya insanlar benim tarafımdan eziyet görmeyi seviyorsa? Rob?

R: Evet hanımım.. Ahh...

A: Bunu o seçmiyor. Senin gücün onun iradesini büküyor. Kendini kandırma. Onu rahat bırak. Bu dünyaya alışman gerek.

Nora sinirlenerek Aimoza'ya bir yumruk attı. Aimoza çabucak kalktı ve arkasını döndü. Nora Rob'un başından çekildi ve yürüdü. Rob da onu takip etti. Bir süre sonra tekrar eve geldiler. İkisi de yıkanıp temizlendiler ve yeni kıyafetler giydiler.

R: Hanımım orada umarım sizi kızdırmadım..

N: Aptal aptal konuşmayı kes! Sen kimsin beni kızdıracaksın? Burada esir kaldım ve bunun benim için ne demek olduğunu anlayamazsın!

Rob daha fazla bir şey söylemeye cesaret edemedi. Nora yeni bir plan yapmayı düşünüyordu. Eve dönmek ve intikam almak istiyordu. Ama bir süre daha burada kalacağı kesindi.

Şeytanın Yolu 'Nora' Where stories live. Discover now