"Tam olarak sorun ne peki?" diye sordu Jimin.

"Alfası aile bağı oluşturmaya çalışıyor." Doktor ellerini önlüğünün ceplerinde soktu ve devam etti. "Aile bağının ne demek olduğunu biliyor musun?" Jimin onayladı. "Kısa bir andı bu olabilir mi gerçekten?"

"İmkansız değil."

Bay Do-kyung, omegaya döndü. "Peki sen onu kabul ettin mi?"

"Anlamadım?" diye sordu Jimin adama dönerken. Ne demek istediğini gerçekten anlamamıştı çünkü.

"Kurtlar ve insan bedenlerimiz farklı ama aynı bedenin içinde yaşarız. Bazen zıt düştüğümüz konular olabiliyor. Seni soruyorum, sen onu kabul ettin mi?"

"Bunun cevabı için çok erken," dedi Jimin mırıldanarak. Küçük alfanın uzandığı yatağa döndü. Serum bağlıydı. Bitmeye yakındı. İnceledi Gavin'i. Yüz rengi solgundu, kaşları çatık ve dudaklarının kuru olduğu belliydi. Saatlerdir burada ilaçlara bağlıydı, bu normaldi ama Jimin üzülmüştü. Daha küçücük bedenin içinde yaşadığı şeyler ağırdı.

"Geç kalmamaya bak."

Jimin tekrardan yaşını almış adama döndü. "Ne demek istiyorsunuz anlamıyorum." dedi ardından.

"Aile bağı zayıf, seninle bağ kurmuş olabilir ama belirsiz. Bu size bağlı. Üçünüze. Dışarıda bekleyen alfa da sorumlu bundan. Çizginin gücü zayıf kalmaya devam ederse - ilaçlı serumlardan daha fazlasına gerek olur. Kurt bedenleri güçlüdür ama yeni doğan çocuklar gücüne henüz kavuşamaz. Gavin içinde öyle. Zayıf ve güçsüz. Annesini kaybetmiş bir çocuk, senin omeganın gücü ile hayata tutunuyor alfası. Yine de tabi belirsiz bir iz."

"Bunu Jungkook'a siz söyleyebilir misiniz? Daha doğru olur." dedi Jimin kafası karışmış şekilde. İşte şimdi her şey daha da zorlaşıyordu.

Doktor başını salladı ve odadan çıktığında omega usul adımlarla alfanın yanına yaklaştı. Gözünün önüne düşen saçlarını çekip üstündeki ince pikeyi düzeltti. Biraz izledi. İzlediği sürede neler yapacağı hakkında düşündü ama daha çok Jungkook'a zaman veriyordu.

Odadan çıktığında - Bayan Jeon'u es geçti. "Jungkook nerede?" diye sordu.

"Dışarı çıktı."

Omegadan cevap geldiğinde başını salladı teşekkürler anlamında ve geldiği yolu takip ederek kliniğin çıkışına ulaştı. Etrafına bakındığında klinik bahçesinde acil girişinin kapısında yalnız başına olduğunu gördü. Bir bankın üstüne oturmuş başı elleri arasındaydı. Jimin yanına yaklaştığında - saçlarını dağıttı. Kendisini fark etmesini bekledi ama alfa başını kaldırmamıştı. Ya da istememişti.

Omega önünde dizlerinin üstüne çektiğinde yüzünü kapatan ellerini çekti. "Hey," diye mırıldandı. "İyi olacağız." Yaşlı gözlerini sildi. Bu ona geçirdikleri geceyi anımsattı. Alfa içkisini yudumlarken Jimin yine gözyaşlarını siliyordu ve şimdi yine aynı anın içindelerdi. Yanaklarını tuttuğunda dikkatinin kendisinde olduğuna emin oldu.

"Sorun değil," dedi. "Yine yalnızız."

"Bu utanç verici." Jimin gülümsedi ve ellerini geri çekti. Yanındaki boşluğa oturduğunda - "Kimseye söylemem." dedi. Elleri ceketinin cebine koyup arkasına yaslandı ve sessizce duran alfayı izledi yan profilinden.

Başı öne eğikti. Uzayan saçları alnını kapatıyor ve eliyle gözlerini ovalıyordu.

"Ne yapacağımızı falan mı düşünüyorsun?" diye sordu Jimin.

Jungkook başını salladı sadece.

"Zaman geçirebiliriz, Gavin için." dediğinde alfa omzunun üstünden baktı. "Üçümüz. Belki bu iyi gelir ona."

without meWhere stories live. Discover now