K16Y- 31. BÖLÜM

3.9K 317 39
                                    

Keyifli Okumalarr 🫶🏻

Yazım yanlışlarım varsa affola 👉🏻👈🏻

⏳️

Tuygar Uygarcı

Hayat insanı hep bambaşka yerden vururmuş.  Nasıl olduğuna anlam veremediğin her olay senin başına gelirmiş. Hayat tam olarak buymuş.

Mutlu bir ailede büyüdüm.  Annem, babam ve kardeşlerimle yaşadığım yılları anlatsam yüzümde bir tebessüm olduğunu görmesem de bilirdim çünkü anlatırken mutlu olurdum başta. Nasıl  gülümsemezdim?

Evin ikinci oğlu Tuygar.  Sessizliğini kendinden sonraki kardeşine vermiş Uygar'a.  Murat abim de hep sessiz bir çocukmuş gerçi, annem öyle derdi.  Ama yine de beni her zaman hayrete düşüren evladım Uygar, derdi. Nasıl bir çocuk bu kadar tepkisiz olabilir ve nasıl sadece susar?

Sonra en yaramazımız, konuşanımız İlker'dir mesela bizim evde. Batur daha çok pozitiftir. Dinler. Karşısındaki düşmanı da olsa dinler. Dinlemeden yargılamaz.  İkra da işte bu yüzden Batur'a benziyor. Ama oturması, parmaklarında kalem lekesine tahammül edememesi de aynı benden aldığı özellikler. 

Başka bir kız çocuğu İkra. Peri de kardeşim. Yıllar geçse ve aramıza soğukluk da girse kardeşim o da. Ne onu atabilirim ne de İkra'yı. Peri yıllarca yanımızda büyümüş bir kız çocuğuydu.  İlker'le aynı anda büyüdü, bir süre çok güzel anıları oldu, tıpkı bizimle olduğu gibi. Annem, onu da bizim gibi emzirdi. Süt kardeşiz başta. Bunu ne ben inkar edebilirim ne Peri, ne de  herhangi biri. Ama itiraf edeceğim bir başka şey daha da var ki, Peri bencil biriydi.

Küçükken ilgi üstünden ayrılınca küstüğü, sadece hep ben sevileyim dediği zamanlarda çocukluğuna verirdik. Büyüdü, arttı. Artık ne çocukluk diyebildik  ne ergenlik. Sadece değişti.  Ona gösterilen toleranslar  bizi daha da sesszileştiriği zamanlarda da aslında tüm bildiklerimizin yalan olduğu bir zaman dilimindeydik her birimiz.

Peri öz kardeşimiz değildi.

İkra öz kardeşimizdi.

Saçma sapan bir mektupla ve yine saçma sapan bir iddiayla mı denir keyfinden mi umrumda değildi ama birçok kişinin hayatı değişmişti.

En çok da Peri ve İkra'nın hayatıydı değişen.

Peri, kendi içinde çabuk atlatırdı bir şeyleri.  Bilirdim. Çünkü zaten gitmek istiyordu ve bu onun çıkış kapısıydı bu evden. Yine de, kardeşim diye bildiği bir insanı kolay kolay silip atamazsın. Ben de atamadım. O yüzden hala arada mesaj atıp ne yaptığını sorardım.  Özellikle İkra'nın bazı çekingenlikleri Peri'yi o ailede savunmasız bırakmamak gerektiğini hissettiriyordu.

İkra.

İlk geldiği günden itibaren yediği az yemekler, burnundaki iz, çekingenliği... Aklıma bir sürü şey getiriyordu ve aklımdan geçen düşüncelere engel olamamak berbat bir histi.

Düşünceler insanı yer bitirirdi.

Özellikle sonunu bilmediğin, cevabını bulamadığın ve şüphelerin kurbanı olduğun düşünceler.

Karakoldan aldığımız gün, İkra'nın yanına nasıl yaklaşacağımı, yaklaşacağımızı bilememiştik.  Aradığında Ayhan abi herkes dumura uğramıştı.  İkra eve geldiğinde ise, hesap sorsak kırılır mı, kızar mı? Bunu bilemediğimiz için konuşmamıştık. Çünkü zaten sabah, babam tarafından uyarılmıştık bu konuda.

Kayıp 16 Yıl Where stories live. Discover now