K16Y -12.BÖLÜM

13K 696 87
                                    

Keyifli Okumalarr🫶🏻

Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻

Yazım yanlışları varsa affola 👉🏻👈🏻

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Hızlı geçen sabahların, öğrettiği bir sürü şey vardı bana. Her gün yeni bir şey öğreniyor, büyüyor bazen yaptıklarım için pişman oluyordum. O an onu yapmasaydım, keşke öyle söylemeseydim ya da keşke susmasaydım gibi...

Ama en çok da büyüyordum. Büyümek güzel miydi, bunun cevabını veremeyecek kadar bilmiyordum. Çünkü büyümenin güzel olup olmadığı söyleyebilmem için önce küçüklüğüm hakkında yorum yapabilmeliydim ya da şu yaşım için. Ama ben ne küçüklüğüme güzel diyebilirdim ne de kötü. Ne şimdiye güzel diyebilirim ne de kötü.

Söyleyebileceğim tek şey, üç gün kötüyse bir gün iyiydi. Bir gün iyiyse mutlaka onu bir kötü bir an kovalardı.

İyi dediğim bir gün yaşamazdım, kötü dediğim beni konuştuğum için utandırırdı.

Aynadan yüzüme bakıyordum. Yüzümdeki yaralar geçmişti. Ama ufaktan bir iz belliydi. Burnumun üstünde de, alnımın köşesinde de. İzi kalmıştı, sanki hiçbir kötü iz yokmuşcasına yüzümde de kalmıştı o iz. Sağ elimin işaret parmağıyla burnumun üstündeki ize dokundum. Acıtmayacak bir iz de olsa, korka korka dokundum. Gözlerimin dolmasına izin vermeden önce elimi çektim yüzümden, sonra bakışlarımı çektim aynadan. Üzerimdeki beyaz bornozun gevşeyen kuşağın bir daha sıktım. Banyonun kapısını açtığımda içerideki buhar odaya yayıldı. Işığı kapatarak dolaptan çıkarıp, yatağın üzerine bıraktığım pijamalara baktım. İç çamaşırların üzerine giydikten sonra üzerime giydiğim lacivert kareli pijama takımının yumuşacık kumaşının verdiği rahatlığa bir kere daha hayret ettim. Pahalı olmasının hakkını vermediğini söyleyemezdim.

Bornozu yeniden banyoya bırakıp, kapıyı açık bıraktım. İçeride sıcaktan oluşan buhar ve nem dağılsın diye odanın camını da açtığımda, omzumdaki küçük havluyla kısa saçlarımın ıslaklığını aldım. Havluyu da banyoya asıp yeniden odaya döndüğümde masadaki dağınıklık yüzümü buruşturmama sebep olsa da toplamadan yatağa uzandım. Saat akşamın onuydu. İki saat önce akşam yemeği yemiş, hep beraber çay içilmişti. Bir gün önce, yaptığımız konuşmadan sonra, kardeşler olarak oynadığımız oyundan sonra daha sık bir konuşma ortamı vardı evde. Bir haftadır zaten, onlar konuşuyor, normal devam ediyorlardı. Tıpkı benim diğer evde yaptığım normal rutini burada da devam ettiğim gibi onlar da normal devam ediyorlardı. Birbirimizi tanımaya bir hafta geç başlamıştık ama başlamıştık. Hem zararın neresinden dönersen kardı. Öyle değil mi?

Yarın Peri ve ailesi gelecekti yine ailesinin yanına. Çok şanslıydı çünkü gittiği yerden de, kaldığı yerde de seviliyordu. Yani en azından annesi tarafından. Kardeşleri tarafından neden sevilmiyordu anlayamıyordum. Çünkü, gördüğüm kadarıyla burada Uygarcı kardeşler birbirine çok düşkündü. Yemeklerde, çay içerken, normalde olan konuşmaları bana bunu düşündürmüştü.

Kayıp 16 Yıl Donde viven las historias. Descúbrelo ahora