♣️

39 3 0
                                    

Saçımdan tuttuğunda dirseğimi onun yüzüne çevirdim. Yüzünde maskesi vardı. Bu karanlıkta düzgün göremiyordum. Kolundan tutup yere attığımda canının açıldığına dair ses de çıkarmamıştı.

"Artık son Rhino." nefes verdim "Artık son." ayağımın tutulup çekilmesi ile yere düşmüştüm. "Korkaksın bu yüzden karanlık bir yerde saklanıyorsun."

Arkamda hissettiğim nefes ile donmuştum. Galiba benim aksime iyi görebiliyordu karanlıkta. "Asıl korkak sensin.." kolu boğazımı bulduğunda geri dönüş olmayacağını anlamıştım.

Eli boğazıma gelirken dirseğimi koluna vurup çektim. Sırtını duvara vurmuştu. Ayağa kalkıp yanına gittim. Yakasından tuttum. Bu kadar kolay olmamalıydı. "Hadi ama senin gibi bir katil bu kadar kolay yenilmemeli." Bu tepkime karşı sırıtmıştı yani ben öyle hissetmiştim.

Tekrar Konuşacağım sırada Bi anda ellerini çekmiş ve beni duvara yaslamış. Dirseğini de boğazıma koymuştu. Elimi kaldıracağım sırada bacağı ile elimi kıstırmıştı.

Lanet olsun!

Kulağıma fısıldadığında ne gerilmiş ne de korkmuştum. Sadece bu onu yakalama arzum daha da arttırmıştı. Gözlerini görebiliyordum bu karanlıkta Bi tek. "Bir kadına göre fazla hırslı ve korkusuzsun." güldü "Ölen kadınlar ile-" işte bu son noktaydı!

Ayağımı kasıklarına geçirdiğimde geri gitmişti. Onun üzerine Yürüyüp yumruk attığımda tepki bile vermemişti Psikopat!

Tekrar yumruk atacağım sırada elimi tutmuş beni kendine çevirmişti. Sıcak nefesini ensemde hissedebiliyordum. Son dediğinden sonra öfkem daha da artmıştı. Onu öldürmek istiyordum!

"Lanet herif! Öldüreceğim seni!" kolumu çekmeye çalıştığımda sıkıca tutmuştu. O ise gülmüştü. Bu adam acı dahi çekmiyordu. Normalde erkekler yaptığım harakete karşı iki büklüm olurlardı.

Sağ elimdeki dirseğim ile karnına vurdum. Bir kez daha, bir kez daha.. Beni bırakmıyordu. Ayağım ile diz kapağına vurduğumda geri gitmişti. Ayağım ile ona vurucağım sırada ayağımdan tutmuş yere atmıştı. Ve hemen gelip yakamdan tutmuştu. "Yoluma çıkma Polis!"

Kahkaha attım. "Benim işim bu Rhino. Ya da adın neyse umrumda değil." çenesine vurduğumda benden çekilmişti. Sesler gitmişti. Ama o gitmiş olamazdı. Kapının açılması ile onun Gideceğini anlamıştım. Büyük ihtimalle arkadaşlarının yanına gidecekti.

Koşup ona yetiştim. O ise anında gelip beni duvara yaslamıştı "Kovalamaca oynamak için büyümedin mi? Şuan seni öldürmekten daha önemli işlerim var." karnına vurmam ile iyice sinirlenmişti.

Yumruklarına karşı kendimi koruyordum. Ellerimi yüzümde birleştirdiğimde ellerime vurmuştu. Bana vurucağı eli bana vuramadan tutup bükmüştüm."Hadi ya, ama benim işim sensin!" ayağı ile karnıma vurduğunda sendelemiş ama düşmemiştim. Onun aksine ona yumruk atıyordum ama kendini koruyordu. Dediğim bu cümle babamın annemi öldürmeden önceki dediği cümleydi. Bi anlığına duraksadım. En sonunda koluma bastırılan bıçak ile geri gittim. Cidden acımıştı. İlk defa.

Bıçağı çıkarttığında ise daha çok acımıştı. Ama açıkçası umrumda değildi. Beni yere atıp yumruk attığında gücümün bittiğini hissettim. Karanlıkta dövüşmek zordu. Bunu ilk defa yapıyordum. Ve üstüne içimde tuttuğum acılar da vardı.

Kapıdan çıkmaya hazırlanırken arkamdan silahımı alıp ona ateş etmiştim. Ama buna ses çıkarmamıştı. Ayağa kalkamıyordum kolumdan bıçaklandığım için. Yaralı kolumdan ateş Etmek daha fazla acımasına sebep oluyordu. Bir kez daha ateş edip onu durdurmak ve maskeni indirmek istiyordum ama silah elimin arasından kaymıştı.

Kovalamaca//Lee minho Where stories live. Discover now