gunaydinlar ufaklik opucugu

543 51 22
                                    

WARNİNG! zaman atlamasi 2 hafta!

.
.
.
.

"Bu açıdan da çektin mi?"

"Bekle çekeceğim geliyorum."

"Telefonu gözüne sokma Jisung, uyanacak."

"Nasıl çekeceğim o zaman!"

"Bağırma aptal! Onu uyandıracaksın."

Dört beden Chan'ın yatak odasının içerisinde toplanmış, hyunglarının kucağında Minho ile beraber uyurken fotoğrafını çekmeye çalışıyorlardı. 

Daha doğrusu Jisung ve Hyunjin ikilisi sessizce  fotoğrafı çekmeye çalışırken daha çok gürültü yapıyor, Changbin onların bu aptallığına göz devirirken Felix de bir köşeye yayılmış telefonuyla uğraşıyordu. Daha fazla dayanamayıp bıkkınlıkla konuştu büyük olan.

"Daha fazla  bağırarak birbirinizi uyarmaya devam ederseniz uyanacak zaten."

İkisi de dönüp kısık gözlerle Changbin'e baktıklarında Chan ufakça yerinde kıpırdanmış,  bununla beraber ufak beden onun boynuyla göğsünün üzerinde iyice yerleşmiş büyüğün dudaklarının üzerindeki küçük parmakları yanağına kaymıştı. Hareketlenmeyi farkeden  ikili tekrar arka tarafa döndüklerinde karşılaştıkları görüntü onları gülümsetmişti.

"Tanrım şunlara bak!"

Hyunjin ellerini çenesine koyup yataktaki ikilinin tatlılığını izlerken sesinin şiddetini ayarlayamadığını Chan'ın kaşlarını usulca çatmasıyla farketmişti.

"Sanırım uyanıyor."

Jisung uyuyan bedenin üzerine eğilerek suratını kontrol ettiğinde Chan üzerine düşen gölgeden rahatsız olup birkaç saniye içerisinde de uyanmıştı zaten.

Büyük olan gözleri hala kapalıyken bir hafta boyunca uyandığı her sabahtan aşina olduğu üzerinde ve yanağında hissettiği tatlı sıcaklıkla kendi kendine gülümsemiş, yanağında duran hafif terlemiş  minnak eli avcu arasına alıp tombul parmaklara ufak bir öpücük kondurduktan sonra usulca yüzünden indirmişti.

Etraftan gelen kıkırtılarla ne olduğunu şaşıran bedenin, seslerin kaynağını algılayabilmek için göz kapaklarını aralamaya çalışırken kuzeninin tanıdık sesini duymasıyla gözleri bir anda açılmıştı.

"Günaydın hyung."

Kucağındaki bedeni rahatsız etmemeye özen göstererek bedenini hareket ettirmeden kafasını kaldırmış ve gözleri odadaki dört bedeni hızlıca gezdikten sonra ona göre oldukça ürkütücü olan gülümsemesiyle kendisine bakan kuzeninde duraklamıştı.

"Ne işiniz var burda sizin?"

Chan hala yüzünden silinmemiş halinden oldukça memnun olmayan tuhaf ifadeyle diğerlerine bakarken Jisung kollarını açarak Hyunjin'i yan tarafa itmiş ve gülümseyerek şirinlik yapmıştı.

"Kahvaltıya geldik hyung!"

Chan gözlerini irileştirerek hala kucağında uyuyan ufaklığı işaret ederek Jisung'u susturmuş ardından kısık sesle konuşmuştu.

"Kahvaltıya geldiniz."

Jisung ve Hyunjin'in kafalarını aşağı yukarı sallamalarıyla dudaklarını birbirine bastırmış, kafasını başka bir yöne çevirerek o da yavaşça başını aşağı yukarı doğru sallamıştı. 

"Anlıyorum."

Aslında daha az önce uyandığından dolayı şuan ne yaşadığını çözemiyordu bile.

take to heart, minchanWhere stories live. Discover now