elli sekiz

5.3K 538 289
                                    

bu kitapta cok smut var diye cok detaya inmedim cok isterseniz acar birer gay pornosu izleriz

"cumartesi"
22.19

"şu siktiğim telefonunu bana verip," dedi sinirle hazar'a uzanarak. "...fotoğrafımı çekmeyi bırakır mısın?"

hazar ise kahkaha atarak "hayatımda ilk defa beyaz kürt görüyorum." demişti. açıkçası sütü içerken yüzüne dökmüş bir yusuf onun için dünyanın hem en tahrik edici hem de en komik şeyi olabilirdi.

"bu fotoğrafları kötü amaçların için kullanacak mısın?"

"yusuf ben allah'a inanmıyorum ama," dedi aynı gülüşle. "...eğer varsa allah şahidim olsun ki her baktığımda en az bir kez."

sinirle hazar'ın boynunu ısırırken "siler misin şunu?" demişti.

"her geçen saniye sadece biraz daha tahrik oluyorum."

"beni en ufak bir şekilde hak etmiyorsun."

"yüzünü biraz daha silmezsen birkaç saniye içinde boşalabilirim."

"peçete verir mis-" cümlesini bitiremeden hazar sesli bir şekilde gülmeye başladığı için dudaklarını birbirine bastırarak onu beklemeye başladı.gerçekten de hazar'ı bu kadar gülerken gördüğü anların hepsinde mutlaka yusuf'un bir salaklık payı oluyordu. "hazar."

"çok özür dilerim," dedi yataktan kalkarken. "...başka istediğin bir şey var mı?" derken çok güldüğü için sesi kırılmıştı.

"hayır."

çekmecesindeki peçetelikten bir tutam yusuf'a uzatırken gülmemeye çalışıyordu. "böyle bir durumda libidomun artması ne kadar sağlıklı?"

"hiç değil,merak ediyorsan."

gülerek yatağa oturup onun dudaklarına uzanırken yusuf, elindeki peçeteyi yatağa bastırarak hazar'a karşılık vermişti. sırtı az önceki gibi sakince yatakla birleşirken hazar, ağırlığını ona vermediği için yusuf rahatça göğsünü onun göğüs kafesine bastırmış ve sırtını yataktan ayırmıştı. hazar ise "her yatağıma yattığında," diye fısıldadı dudaklarını ondan hafifçe ayırarak. "...üzerindeki her şeyi çıkarmak istiyorum."

"ve bunu yapabilirsin." diye karşılık verdi yusuf.

o kadar keyfi yerindeydi ki buna herhangi bir yanıt verme gereği duymadan onu tekrar öptü hazar. eli yavaşça yusuf'un tişörtünden içeri girip bel çizgisini okşadığında yusuf, nefesinin kesilmesine engel olamamıştı. kısa olarak betimleyemeyecekleri bir süredir beraberlerdi ama hâlâ en ufak bir ten teması yusuf'un kalp ritmini tamamen değiştirebiliyordu.

dudakları acelesizce boynuna uzanıp çenesinin altını okşadığında yusuf istemsizce "hazar." diye seslendi.

hazar ise sakince ondan uzaklaşıp "efendim." dediğinde yüzü o kadar güzel gözüküyordu ki yusuf, onu saatlerce böyle izleyebilirdi.

"şu an senin evindeyiz."

gülerek "evet." dedi hazar.

"izmir'deyiz." hazar mırıldanarak onayladı onu. "ailenle tanıştım." derken elini onun saçlarının arasına karıştırıp yüzünü ortaya çıkarmıştı. "biz şu an, çok ciddi bir ilişki içerisinde miyiz?"

onun bu şaşkınlığı hazar'ın yüzünde saf bir gülümsemeye sebep oldu. "seninle her an evlenebilirim."

yusuf, gözlerini kapatarak güldü. bu farkındalık ona o denli bir huzur veriyordu ki yusuf, bunu hâlâ sindiremiyordu. "öpsene beni." dediğinde buna bu denli ihtiyacı olacağını tahmin edemezdi.

yirmiWhere stories live. Discover now