"Sultanım, lütfen bir de siz başlamayın divana alınmadım zaten." Demesiyle Kader Sultanın yüzü şaşkınlıkla gevşedi ve kaşları hafif yukarı kalktı.

"Divana mı alınmadın?" Diye sorup kendini hızlıca önündeki şarap dolu masanın minderine attı.

"Hünkarımızın emri." Dediği zaman elindeki şarabı yudumladı.

"Bir şeyler ters gidiyor, vezir-i azamsız divan mı olur?" Diye sordu korkuyla.

"Bırak şu şarabı da düzgünce düşünelim paşa!" Diye kızdı Kader Hatice Sultan.

"Sultanım, elbette ki bir gerekçe vardır ve bize ulaşacaktır." Demesiyle Kader Hatice Sultan'ın bakışları önüne döndü.

"Anlamıyorsun, Bu Fatin çok tehlikeli. Her an canım boğazımda yaşıyorum." Dediği zaman "O sadece bir Haseki Sultan, ne yapabilir ki?" Diye sordu Mustafa Paşa küçümseyerek.

"Yapamayacak." Dediği zaman sessiz bir tonda kendi kendine konuştu Kader Sultan ve Mustafa Paşa duydu.

"Elmas Hatun." Diye birden atılması ile Kader Hatice'nin odanın yanında hazır vaziyette bekleyen nedime konuştu.

"Buyrun Sultanım?"

Kader Sultan yerinden kalkıp, Elmas Hatunun yanına doğru adımladı.

Kulağına eğilmesi ile "Dediğin hatunu hazır et, benimde kürkümü hazırla hünkarımızı ziyarete gideceğiz." Dediği zaman Elmas Hatunun yüzünde şeytani bir gülümseme oluştu.

"Demek ki vakit geldi sultanım." Dediği zaman "Çattı bile Elmas." Diye yanıt verdi Kader Hatice Sultan.

"Yarından tezi yok o yılanın başı ezilecek." Dedi Kader Hatice Sultan kin ve nefretle.

~~~~

~Fatinin ağzından.~

Akşam olmuştu zaten emri de akşama yakın vermiştim.

Karşımda duran Yıldız Kalfa konuşmaya başladı.

"Sultanım, emriniz üzerine bütün hazırlar tamamlandı ve harem eğlenceye konulmaya başladı." Dediği zaman yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Âlâ Yıldız Kalfa, şimdi hazırlanmaya başlayın en renkli entarilerinizi giyin." Dediği zaman Yıldız Kalfa anlamaz gözlerle bana baktı.

"Yarın kapkara giyineceksiniz." Dediğim zaman yüzümde bir gülümseme oluştu.

Yanımdaki Hale biraz korkuyla Yıldız Kalfaya bakarken, Yıldız Kalfada bana baktı.

"Sultanım, lütfen artık bize de bir şeyler söyleyin, hakikati bizde bilelim." Dediği zaman yerimden kalktım.

"Yarın bu saraydan Mustafa Paşa'nın cenazesi hünkarımızın emri ile çıkacak." Dediğim zaman Yıldız Kalfa yavaşça kafasını oynattı.

Hale şaşkınlıkla elini ağzına götürürken, kafamı yavaş yavaş salladım.

"Şimdi hemen hazırlamanın ve eteğimden bir adım bile geri durmayın. Aşağı ineceğiz." Dedim ikisine de emri verirken.

~~~~

~yazarın ağzından.~

"Nedir bu!? Kesin şunu!"

Giydiği kahverengi kürk ve altındaki mor elbise ile adeta ışıldayan Kader Hatice Sultan harem taşıdığında altın yola giderken durdu ve bağırdı.

Bütün harem anında sessizliğe bürünürken Kader Hatice Sultan hızla haremden içeri adımladı.

Bütün cariye ve kalfalar ona korku ile bakarken "Bu sarayda bu gün divan toplantıları çeşmeden damlalar akarcasına devam etti." Diye sinirle konuştu.

"Divan-ı hümâyun bir cadı kazanı misali kaynarken, kimin haddine böyle bir eğlenceyi tertip etmek!?" Diye sinirle konuştu.

"Ben müsade ettim Hatice."

Sert ve otoriter bir erkek sesi tüm harem taşlığına yankılanırken kalfalardan biri hemen arından bağırdı.

"Destur Sultan Mestan Han hazretleri."

~~~~

"Elmas Hatun, Afife Sultan seni çağırıyor." Diye genç cariyenin konuşması ile Elmas Hatunun kaşları çatıldı.

"Beni mi?" Diye sormasıyla genç cariye kafasını salladı.

Elmas Hatun biraz tedirgin olurken "Beni hususî olarak seçtiler, Macide Hatun eğer gelseydi dikkat çekerdik." Diye konuştu cariye.

Afife Sultan ne de olsa Kader Sultanın yanındaydı bu sebeple Elmas, Afife Sultan tarafından çağırılmış olabilirdi.

"Tamam, geliyorum." Demesiyle bakışları darienin içine döndü.

"Paşam hemen geleceğim, bekleyin." Demesiyle Mustafa Paşa kafa salladı.

"Yürü hatun." Diye önündeki hatuna emir verdi Elmas.

~~~~

"Siz gerçekten metanetinizi kaybettiniz hünkarımız, Fatin sizin gözlerinize kara perdeler indirmiş." Diye konuştu Kader Hatice Sultan.

"Laflarına dikkat et Hatice, sonrasında pişman olacağın şeyler söylüyorsun." Diye Mestan Handa karşılık verdi.

"Evet, Letafeti bende günahım kadar sevmezdim ama inanın bana o Fatinden daha iyi." 

Mestan Han derin bir nefes alırken kafasını sabır dilenir gibi salladı.

"Çünkü o haremi yönetiyordu, sizi değil-" Demişti ki Mestan Han "Yeter artık Kader Hatice!" Diye bağırdı.

"Fatin benim tek hazinem, beni değil şu yüce cihanı bile yönetse hakkıdır." Diye dişleri arasından konuştu.

"Çünkü burayı yönetiyor." Demesiyle elini kalbine attı.

"Siz aşktan deli divane olmuşsunuz."

~~~~

"Bak Macide Hatun orada, git yanına." Demesiyle Elmas Hatun kafa salladı cariyeye.

Duruşunu dikleştirip ilerideki Macide Hatunun yanına doğru giderken "Macide Hatun." Dedi.

Macide Hatunun başkaları ona dönerken "Elmas, buyur?" Diye sordu.

"Beni Afife Sultan istemiş sanırım, hadi beni ona götür." Dedi Elmas Hatun saf saf.

"Sen neden bahsediyorsun hatun?" Diye Macide Hatunun şaşkınlıkla konuşmasıyla Elmas Hatunun kaşları çatıldı.

"Siz beni Afife Sultanla çağırmadınız mı?" Diye korkuyla Elmas Hatun konuştu.

"Hayır, ben mutfağa Afife Sultana elma almak için gidiyordum." Dedi hiçbir şeyi anlamayarak Macide Hatun.

"Aman yarabbi, paşamız!" Diye Elmas korkuyla konuşurken hızla arkasını döndü.

~~~~

~Fatinin ağzından.~

Kader Hatice Sultan'ın dairesinin olduğu koridora geldiğimiz zaman duruşumu dikleştirdim gördüğüm şeyle.

Yanımdaki hatunlar korkuyla titrerken "Cellat mı onlar?" Diye sordu Hale korkuyla.

"Hemde kara cellatlar, dilsiz ve sağır olurlar." Dedi korkuyla Yıldız Kalfa.

"Hünkarımızın adaleti Hale, görüyor musun?" Dememle cellatlar Mustafa Paşa için Kader Sultan'ın dairesine girdiler.

"SULTANIM DİKKAT EDİN!" Diye birden Yıldız Kalfanın konuşması ile bakışlarım ona döndü.

Tek gördüğüm şey elinde bir hançerle bana doğru koşan bir cariyeydi...

Altın YolWhere stories live. Discover now