29. Bölüm

1.4K 162 15
                                    

Dairemde dolanırken derin bir nefes aldım. Gelecek herhangi bir ulağı beklemek ne zordu?

Bir kaç saniye sonra kapının açılmasıyla bakışlarım hemen kapıya döndü. İçeri giren Yıldız Kalfa önce selam durdu akabinde de "Kader Sultan da sizleri görmek istedi." Dedi.

Kaşlarım çatılırken, duruşumu dikleştirdim. Beti benzi atmıştı, biraz korkmuş gibi görünüyordu.

"Neyin var, ne oldu?" Diye sorduğum zaman yanına doğru adımladım.

Yıldız Kalfanın başkaları bana dönerken yutkundu ve "Kader Sultanımızın metanetinin yerinde olmadığını gördüm sultanım. Kendileri bir hayli kötü durumdaydı." Dediği zaman derin bir nefes aldım.

Hemen ardından büyük daire kapısından geçtim ve adımlarımı sultanlar hareminde bulunan bir diğer daireye doğru yönelttim.

Bir süre sonra büyük daire kapısının önünde durdum. Kapılar benim için hemen açılırken içeri doğru adımladım.

Kader Sultan sanki beni bekliyormuş gibi bakışları direkt bana döndü. Ayakta dairenin tam ortasında..

Bakışlarım ona döndüğü zaman gözlerinin altı kıpkırmızı olmuştu.

"Bizi yanlız bırakın." Diye hemen konuştuğu zaman dairedeki tüm cariyeler daireyi yavaşça terk etti.

Başını biraz öne eğip, cariyelerin gitmesini beklerken, burnunu çekti.

Cariyeler tamamen daireden gittiği zaman başını kaldırıp gözlerimin içine baktı.

"Sanırım hakikati öğrenmişsiniz sultanım." Dediğim başını dikleştirdi ve yanıma doğru adımladı.

"Hakikatten kastın ortadaki çirkin iftira ise evet, bende işittim." Dediği anda tam karşımda durdu.

"Çirkin iftira derken? Sizi anlayamıyorum sultanım." Diye yanıtladım.

"Hatırnda aksi bir düşünce mi var, başka bir amel uğruna mı huzurumdasın?" Diye katı bir ses tonuyla gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Sizleri anlamıyorum, ben adalet için-" Demiştim ki yediğim sert tokat ile sözüm adeta bıçak gibi kesildi.

Gözlerim irileşirken, yüzümde feci bir yanma hissettim.

Elim direkt yanağıma giderken bakışlarım karşımdaki Kader Sultan'a döndü.

"Utanmaz, bir de adaletten söz edersin. Kurduğun tuzağı böyle mi hafifletirsin!?" Diye sorduğu zaman kaşlarım çatıldı.

Karşısında abisinin bir kölesi ya hizmetli bir harem görevlisi yoktu. Bana böyle davranmaya da hakkı yoktu.

"Sultanım, kederiniz büyük metanetiniz iyi durumda değil, sizleri anlıyorum. Ancak bana böyle dav-" diyecektim ki tekrar sözümü keserek yüksek sesle konuştu.

"Bal gibi davranırım, karşısında cihan hükümdarının kız kardeşi duruyor."

Derin bir nefes alarak "Sizin de karşınızda da haremin baş haseki sultanı duruyor. Hünkarınızın hasekisine hürmet elyemek zorundasınız." Diye sesimi yükselttim.

"Sen ne kadar adiymişsin, abim koyununa bir yılan almış. Ne istedin kocamdan!?" Diye sinirle konuştuğu zaman bir adım attım.

Burun buruna geldiğimiz zaman "Sultanım bunu nasıl düşünürsünüz, akıl etmez misiniz ki ben niye bunu yapayım!?" Dedim.

"Neden yapmayasın, belki de beni bu sarayda istemezsin." Dediği zaman sinirden resmen güldüm.

"Sultanım, lütfen aklınızı başınıza devşirin. Hakikat ortada, Mustafa Paşa suçlu." Diye ardına eklediğim zaman başını yukarı doğru kaldırdı.

Altın YolWhere stories live. Discover now