Sherly oppadan:
"Dünya amuda kalktı amk"
"Louis benimle kavga etmek yerine bana Hak veriyo????"
"Sanırım bir azdan ölücem ve köprüyü geçtikten sonra zebaniler beni sikicek"
"Bir azdan sikilicezde Kim tarafından onu bilemiyorum"
"Kimin parmağı kimin götünde bilmiyorum diyosun yani"
"Aynen öyle"
Bir anda pencereden Hudson, Mary ve Irene içeriye daldı. Tek problem 4cü katta olmamızdı
*(Pencere fetişim var sanırım)*
"KODUMUN EVLATLARI HADI DAĞIN TEPESINE GIDELIM"
"Dazai dağın tepesine oturup hamile kalıp 9tane çoçuk doğurmuyucaksa ve ebeleride Yosano olup 'harika gidiyosun tatlım az kaldı' demiyicekse gelirim"
Diye jack tıkınarken konuştu
Moran bir süre jack'e bakıp konuşmaya başladı
"Aksine onları yaparsa anca giderim"
"Ben Chuuya gelicekse giderim"
"Neden sırf Chuuya amk"
"Onunla şerap hakkında konuşmak sarıyo abiii"
"Bide Dazai'ı mükemmel pataklıyo"
"Yani bir azda dövse hamile kalıcak"
"Lan yeter amk çoçuk neden her şeyden hamile kalıyo aq"
"LAN DAZAI ERKEK BI KERE"
"OMAYGATTT"
"BILMIYODUK"
"Lan sonraya bırakın onları ilk önce Luca ve Noah's dövelim"
"Hiç söylemiyiceksin sandım"
Louis bir anda iki take bira şişesi alıb kafalarında kırdı. Bayılmaları iki saniye bile sürmemişti.
"Evet gidiyomuyuz?"
"Nereye?"
"Tatile"
"Ben liamla bir şey konuşup geliyorum"
"Ok"
Sherlockla odadan çıkıp Teresa gittik.
"Şu doktor demiştim ya"
"Onu yakalamışlar uzun zamandır aranıyomuş"
"Ve yanındaki hemşirelerde ona yardım ediyomuş"
"Boka basmamıza gerek bile kalmadı liam"
"Ciddimisin?"
"Evet artık burdan ayrılalım lütfen"
"Ha bide-"
Demesine kalmadan dudaklarına yapıştım.
Ayrıldıktan sonra yeniden çoçukların yanına gittik
"Eşyalarımızı toplayıp gidelim o halde"
"YES BEE ŞERAP VE HAVUZ BENI BEKLE"
Diye anıran Albert Mycroftun elinden tutup odadan çıktı.
Devamını yazmaya üşendim.
Iyi okumalarrrr
