16.Bölüm: Sarmaşık

1.6K 115 37
                                    


"Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için;
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için.
Mecnûn inler, kanını
Leylâ'ya katmak için.
Cilve yapar sevgili
Gönül kanatmak için.
Şair neden gam çeker?
Şiir yaratmak için.
Dağda niçin bağrılır?
Feleğe çatmak için.
Açılır tatlı güller
Arılar tatmak için.
Göğse çiçek takılır
Solunca atmak için.
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için.
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve........................
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için..."

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ*









***************



Bazı sevgiler zaaftır.

Zaaflar yoluna dolanan sarmaşıklardır. Eğer zaafını gösterirsen vurmaktan çekinmezler. Gözünün içine baka baka yok ederler her şeyini. O yüzdendir ki insanoğlu en güvendiğinden dahi şüphe duymaya mahkumdur. Çünkü arkanı döndüğünde saplanacak bıçağın kimin elinden olduğunu bilmeyeceğini bilir. En iyi bunu bilir.

Günü geldiğinde herkesin, her şeyin değişeceğini bilmek yorar ruhu. Şüphe insanı yer bitirir. Ben her şeyden şüphe duymuştum bu zamana kadar. Kimseye tamamen güvenmemiştim mesela. Herkes hata yapardı. İnsanlar hata yapmak için doğmuştu.

Her insan kendine bir duvar örerdi. Tuğlaların her biri geçmişte yaşananlardı. Geçmiş önünü kapatan duvarın en büyük ustasıydı. Benim geçmişim öyle bir kapatmıştı ki, her yanım karanlık içindeydi. Işık yoktu, ses yoktu. İki şey vardı.

Karanlık ve Yalnızlık

Bu ikisi insanı yer bitirirdi. Ortada senden hiçbir şey kalmadığında ancak fark ederdin. Lakin işte o zaman her şey için çok geç olurdu.

Sen zaten çoktan bitmiştin.

Ben karanlığımda aydınlığımı ela gözlerinde bulmuştum. Dilimden iki kelime dökülmüştü yalnızca.

'Seni seviyorum.'

Şimdi ise sevdiğim adamdan ayrı bırakılmıştım. Daha yeni bulduğum huzuru çok sağolsun TSK baltalamış bulunmaktaydı. Kafamı biraz daha soktum yorganın içine. Çıkmayacaktım. Tabi eğer öyle bir imkanım olsaydı.

Birazdan kalkıp sürüne sürüne de olsa hazırlanacaktım. Gece devralıp öbür gece teslim edecektim. Yani koskoca bir günlük uyukusuzuluk serüvenime kendi ayaklarımla tıpış tıpış gidecektim.

Lanet olsun sana uyumamak!

Ne gereği vardı yani yirmi dört saatlik nöbetlere. Blok nöbetlere zaten diyecek tek bir kelimem yoktu. Allah cezasını verisindi. Tüm evren birleşmiş sevdiğim adamdan ayrı kalmam için her şeyi yapıyordu. Beni nöbete onu dağa bayıra yolluyorlardı.

Evet. Sevdiğim adam.

Ben ona onu sevdiğimi söylemiştim. Ben artık kalbimdeki yerinden emindim.

Henüz kimseye bir şey söylememiştim. En büyük şoku şüphesiz abim yiyecekti. Kendisine bu haberi hastane ortamında, etik şartlar altında vermek istiyordum. Haberi aldığı gibi küçük çaplı sinir krizleri geçirecekti çünkü.

Ateş ve Deniz.

Birbirimizi seviyorduk ve bunu ikimizde tüm kalbimizle biliyorduk.

Yorganın altından tek gözüm dışa bakacak şekilde çıkardım. Alarmım dakikalardır dur durak bilmeden çalıyordu. Sesi kulaklarımı tırmalasa da bilerek bu melodiyi seçmiştim. Başka türlü uyukumdan uyanmam mümkün olmuyordu. Uyukum biraz ağır olabilirdi. Birazcık.

TİM On viuen les histories. Descobreix ara