9.Bölüm: Zoraki Alışmışlıklar

5.1K 196 287
                                    



  Yalnızlığın sebebi ne o, nede bir başkasıdır. Sadece ulaşamayacağı bir hayale giden kalbin gerçeği anlamasıdır.

Gore Vidal

Bölüm Şarkılarımız:

Yaşlı Amca: Giderdi Hoşuma

Resul Dindar: Sarıl Bana


Bölüme başlamadan önce buraya siyah kalp bırakır mısınız ???????



****************

İnsan alışır. Zaman geçer, dünya değişir, beden değişir ama acı tazedir. Her gördüğün şeyde yansıtır kendini kalbin çıkmazına. Oraya gömülür. Unuttum sanırsın ama yaptığın şey yalnızca alışmaktır. Bunlar hayatın, kaderin ellerine bıraktığı iplikte atılan düğümlerdir. Çözmeye çalışırsın lakin kader buna engel olur. Kaçmak istersin, başladığın yere geri dönersin.

Dünya bu yüzden yuvarlaktır. Kendinden kaçamayacağını sana hatırlatmak içindir. Ne kadar kaçarsan kaç, geldiğin yer yine bendindir.

Ben kendimden kaçmak istemiştim. Kapılarımı kapatıp yalnızlığımla, kimseye zarar vermeden yaşamak istemiştim. Bir başkasını da 'yine' öldürmeden yalnızlığımın esiri olacaktım. Nerden çıkmıştı bu adam ? Bütün ihtimallerimi sıfırlayarak neyi amaçlamıştı ?

Kader hayatıma acıyla attığı düğümü aşkla mı çözmek istiyordu ? Acılarım buraya kadar mıydı ? Benim için vakit mükafatlarıma kavuşma vakti miydi ? Karşımda uyukusuzluktan kızarmış elalarıyla gözlerime bakan adam o düğümü çözecek olan el miydi ?

Haftalardır yanındaydım. Ve artık biliyordum ki Ateş benim kanlı düğümümü çözecek olan adamdı. İnatlaşsak da o bana iyi geliyordu. Ateş Avcı hayatımın neresindeydi bilmiyorum ama o kendi isteğiyle yanımda kalacak gibi hissediyordum. Yaramı saracak mıydı ? Zaman gösterecekti.

Bunu yapabilecek miydin Ateş ?

Araba da uyuya kaldıktan sonra Ateş beni uyandırmamak için saatlerce yollarda dönüp durmuştu. Benzin bitince de petrolde durmuştu.

Elinde bir poşet dolusu çikolata ile bana bakan elalar gerçek olamayacak kadar hayaldi benim için. Bunca zaman izin vermedim kimseye. İlgilerini hissetmek istemedim. Eğer alışırsam ve onlar da annem gibi, hiçbir şey söylemeden öylece bırakıp giden babam gibi olurlarsa kaldıramazdım. Aynı şeyleri tekrar yaşayamazdım.

Bundandı ördüğüm duvarlar. Ben sevginin bağlılığından korktuğum için istemiyordum. Belki de korkaktım. Sevgi gibi saf bir duygudan korkan acınası bir zavallıydım ama Ateş farklıydı o yanımdaydı. Kilitlendiğim kapıları açıyordu. Karanlığıma ışık tutuyordu.

Elindeki poşeti bana doğru uzattığında şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Saatlerdir uyanmamam için öylece aynı yollarda sürüyordu arabayı. Neden yapıyordu ? Amacı beni kendine alıştırmak mıydı ? Görmüyor muydu ? Ben ona alışıyordum.

Kafamı kurcalayan soruları bir kenara bıraktım. Karşımda ifadesizce elinde koca bir poşet tutan Ateş de sabitledim yeşillerimi.

İfadesiz tavrı gecenin ayazında sinirimi körüklemeye başlamıştı. İçimde çiçekler açtıran ilgisi, katlanamadığım belirsizliğiyle bıraktığı ikilem yüzünden şu an elimde olsa burnunu kırardım ama değildi işte. Adam bordo bereliydi yumruğum çakıl taşı etkisi dahi yaratmayacaktı.

Kafamdaki saçma senaryolar tekrar bastığında artık içimdekileri sormam gerekiyordu. 'Yapma' demem gerekiyordu. Beni kendine alıştırma. Yapma... sana çekiliyorum izin verme.

TİM Where stories live. Discover now