Bölüm 5: "Yara"

727 129 30
                                    


Birkaç saat sonra Felix kendine gelip direk evin büyük salonuna açılan merdivenleri inmeye başladı. Hyunjin bir süre önce camları açıp evi havalandırdığından feromon kokusu pek duyulmuyordu artık.

Hyunjin salondaki koltukta uzanmış, muhtemelen uyuyordu. Ancak çok hafif olan uykusu Felix'in adımlarını duyduğunda bölündü, kafasını kaldırıp merdivenlerden inen Felix'e baktı. "İyi misin hyung."

"İyiyim... Teşekkür ederim."

Felix yanına doğru gelirken Hyunjin toparlandı, koltuğa oturdu. Yüzünde bir gülümsemeyle yanına oturan Felix'e baktı. "Teşekkür edecek bir şey yok."

"Yine de, biliyorum..." O esnada gözü, Hyunjin'in sarılı bileğine takıldı. Beyaz bandajın bileğine denk gelen kısımda biraz kan izi vardı. "Bileğine ne oldu?"

"Önemli bir şey değil."

"Changbin mi yaptı? Ama seni yaralamadığına eminim." Felix biraz paniklemişti. "Yoksa ben mi yaptım?"

"Hayır hyung." Hyunjin başını iki yana sallayarak gülümsedi. Felix'in onun için endişelenmesi hoşuna gidiyordu. "Az önce kazayla oldu."

"Hastaneye gidelim mi? Dikiş atılması gerekir belki."

"Sakinleş hyung, önemli bir şey değil dedim. Hissetmiyorum bile. Bu arada, Minho hyung geldi._

"Ah, abim mi geldi? O mu yaptı bunu?"

"Hayır hyung, yanlışlıkla kendim yaptım dedim."

"Nerede şimdi?"

"Odasında dinleni-"

"Felix'im!" Hyunjin sözünü bitirmeden, merdivenlerde Minho'nun sesini duydular. Muhtemelen sesi duymuş, odasından çıkmıştı.

Doğruca yanlarına geldiğinde, çoktan ayağa kalkıp kollarını ona açmış Felix'e sarıldı. Felix'in sevgiye olan açlığı, abisinin omzuna başını gömmesiyle sonuçlanmıştı. Bir yandan da ağlıyordu.

Minho, kardeşinin saçlarını okşadı. "Sakinleş küçüğüm, hepsi geçti..."

"Çok geç kaldın." Dedi Felix, başını kaldırmadan ağlayarak. "Neredeydin bir haftadır?"

"Anca gelebildim küçüğüm. Seni yalnız bıraktığım için özür dilerim. Ama bak, ne kadar güçlü benim kar tanem. Kendisi harika idare ediyor."

Tabi ya, ne demezsin...

Minho kardeşini omuzlarından tuttu, sarılmayı bozup biraz uzaklaştırdı. "Seni böyle görmek istemiyorum, lütfen yapma."

"Seni çok özledim ama."

"Biliyorum..." Ona doğru eğildi, baş parmağıyla yanağına dökülen yaşları sildi. "Bak geldim ben, hepsi geçti."

Felix'in, bunu duymaya uzun zamandır çok ihtiyacı vardı...

Bir süre daha sarılıp Felix'in ağlaması sakinleştiğinde, koltuklara oturdular. Hyunjin tek başına tekli koltuğa otururken, Felix ve Minho ise yan yana oturuyordu. Felix'in başı, Minho'nun omzuna dayanmıştı.

"Changbin'le ayrıldığını duydum." Dedi Minho bir anda. Hyunjin konunun açılmamasını rica ederken, bunu beklemiyordu.

Felix çatık kaşlarla azarlarcasına Hyunjin'e baktıktan sonra geri abisine döndü. "Evet..."

"Seninle konuşmaya geldiğinde biraz sorun çıkarmışsın. Kaybın, benim de kaybım olduğundan acını anlıyorum Felix, ama sence de biraz fevri davranmıyor musun?"

The Cliff | Hyunlix [Omegaverse] ✓Where stories live. Discover now