Yolların Sınırı

Start from the beginning
                                    

Biraz umursamaz davranmaya çalışsam da adamın bana saldırmaya çalışması sonucu, birbirimize girmiş hatta en son adamın kel olan kafasını ısırmıştım. O olaydan sadece bir uyarıyla kurtulmuştum. Ama şimdi tek bir hatam ile kovulacağımı çok iyi biliyordum

"off sizde çok iyi motive verdiniz yaa sağ olun var olun(!)"

"Onun yerine Allah sevdiğini kavuştursun diyen teyze repliğine hayır demez idim yaa."

Cem'e öldürücü bakışlarımı dikerken "benim ordan bakınca teyzeler ile kıyaslanacak bir noktam varmı acaba?"

Gözlerimi kapatmış "sen harikasın alakası yok!"

tarzı bir cümle beklerken "Sen 65 yaş üstü değil miydin ya?" İkinci bir cevap Nisanın tekrardan kahkahalar atmasına sebep vermişti.

"Ücretsiz diye aldım yoksa banane teyzenin akbilinden?"

"Kızım ne paragöz sün yaa, utan utan yazık değil mi dızladın teyzenin akbilini hemen."

"Ya yerdeydi yerdeydi!" dedim sinirle gerilen yüzümü ellerimin arasına alırken. Biraz sakinleştikten sonra aklıma gelen cümleleri aklımda bırakmaktansa kelimelere döktüm ve kuş olup uçtu her bir harf;

"En azından ben, mahallenin en yaşlı teyzesinin gözleri bozuk diye her hafta para dızlayan biri değilim ya hani."

Nisan ifadesini korumaya çalışsa da gene ciddiyetini koruyamayarak gülmeye başladı. Başarılı zeki özgüvenli bir kız olabilirdi ama gülme konusu başlı başına bir dert idi.

Laf sokmanın mutluluğuyla elimi beyaz olan çekmece me uzattım ve oradaki tavuklu noodle elime alıp paketi açmıştım, su ısıtmayla evdeki ayıyla uğraşamazdım. Hem bu haliyle bence daha güzeldi tadı. Ben noodle ile aşk yaşarken telefondan gelen dıt sesi aklımı başıma getirmişti Cem sinirle aramayı kapatmıştı, Nisanla bu çocuksu haline alıştığımız için tepkisiz kaldıktan sonra Nisan'da haber yazısına devam edeceğini söyleyerek kapatmıştı telefonu.

Bende Instagramı açmış hem video hemde noodle ile aşk yaşarken bu hayata en istemediğim şey başıma geldi,

odanın kapısı tıklanmadan açılması kimin geldiğini belli ediyordu. 'Kapı diye birşey var bu evde ne bilim çal bir şey yap!'

Abim, pardon evde ailecek beslediğimiz ayı, dediklerimi umursamak yerine elimde kıtlatığım noodle odaklamıştı gözlerini şimdi açgözlü haliyle buna da göz diker ise olay çıkarırdım.

"bir ısırık versene."

Gözlerimi pörtletirken aceleyle noodle ağzıma tıkmıştım, "kusura bakma vermek isterdim ama bitti."

Ağzım dolu konuştuklarım onun bana baktığı öfkeli bakışlar ile son bulmuştu "aaa böcek!" diye çığlık atarak abimin ilgisini kaydırıp odadan hızla kaçtım, bu numara hep işe yarıyordu.

Abim peşimden yüz kızartıcı bir küfür ederek koşmaya başladığında hızla annemin arkasına saklandım.

"Anne bu ayı oğlun beni öldürmeye çalışıyor"

'Anne o arkamdaki p-... yani canım kardeşimi bana verir misin?'

Bizim bu halimize bi türlü anlam veremeyen annem, şaşkınlıkla bize baktı. "Oğlum yine neyi paylaşamıyorsunuz?"

"Anne abim olacak bu şeref yoksunu ayı, benim noodle ma göz dikti!"

Sorunu anlayan annem derin bir nefes almıştı, ama bu kısa sürmüş, arkaya doğru başını tehlikeli bir yavaşlık da döndürüp, 'Sen yemekten önce neden mideni tıkadın?'diye bir soru sormuştu.

Duvarın Ardındakiler Where stories live. Discover now