52. Bölüm

130 25 360
                                    

Umarım hikayenin gidişatını beğeniyorsunuzdur. Hepiniz seviliyorsunuz :)

Yorum ve Votelerinizi bekliyoruum...

Vize haftam ardından dedemin hastalık ve vefat süreci derken yazmaya vakit bulamadım. Günlerdir o kadar kargaşa içinde bir hayatım var ki anlatamam. Elimden geldiğince yazmaya çalıştım ama her şey o kadar üst üste geldi ki asla yetiştiremedim. Kafamı bile çok zor toparladım. Umarım yazdıklarımı beğenirsiniz. Tekrardan bölüm geciktiği için özür dilerim :(

Sevgililer gününe özel size çoook aşık bir Savaş Barlas yazdım. Umarım Savaş'ın bu hallerini seversiniz yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm Şarkısı:
Dolu Kadehi Ters Tut- Ölüm Dansı

Yorum sınırı: 450 Vote sınırı: 13

Eveeet yine 10 bin kelimelik bir bölümle karşınızdayım. Elimden geldiğince sonuna heyecan katmaya çalıştım. Hepinize iyi okumlar canikolarım....

"Melek'e anlatmadım tabi. Bilmesini istemiyorum" göz göze geldiğimizde ceketim elimden düştü. Omuzlarım düştü. Sessizce bakmayı sürdürdü. Yerden ceketimi alıp arkamı döndüm. Evden çıkacakken kolumu tuttu.

"Gitme hemen. Odama çıkalım anlatacağım. Söz..." gözlerine baktım. "Savaş sözü..." elini tuttum. Yerden çantamı aldı. Birlikte odasına çıktık. Odasına girdiğimizde kapıyı kapattı. Çantamı kenara koydu. Yatağa yanıma oturdu.

"Hani saklamayacaktık hiçbir şeyi" dedim. "Anlatacağım. Saklamıyorum zaten. Sadece sonucunu bekliyorum. İyi bir sonuç olursa..." geri çekildi derin bir nefes aldı. "Sana tişört vereyim. Uzanalım öyle anlatayım. Kafam zonkluyor" peşinden ayağa kalktım. Yüzü gerçekten kötü görünüyordu. Babası hiç acımadan vurmuştu.

"Yüzün çok dağıldı ya" güldü. "Çirkinleşmiş miyim?" tebessüm ettim. "Mümkün mü?", "Değil" beni öpmek için eğildi. Sonra durdu. "Dudağım kanıyor. Tiksinirsin..." uzanıp dudaklarına yapıştım. Sıkıca sarıldı bana. Dudaklarımızı ayırıp boynumdan öptü. Yavaşça formamın düğmelerini açmaya başladı. Eteğimin fermuarını açtı. Eteğimin ucundan tutup çektiğinde yere düşmüştü. Gömleğimi de çıkardı. Tişörtünü çıkarmasına yardım ettim. O beni öperken yavaşça pantolonunun düğmesini açtım. Çıkardığı gibi fırlattı pantolonunu. Beni kucağına aldığında boynuna sıkıca sarıldım. Bacaklarımı beline sardım. Hem öpüyor hem bedenimi okşuyordu. Beni sertçe yatağa bıraktı. Gözlerine bakıyordum. Geri çekildi. Dolabından bir tişört alıp bana uzattı.

"Teşekkür ederim" tişörtü üzerime giydim. Ona baktığımda eşofman giyiyordu. "Eşofmansız yatardın", "Kesin odaya giren olur. Sonra bir ton laf ediyorlar" kollarımı açtım. "Sarılalım mı?" güldü. Yanıma oturdu. Küçük çocuk gibi başını göğsüme yasladı. Yavaşça saçlarını okşamaya başladım. "Babanın dedikleri...", "Daha doğmadan başlamışım zarar vermeye", "Saçmalama. Bir bebek anne baba kim onu bile zor ayırt eder", "Ben annemin karnında hareketliymişim. İşte hareket ettikçe kordon ikizimin boynuna dolanmış. Annem o yüzden çok düşkün bana. İki bebekten sadece ben kalınca" saçlarından öptüm.

"İyiki sana bir şey olmamış. Ya sana bir şey olsaydı. Tanıyamazdım seni" yavaşça geri çekildiğimde doğruldu. Beline sarıldım. Yavaşça kendini yatağa bıraktı. Kolu bana sarılık göğsünde uzanıyordum. "Savaş..", "Efendim", "Bizim oğlumuz olursa o da hareketli olur demi? Karnımın içindeyken..." bana baktı. Eli karnıma indi.

"Her şeyi sizin için yaptım. Biliyorum ileride şirketi Sarp'a bırakacak. Beni orada maaşlı çalışan yapacak. O zaman sana da bebeğimize de iyi bir hayat sunamayacağım. Emre'yle konuştuk. O da aynısını söylüyor. Cemre'yle Sarp'ı evlendirmeyi planlıyorlardı zaten. Selim amca ve babam. Sarp'la ikisi şirketin başına geçsinler diye", "Ama Zehra?", "Sarp onu baya seviyor babam karışmaz. Ama sonuçta Cemre de Sarp da ailelerin gözdesi. Biz de Emre'yle böyle bir karar aldık. Yaptığımız işlerin paralarını aldık sadece", "Ne yapacaktınız?" dedim ona bakarak.

Seni Buldum YaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin