47. Bölüm

205 26 372
                                    

Umarım hikayenin gidişatını beğeniyorsunuzdur. Hepiniz seviliyorsunuz :)

Yorum ve Votelerinizi bekliyoruum...

Bölüm Şarkısı: KÖFN- Olan Olmuş

Yorum sınırı: 400 Vote sınırı: 13

"Melek yürü" dedi Emre kolumdan tutarken. "Defol Emre. O pisliği asla affetmeyeceğim", "Savaş iyi değil niye anlamıyorsun? Çok kötü bir halde" Emre kolumdan çektikçe ben yatağa daha da yapışıyordum. Emre'ye ayağımla vurdum. "Gelmiyorum! Beter olsun", "Sanem teyze intihar etti. Bileklerini kesmiş", "Nee?" dedim yataktan kalkarken.

"En son Savaş'la kavga etmişler. Savaş kendini suçluyor. Şu an gerçekten iyi değil. Sabahtan beri sakinleştirici veriyorlar hastanede" direk yataktan kalktım. Ceketimi giydim direk. "Üşümez misin?", "Sen çık ben şortumu değiştireyim geliyorum", "Aşağıda bekliyorum" dolabımda elime geçirdiğim ilk eşofmanı şortun üzerine geçirdim. Kapıyı kapatıp koşarak aşağı indim.

"Sanem teyzenin durumu nasıl?", "Ameliyatta" ellerim titriyordu. Aniden kapı açıldı. Buse de binmişti. "Melek her ne olursa olsun Savaş'a kötü davranma ne olur? Zaten şu anki halini görsen dayanamazsın" sessizce önüme bakıyordum.

Hastaneye girdiğimizde ne yapacağımı bilmeyen bir halde duruyordum. Emre kolumdan tuttu resmen çekiştiriyordu. "Polat amca! Melek geldi" Polat amca hızla bizden tarafa geldi. "Gel kızım" kolumdan tuttuğunda o da çekiştiriyordu beni. Odanın kapısını açtı. "Gir kızım" girdiğimde kapı üzerime kapanmıştı. Odada her şey kırılmış haldeydi. Her yer her yerdeydi. Yavaşça odanın içine doğru yürüdüm. Savaş'ın ellerini iki yanından bir şeyle bağlamışlardı. Hala öfkeli görünüyordu. Üzerinde programdaki takım elbisesi vardı ama her yeri kan içindeydi. Onu öyle görünce koşup sıkıca sarıldım.

"Melek?" gözlerine baktım. "Geldim aşkım. Yanındayım" ellerini çekmeye çalıştı ama çekemedi. Bana sarılamayınca yüzünün halini görünce geri çekildim. Yavaşça ellerini çözdüm. "Yapma. Yine kriz gelirse canının yanar" yanağını okşadım. Elleri belime gitti. "Çok uyuşmuş hissediyorum", "Geçecek", "Annem  nasıl? İyi mi?", "Ameliyattaymış. Ama iyi olacak. Sanem teyze çok güçlü bir kadın sizi bırakmaz" başını iki yana salladı. "Beni bırakacak. Ben onu çok üzdüm" yavaşça yanına uzandım. Şaşkınca bakıyordu. Yanağını okşadım. "Gözlerin şişmiş" dedi yanağımı okşarken.

"Sebebini biliyorsun", "Bilmiyorum" hiçbir şey demedim. Başımı göğsüne yasladım. Eli saçlarımda gezmeye başladı. "Melek..." başımı kaldırdım. "Lavaboya gitmem lazım" yavaşça kalktım. Kalkmasına yardım ettim. "Geleyim mi?" dedim o yürürken. Güldü. "Ucunu da tut istersen" gözlerimi devirdim. "Pisliksin", "Gel bebeğim ya" arkasından tuvalete girdim.

"Utanmayacağım senden ya. Utandıkça üzerime geliyorsun", "Sen bilirsin" dedi kemerini çözerken. Arkamı döndüm direk. Güldü. "Tamam hadi sen çık. Ben geliyorum hemen" tuvaletten çıktım. Aniden kapı açıldı. "Savaş nerede Melek?" dedi Polat amca. "Şey...", "Niye çözdün ellerini? Doktor kendine zarar vermesin diye bağladı", "Şu an sakin. Lavaboya girdi sadece. Sanem teyze nasıl? Ameliyat bitti mi?", "Hala ameliyatta" tuvaletin kapısı açıldı.

"Baba? Annem nasıl? İyi mi?" Polat amca bir zarf uzattı. "Al bak DNA testinin sonucu geldi" Savaş elini uzattı ama eli titriyordu. "Şi-şimdi mi bakayım?", "Bak", "Sen neden bakmadın?", "Benim sonuca bakmama gerek yok. Ben eminim" bakışları zarfa döndü. "Senin değilim demi?" dedi babasına bakarken. "Bak gör" zarfı açtı yavaşça.

"Ne yazıyor burada anlamıyorum", "Baban benim o yazıyor" babasına baktı bir de kağıda. Kağıt elinden kayıp düştü. "Anne... anneme haksızlık ettim. Annem benim yüzümden ölecek" ellerini tutmaya çalıştım. "Hayır hayır ölmeyecek" delirmiş gibiydi. "Savaş sakin ol nolur" elinin birini tutabilmiştim. Sertçe çekti elini. "Annemi görmek istiyorum. Anne" Polat amca kapıyı kapattı. "Hiçbir yere gitmiyorsun", "Gidicem" Polat amca odadan çıkıp kapıyı kilitlemişti. Savaş kapıya sertçe vuruyordu. Bu hali çok korkutucuydu. Yerde bulduğu her şeyi tekmeleyeme başladı. Korkuyla geriye adımladım. Bacaklarıma değen koltuğa oturdum direk. Bacaklarımı kendime çektim. Korkuyla ona bakıyordum. Odada sanki yok olabilecekmişim gibi küçüldükçe küçülmüştüm. Bakışları beni bulduğunda korkuyla biraz daha kenara kaydım. Bana yaklaştı. Önüme diz çöktü. Ellerimi tuttu. Eğildi. Ağlayışını duyunca sakince ayaklarımı indirdim koltuktan. Dizime başını koydu. Ellerim ellerinde başı dizlerimde ağlıyordu. Koltuktan yavaşça yere doğru indim. Başını omzuma yasladı. Elimi saçlarında gezdirmeye başladım. Sıkıca sarılıyordu bana.

Seni Buldum YaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin