-Özel Bölüm- Anka -

13.5K 973 165
                                    

'Anka'

"Acını anlıyorum Anka." dedi Haluk Albay.

"Hiç sanmıyorum komutanım. Neden buradayım ki ben? Hastanede olamalıyım şimdi. Adamlar elinizde, Utku Komutanımın timi raporları da sunmuş size." dedim içimi saran huzursuzlukla.

"Daha benden ne istiyorsunuz mu diyorsun?"

"Özcan'ın yanında olmak istiyorum diyorum komutanım. Arkadaşlarımın yanında olmak istiyorum. Doğu-"

"Konu tam olarak o. Doğu Yüzbaşı." dediğinde kaşlarım çatıldı. Doğu da mı yaralanmıştı? Neden ısrarla burada tutuluyordum ki o zaman?

"Anlamadım komutanım? Yaralı olanın Özcan olduğunu söylediniz." dedim sabırsızca.

"Doğu buradan gitmek zorunda."

"Bir emrinize bakar."

"Hayır. Benim emrinle değil, kendi iradesiyle gitmeli."

"Benden tam olarak ne istediğinizi anlayamadım komutanım. Biraz daha açık konuşun lütfen. Neden buradayım?"

"Doğu'yu bir süre buradan uzaklaştırmamız gerek Yüzbaşı. Ve bunu bir an önce yapmalıyız. Sebebi oldukça gizli ama sonunda iki askerin hayatının söz konusu olduğunu bilmende bir sakınca yok."

"O ve timi mi? Yani Alfa Beş'i mi? Komutanım, bir görev emriyle istediğiniz kadar uzağa sürebilirsiniz onları."

"Sadece Doğu gitmeli. Bunu sağlayabilir misin? Onu bu konuşmadan bihaber bir şekilde buradan gitmeye ikna edebilir misin? Onu en iyi sen tanıyorsun biliyorum. Bunu senden başka kimseden isteyemem."

"Ama Gece ne olacak?"

"Gece Hanım bir süre bizim korumamız altında kalacak."

"Doğu onu ölse bırakmaz. Hele ki bugün olanlardan sonra.."

"Bırakmalı. Bu yüzden seni seçtim Beste. Başaracağını bildiğim için."

Sıkıntılı bir nefes alıp Albay'a baktım. Konunun vehameti gözlerinden okunuyordu ama ben böyle bir şeyi nasıl başarabileceğimi bilmiyordum. Üstleri sorgulayamamak en çok da bu zamanlarda canımı sıkıyordu doğrusu.

"Ne kadar süre ayrı kalmaları gerekecek?" diye sordum, aklıma gelen acımasız planın kalbimi ele geçirmesine izin vermemek için çaba sarf ederken.

"Bir yıldan daha fazla."

Şaşkınlığımı gizleyememiş olmak pek profesyonelce değildi ama kendime engel olamıyordum. Doğu'yu kışkırtmayı, vicdanını sorgulatmayı başarıp fevri kararlar almasını sağlamak kolay olmayacaktı ama ne yapıp edip bunu başarabilirdim. Tek sorun, bunu yapmayı asla istemiyor olmamdı.

"Bunu yaparsam arkadaşımı sonsuza kadar kaybedeceğim." dedim dürüstçe.

"İki yiğit askerin hayatını kurtaracaksın. Hatta çok daha fazlasının." dedi Albay. Gözlerimi kısarak üzerlerine elini koyduğu dosyalara baktım.

"Doğu'nun, peşine düşmesini istemediğiniz bir şeyler var." dedim şüpheyle.

"Bize yardım edecek misin Yüzbaşı Sağlam?"

"Emredersiniz komutanım."

Albay'ın odasından çıktığımda aklımdaki tek plan Özcan'ın başına gelenler için onu suçlamaktı. Şu an daha hızlı bir plan yapabilmem mümkün değildi. Zaten aklım fikrim Özcan ve Gece'deydi. Yaralandıklarını öğrenmiştik ama henüz hastaneye geçmeye fırsat bulamadan Albay'ın emriyle karargâha gelmiştik.

Gecenin En DoğusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin