24-Umut

75.7K 4.3K 2.9K
                                    

"Neden hâlâ dönmediler? Hepsi iyi mi?" dedim, Erkan Komutanın masasının önündeki koltuklardan birine oturup. Doğu, sekiz gündür yoktu..

"Hepsi iyi Gece Hanım." dedi ama buna inanmıyordum artık. Sürekli aynı cevabı veriyordu ve sıkıntılı olduğu belliydi. Bugünkü tavrı başkaydı..

"Komutanım! Alfa Beş hatta." dedi bir asker odaya girip. Erkan Bey, varlığımı yok sayarak ona doğru ilerledi ve telefonu eline aldı.

"Tim Alfa Beş, Üsteğmen Yağız Dinçer." dedi telefondan yükselen ses. Doğu değildi.. Neden o konuşmuyordu?

"Dinlemedeyim Üsteğmen." dedi Erkan Komutan.

"Teğmen İrem Gün, üsse dönüş sağlıyor. Ayrıntıları raporlayacaktır komutanım. Üsteğmen İclâl Sara kayıp. Yüzbaşımın komutasında arama ekibi oluşturuldu ama onlarla iletişimimiz kesildi. Nerede ve nasıl olduklarını bilmiyoruz. Alan komutası bende. Destek ulaştı ama kapana kısıldık. Çocuklar güvende." dedi Yağız nefes nefese. Arkadan gelen çatışma sesleri kanımı dondurmuştu.. Ne demek iletişimleri kesilmişti? Ne olacaktı?

"Şehidimiz ya da yaralımız var mı?" dedi Erkan Komutan.

"Anlaşılmadı." dedi Yağız.

"Şehidimiz ya da yaralımız var mı?" diye tekrar etti Erkan Komutan. İclâl nasıl kaybolmuştu?

"Alanda altı yaralımız var komutanım. Birinin durumu ağır. Arama ekibiyle iletişime geçer geçmez durum bildireceğim. Çok acil, ikinci bir hava desteğine ihtiyacımız var. Mühimmatımız yarıya indi." dedi Yağız.

"Anlaşıldı Üsteğmen. Destek ekip gönderiliyor. Hava destek ekibine de gerekli talimatlar verilecek. En kısa zamanda Yüzbaşıyla görüşmek istiyorum."

"Emredersiniz." dedi Yağız ve telefon kapandı.

"Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağla beni derhâl." dedi Erkan Komutan, telefonu getiren askere.

"Emredersiniz komutanım." dedi asker. Burada olduğumu unutmuş olabileceklerini düşünürken, Erkan Komutanın bakışları bana döndü.

"Evinize dönün Gece Hanım. Gerekenden fazlasını duydunuz." dedi ciddiyetle. Haklıydı.. Ayağa kalktım ve içime kaçmış bir sesle teşekkür edip çıktım odadan. Çok kötü şeyler olduğu aşikârdı.. Kapana kısıldık demişti Yağız. Korkuyordum. Her biri için ayrı ayrı çok korkuyordum şimdi..

Doğu'nun ya da diğerlerinin durumu hakkında hatırı sayılır bir bilgim yoktu. Kışlada büyük bir gerginlik ve koşturmaca vardı. Doğu'nun ve Yağız'ın bana bağırdığı odada oturmuş, onların gelişini bekliyordum. Eve gidemezdim.. Burada kalıp Doğu'yu ya da ondan gelecek herhangi bir haberi bekleyecektim.

"Geç oldu, artık eve bırakayım sizi." dedi Bekir. Her gün beni kışlaya getirmekten bıkmıştı sanırım..

"Doğu gelmeden gitmeyeceğim." dedim kararlılıkla.

"Komutanımın ne zaman döneceği belli değil."

"Yaralı askerlerin durumu nasılmış? Birinin ağır olduğunu söylemişti Yağız."

"Hadi eve bırakayım sizi. Valla komutanım canıma okur sizi bu halde görürse.."

"Gidemem Bekir. Sığamam o eve." dedim ve başımı koltuğun başlığına yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım.. Doğu iyi Gece.. O iyi.. Gelecek.. Sana geri gelecek..

Doğu'dan

"Çevik!" dedim kargaşanın içinde onlara ulaşmayı umarak. Çok uzaklaşmamıştık ama bağlantıyı kaybetmiştik.

Gecenin En DoğusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin