3.BÖLÜM

5K 266 7
                                    

Keyifli okumalar...

Son sözlerini söyleyerek odamdan hızlı bir şekilde çıkıp gitmişti, sırtımın acısına aldırmadan sert bir kaç adım atıp kapımı kapattım ve kilitledim. Sandalyeyi alıp kapı kulpunun altına iyice sağlamlaştırıp kendimi yatağıma bıraktım. Derince nefes alıp olduğum yere uzandım ve tavana baktım. Oturduğum ev rutubetliydi, küçücük olan evde kaç kere hasta olduğumu bilmiyordum. Her hasta olduğumda kendimi odama kapatırdım, sırtımın acısıyla gözlerim dolarken bir kere daha isyan ettim yaşadığım hayata.

Bu reva mıydı bana? Bu kadar nefret edilecek ne yapmıştım. Bende küçük bir kız çocuğu değil miydim, sevgi isteyen kalbim neden her defasında paramparça olmak zorundaydı ki? Yanımda titreyen telefonumla burnunu çektim, elime aldığım eski model telefonumun güç tuşuna bastım mesaj gelmişti. Atan kişi Asrın'dı.

Asrıncım; İyi misin ?

Dudaklarım ağlamanın verdiği üzgünlükle aşağı doğru büzülürken yolda gelirken söylediği şeyle ağlamam daha da şiddetlendi.

Evet iyiyim, yorgunum sadece bu arada yarın işe gelemeyeceğim Selim amcaya söylersin.

Ellerim titreye titreye yazdığım mesajı gönder tuşuna basarak kafamı yatağa gömdüm. Herşey tek tek elimden kayıp gidiyordu, kapı kulpunun haraket sesi kulağımı doldurduğunda gözlerimi sıkıca kapatıp yatağa çok sindim. Her gece buna maruz kalıyordum.

"Güzellik, açsana kapıyı belkide bu son gecen biraz oynaşalım."

İğrenç kahkahası kapının ardından duyulurken ellerimle kulaklarımı kapattım, o lanet adam başıma bıraktığı koruması her gün, her saat ve her gece böyle taciz ederdi beni. Bir kaç kere ellemeye kalktığında kafasına yediği iki üç bardakla zor kurtarmıştım kendimi, ağlamam daha da şiddetlenirken kapıda bir o kadar şiddetli bir şekilde açılmaya çalışıyordu. Kapının açılmadığını anlayıp belli belirsiz bir küfür savurup kapıdan çekildi, adam akıllı uyku uyuyamıyordum bu sebepten dolayı. Uykum her zaman çok hafifti, evde toplam üç kişi yaşıyorduk ve ben o ikisinin ayak seslerine dahi uyanıyordum.

Kollarımı vücudumu sarıp sessiz gözyaşlarım yastığa damlıyordu, neden kimse sevmiyordu ki beni? Yarın gideceğimizi yeri düşündüm, belkide o babam olacak şahıs kendi kızını bulmuştu bile. Bunu bilmek içimde bir şeylerin parçalanmasına sebep oluyordu. Bir kere sadece bir kere kızım demeleri için nelerimi vermezdim, düştüğümde dizimi sarmalarını, saçlarımdan öpüp geçti demelerini isterdim. Sevgi görmemiş bu köhne kalbimin raflarını bomboş bırakmışlardı, halbuki elinde çiçeklerle bekleyen küçük Efnan onlara her zaman kucak açarak bekliyordu.

Bu hayatta her zaman kendi ayaklarımın üzerinde durmayı denemiştim, sevmemişlerdi beni kabullenip kalplerini açmamışlar, sevgiye aç bırakmışlardı. Büyüdükçe bu duygulardan uzak durdum, sevgi karşılıksız bir şey değil miydi? Küçük bir ilgi kırıntısına muhtaç kalmıştım, hâlbuki babasından görmediği sevgiyi her erkekte aramaya çalışmayacak mıydık? Ağlamanın verdiği sersemlikle gözlerim kendiliğinden kapanıyordu, bir karanlığın içine çekilmek bu kadar ürkütemezdi insanı.

Sabahın ışıklarıyla gözlerimi zar zor açarken, odanın kapısı birnkac defa tıklatıldı.

"Kalk sana uyuz şey! Birazdan İsmet bet burada olacak." Söylediği şeyle gözlerimi sıkıca kapatıp açtım ve sırtımın acısına aldırmadan yataktan ok gibi fırladım, sandalyeyi sertçe itip kapının kilidine açtığımda karşımda pişmiş kelle gibi gülen Birsen'e baktım. Her babamdan dayak yediğimde bu kadını döver olmuştum, küçükken bu kadın döverdi beni. Ben büyüdükçe gücü bana yetmemişti, elimi kaldırdığım gibi saçlarına dolayıp kafasını yere eğdim, Birsen çığlık atarken kafasını daha da yere eğerek kırdığım dizimle suratına vurdum. Bugün ne olacaksa olacaktı! Ya ölecekti ya da ben, saçından yukarıda çekip sert bir şekilde yere bıraktım. Daha ne olduğunu anlamayan Birsenin üzerine çıkıp, suratına yumruk atmaya başladım.

KALP RAFI (Aile Hikayesidir.)Where stories live. Discover now