36: ailem

1.2K 179 75
                                    

🌀🥠🍰

--

bu ficte seungmin jeonginden kisa haberiniz olsun!!

---

"soobin tahtayı oku."

tarih dersindeydik, seungmin bu dersten gerçekten nefret ediyordu. oflayıp duruyordu sabahtan beri.

soobin hızlıca tahtayı okudu ve hoca dersi anlatmaya devam etti. seungmin kafasını sıraya gömdü ve sızlanmaya devam etti.

sırtını sıvazlayıp güldüm, "az kaldı, dayan."

"sıkıntıdan patlamak üzereyim." dedi ve başını sıradan kaldırıp omzuma yasladı "keşke gelmeseydim."

saçlarının arkasını hızlıca okşadım ve güldüm yine, "beş dakika kaldı."

dudaklarını büzdü yine, başını omzumdan kaldırıp yine sıraya gömdü. sevimli haline güldüm istemsizce.

"kim soruyu cevaplamak ister?" diye sordu hoca.

dahyun, soobin ve yeonjun el kaldırdı. hoca bir iki saniye seçmeye çalıştıktan sonra yeonjunu gösterdi.

yeonjun gülümseyerek konuşmaya başladığında seungmin kafasını çevirip yeonjuna baktı, sadece dinliyordu ama bir şeyler içimi kemiriyordu sanki. yeonjundan gerçekten haz etmiyordum.

bir elimi seungminin bacağına koyduğumda seungmin kafasını bana çevirdi, böyle daha iyiydi. bana bakması daha iyiydi.

"bana bak." dedim.

başını sıradan kaldırdı, "sana bakıyorum."

"yeonjuna bakma." dediğimde güldü

"sana bakıyorum sevgilim."

sessizce konuşuyorduk, vücudum titrediğinde elimi bacağından çektim. içimi titretiyordu seungmin.

"hava bugün biraz daha iyi değil mi?" dedim.

"hmhm, önceki günlere göre daha sıcak. kar yağar sanıyordum."

"kaçalım mı?"

aniden söylediğim şeye sevinmişti, kocaman gülümsedi ve başını salladı. o sırada zil çalmıştı zaten.

"arka kapıdan çıkalım." dediğimde beni onayladı. hızlıca eşlayalarımızı çantamız yerleştirdik ve sınıftan çıktık.

seungmine elimi uzattım, zafer kazanmış gibi bir gülümseme vardı yüzünde. elimi tuttu, koşar adımlarla arka kapıya gittik.

"koş." dediğimde ikimiz de artık koşuyorduk. güvenliğe yakalanma ihtimaline karşı koşarak kaçmamız gerekiyordu.

arka kapının merdivenlerinden indik, çıkış kapısına geldiğimizde durdum. biraz nefeslendik.

"yakalanırsak." dedi seungmin.

"bir şey olmaz, adam yaşlı zaten." dedim güvenliği kast ederek. "gidelim."

çıkış kapısına yönelecektim ki seungmin elimi sıkıp gitmeme izin vermedi.

"noldu?"

dört beş saniye kadar yüzüme baktı, acelesi varmış gibi hızlı bir şekilde dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

kalbimin hızı o kadar artıyordu ki onu öpünce, olduğum yere yığılacak gibi hissediyordum.

ellerini boynuma çıkardı ve çok hafif yükseldi parmak uçlarında. ellerimle belini sardığımda öpüşünü yavaşlattı.

midnight rain, seungin  ✓Where stories live. Discover now