26

3.2K 237 44
                                    

-Eftalya, bir tepki ver artık bebeğim, lütfen! "

Oturuşumu bozmadan bakışlarımı saatlerdir benimle iletişim kurmaya çalışan Karan'a çevirdim. Her şeyden soyutlanmış hissediyordum. Ağlamıyor, sızlanmıyor hatta konuşmuyordum bile. İnanmamıştım. Bir açıklaması olduğuna inandırmıştım kendimi. Ta ki, ta ki sorgusunda her şeyi itiraf edene kadar. Zihnimdeki karelerle ürperdim. Ben bunu haketmemiştim.

-YEDİĞİN ON KURŞUNUN DOKUZUNU SANA BEN SIKTIM EFTALYA ATEŞ!

Keyifli bir kahkaha atarken ağzından akan kanları yere tükürdü.

-SAFSIN KIZIM SEN, SAF! SANA, YANINDAKİ MALLARA NASIL KARDEŞ DEMİŞİM ANLAMIYORUM!

Olduğu yerde kıpırdayarak ofladı.

-AZ KALSIN BACAĞININ KOPACAĞI KURŞUNU DA BEN SIKTIM SANA! SENDE GELİP O LANET YERDE AĞLAMIŞTIN! GÖZYAŞLARINI GÖRDÜKÇE GÜLÜYORUM SİCİLYA!

Ellerimin titrediğini Karan ellerimi tutana kadar farketmemiştim. Yüzüme doğru eğilip dudaklarını alnıma bastırdı.Kolunu belime sararken sordu, "Dinlen biraz, izin alayım olur mu? " Kafamı salladım hafifçe. Sadece ona ihtiyacım vardı. Boynuma hızlı bir buse bıraktıktan sonra odadan çıktı.

Hâlâ bakışlarımı yerden ayırmamışken yutkundum. Canı hiç mi yanmamıştı? Konuşması için ona yumruk atarken bile içim kanamıştı. Bu kadar kolay mıydı? Her şeyin iyisi, sadece para ve şöhret miydi?Babasını, bizi, vatanını böyle mi satmıştı? Açılan kapıyla derin bir nefes verdim. Karan montunu giydikten sonra elinde benim montumla yanıma geldi. Ayağa kalkarak montu üstüme geçirdim. Bacaklarım titriyordu, bakışlarım anlık olarak Karan'a kayarken onunda bakışlarının zangır zangır titreyen bacaklarımda olduğunu farkettim. Ağzının içinden bir şeyler mırıldandı fakat sesi çok kısıktı. Bir kolu belimden geçerken diğer kolunu bacaklarımın altından geçirerek kavradı. Kollarımı boynuna sarıp başımı boynuna gömdüm. Kokusunu derin derin solurken saçlarıma buseler bıraktığını hissettim. Gözlerimi kapatırken dudaklarını boynumda hissettim bu sefer de.

......

İçeriye sızan ışıkla gözlerimi hafifçe araladığımda Karan'ın göğsünde yattığımı anca idrak edebildim. Kafamı hafifçe kaldırarak yüzüne baktım. Yorgun olmalıydı. Neredeyse hiç dinlenememişti, üstüne üstlük birde saatlerce benimle ilgilenmişti. Boynuna hafifçe dudaklarımı sürttüğümde belimi kavrayan kolu sıkılaştı. Başını gömdüğü saçlarımdan ayırmadan mırıldandı, "Uslu dur".Güldüm yalnızca.

Unutmak istiyordum. Her şeyi. O pislikle yaşadığımız her şeyi. Korkmaması için mezarına koyduğum ışıkları da, her gidişimde götürdüğüm çiçekleride.

Ona sadece bir hain gözüyle bakmalıydım. Bu ihanet beni düşürürse eğer, kalkamazdım. Bu yüzden düşmemeliydim. Silip atmalıydım. Ben onu güzel hatırlamalıydım. Merhamet dolu, dost canlısı arkadaşım olarak hatırlamalıydım. Öldü olarak bilmeliydim. Zaten ölmüştü, benim nezdimde. Mahi yalnızca eski, ölen bir dosttu. Şimdiyse Mahi, başlıca düşmanım, keşke gerçekten ölseydi dediğim bir kahpeydi.

Beni iç savaşımdan çıkaran sesin sahibine döndü bakışlarım.

-Erken değil mi, uyumana devam etsene güzelim?

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp göğsüne sindim biraz daha. Derin bir nefes verdiğini işittim.

-Sesini duymak istiyorum, konuş. İçine atma, tamam mı? İstediğin kadar konuşabilirsin çünkü burada seni hiç sıkılmadan dinleyecek bir sevgilin var. İstediğin kadar ağlayabilirsin çünkü yaslanabileceğin bir omzum var.

Duraksadı. Kafamı hafifçe çekerek bedenimi yatakta biraz daha yukarı çekti ve yüzlerimizi eşitledi. Konuşurken dudaklarıma değen dudakları bana her şeyi unutturuyordu. Kısık sesiyle konuşmasına devam etti.

-Şimdi, lütfen güçlü kal güzelim. O...o hain hepimize zarar verdi. En çokta sana, benim güzelime. Şimdi benim her şeyim onun yüzünden çökmemeli, anlıyorsun değil mi? Ona inat gülümsemeli, zihninden de kalbinden de söküp atmalı. Bunları yaparkense düşmekten hiç korkmamalı,onu her düşüşünde ayağa kaldıracak ve sarıp sarmalayacak bir sevgilisi olduğunu hep bilmeli ve asla...asla unutmamalı.

Kalbimdeki sancı onun sözleriyle biraz olsun durulurken,alt dudağını kavradım hırsla.Kısıkça güldükten sonra öpüşünü derinleştirirken zamanı durdurmak istedim. Hep böyle kalalım istedim. Dudaklarım dudaklarında, tenim teninde, kalbim kalbindeyken tarih bizi mühürlesin istedim.

......

Selam, nasılsınız?

Gayet güzel, aşk dolu, gerilimsiz bir bölümdü bence. Çok ağladık, gülelim biraz da. Son bir kilit olayımız kaldı, tahmin ediyorsunuzdur zaten. Ondan sonra mutlu mutlu yaşayacağız. Yani demem o ki, finalimize az kaldı.

Aklımda bir kurgu daha var. O daha ağlamaksız olacak, emin olun. Çıtır çerezlik kış kurgusu. Finalden sonra ona da başlarım, aynı desteği sağlayacağınızı umuyorum.

Ya birde, bir şey farkettim. Hiç oy vermeyen okurlar kitabı okuma listelerine falan ekliyorlar, sinirlerim bozuluyor benim. Hayır arkadaş, okuyorsan beğeniyorsun demektir, bir oy vermek bu kadar zor olmamalı. Beğenmeyene hiçbir sözüm yok olabilir yani, ama okuyorsanda beğeniyorsun demektir. Lütfen, dikkat edelim oy vermeye.

Parladığınızı hatırlatarak, kaçıyorum.

Görüşmek üzere!

Kalpler Ve İzlerWhere stories live. Discover now