19

3.5K 252 56
                                    

Sözleri zihnimde yankılanırken, kafamı ellerimin arasına alıp dirseklerimi dizlerime yasladım. Anlamıyorum.

Tamam, sakince düşün Eftalya.

Duygularını bir kenara bırak ve mantığını devreye koy.

Görev boyunca sadece iki kez iletişime geçebilmiştik. O zaman her şey yolundaydı, son konuşmamızda geldiğinde hemen evlenmemiz gerektiğini bile söylemişti hatta.

Şakaklarımı ovdum.

Şimdiyse bu cümleleri kurmuştu. Başka bir kadınla görmüştüm onu.

Yutkundum.

"Büyük resme uzaktan bak "

Olaylara tek bir noktadan değil, her bir noktadan bak.

Doğru anlamıştım değil mi?

Bir şeylerin bitmesinden bahsediyordu.

Bir kez daha yutkundum.

O bana bunları söyleyecek bir adam değildi.

Duygularını kenara bırak demiştim Eftalya!

Ayağımla ritim tutmaya başladım. Sakin kalmam gerekiyordu. Bu işin içinde bir terslik vardı.

Düşün, Eftalya düşün.

Tehdit mi ediliyor?

Karargahın içinde ne tehditi Eftalya? Kendini kandırma.

Onunla konuşmak istiyordum. Neden diye sormak,acımı haykırmak istiyordum.

Gerçekten söylemiş miydi bunları bana?

Bu kadar mıydı? Koca bir yalan mıydı?

Oysa gerçekten çok güzel seviyordu, şimdiyse yordu.

Aşkım nefrete, nefretimde kine dönüşene kadar vakti vardı.

Gidip konuşsa mıydım?

Sorsa mıydım?

Gelip bana açıklama yapmasına ihtiyacım vardı, ve belki de ona sarılmaya.

Hayır!

Elleri başka bir kadına değmişti, bana dokunmasındı.

Çıldıracaktım, gerçekten çıldıracaktım.

Hızla ayaklandım. Aynadan üstüme kısaca göz attıktan sonra kimseye gözükmemeye çalışarak odasının kapısına gittim. Derin bir nefes aldım.

Eğer gerçekten böyle düşünüyorsa ve benimle oynadıysa çekip gidecektim.

Tayinimi isteyecektim. Neresi olursa olsun. İster Ankara, ister Kars, ister Şırnak, ister sınır. Ülkemin her köşesi benimdi.

Kapıyı tıklattım, eğer içeride biri varsa saygısızlık olmasındı.

İçeriden "Gel! " emrini aldığımda, sertçe kapıyı açtım ve içeri girdim. Burnumdan soluduğuma emindim.

Bakışlarımı ona diktim. Bakışlarını kaçırırken kalkıp yanıma geldi. Tam ağzımı açıp üstüne yürüyecekken işaret parmağını "sus" dercesine dudaklarına götürdü. 

Anlamazca baktım. Masanın yanına giderek telefonunu aldı, bana doğru sallayarak elini uzattı. Telefonumu çıkarıp verdim. Hâlâ sadece bakışıyorduk. Ensemi kaşıdım stresle.

Ne oluyordu?

Telefonları kapattıktan sonra odadan çıktı, ne yapıyordu anlamıyordum ama peşinden gitmeme müsade etmemişti. Odaya döndüğünde kapıyı hızla kapadı ve kilitledi. Perdeleri çekti.

Kalpler Ve İzlerKde žijí příběhy. Začni objevovat