8

8.1K 436 62
                                    

-Aferin, arkadaşlar. Bir saatiniz var, dinlenin ve toplantı odasına intikal edin. Emre toplantıda bulunmayacak, duygusal bağından dolayı bu toplantıdan ihraç ediyoruz, izin verdik yarın için ona.

Hepimize göz gezdirirken, gözleri ben de takılı kaldı. Boğazını temizleyerek konuştu.

"Sen yirmi dakika önce, odamda ol Ateş"

"Emredersiniz komutanım"

Hepimiz dağılırken, odama giderek kısa bir duş aldım. Saçlarımı tam anlamıyla kurutmayarak nemli bıraktım. Üniformalarımı değiştirerek kendime çeki düzen verdim. Saati kontrol ederek kendimi koltuğa bıraktım, bacaklarımı hafif aralayarak ağrıyan başımı geriye doğru attım. Sürekli başım ağırıyordu, anlam veremiyordum bir türlü.

Esneyerek gerildim. İnanılmaz derece de uykum vardı ve görev çıkma olasılığı yüksekti. Şansıma tükürsünlerdi

Kapıyı tıklatarak içeri girdim. Altemur Binbaşı'nın gözleri bana dönerken selam verdim ve rahat emrini aldım.

"Otur Ateş, emirdir"

Masasının karşısındaki krem rengi deri koltuklardan birine oturarak bakışlarımı Altemur Binbaşı'ya çevirdim. Gergince bir nefes verdikten sonra nihayet bana açıklama yapma zahmetinde bulundu.

"Eftalya, amblem sana da tanıdık geliyor değil mi? "

Kafamı onaylar anlamda salladım. Çenesini sıvazlayarak devam etti konuşmasına.

"Aramızda köstebek var, Eftalya"

Şaşkınlığımı gizlemek adına dudaklarımı birbirine bastırırken, ellerim terlemeye başlamıştı.Kim, hangi vicdanla ihanet ederdi vatanına? İnsanlığa sığar mıydı?

"Amblemin ait olduğu örgütü de kurucusunu da biliyorsun, aylar önce gittiğin istihbarat görevini hatırla"

Parçalar kafamda bir bir yerleşirken, dehşetle Altemur Binbaşı'ya baktım. Derin bir nefes verdi.

"Biri, kurucuyu öldüreni sızdırmış belli ki,şimdi intikam almak için bu saldırıyı düzenlediler ve başarısız oldular. Durmayacaklar, Eftalya"

Kafamı salladım, anlamıştım. Talep edeceğim şey, ayaklarıma kadar gelmişti.

"Bir kez daha aynı görev için MİT'le çalışacağız. Tecrübe sahibi olduğun için seni göndermek istiyoruz. Ne kadar sürer, inan bilmiyorum. Zorunlu bir görev değil, reddedebilirsin"

Derin bir nefes vererek olduğum yerde biraz daha dikleştim.

"Kabul ediyorum komutanım, elimden ne gelirse yapacağıma şüpheniz olmasın. Vatan yoluna canım feda"

Gurur dolu bakışları yüzümde dolaşırken, genişçe gülümsedi.

"Eğer kabul etmeseydin, Suat'ı gönderecektik. Geçen gittiğiniz görevde, bunun içindi. Aklında şüphe kalmasın"

Anladığımı belli edercesine kafamı salladım,iyiki de onu göndermemişlerdi.Seveni vardı.Ayağa kalkmasıyla bende oturduğum yerden kalktım. Yanıma gelip omzumu sıvazladı, sıvazladığı omzuma destek verircesine birkaç kez hafifçe vururken, yüzümde silik bir tebessüm belirdi.

Odadan çıktığım gibi, kantine yönlendirdim adımlarımı. Bir bardak kahve ile çikolata alarak bahçeye indim. Boş bir banka oturarak telefonumla ilgilenmeye başladım. Bir süre kullanamayacaktım ne de olsa.

Yanımda hissettiğim hareketlilikle kafamı çevirdim,kafamı yanımdaki bedenin omzuna yaslarken yutkundum.

-Sidar?

Kalpler Ve İzlerWhere stories live. Discover now