45.Bölüm: GERÇEK

4.2K 159 3
                                    

RÜZGAR'DAN...

Asya yanlız kalmamız gerektiğini ve başka zaman kalabileceğini söyleyerek evden ayrılmıştı. Bense Karen'i dizlerimde uyutup yatağa bırakmıştım. İlgilenmem gereken daha önemli işler vardı. Ona bunu yapanlara gününü göstermek gibi.

Tüm kanıtları toplayabilmemize rağmen onu polise teslim etmiyordum. Polise teslim etmem onu hapise götürürdü. Bense acı çekmesini istiyordum. Adamlarım onu her gün dövüp sonrada iyileştirip tekrar dövüyordu. Polise gidip kayıtları dinletecek, sonrada buraya getirirken elimizden kaçtığını söyleyecektim.

Telefon konuşmalarıyla geçen bir gecenin ardından bir kaç saat uyudum. Uyandığımda Karen henüz uyanmamıştı. Mutfağa giderek ona güzel bir kahvaltı hazırladım. Tüm güvenlikleri tembihleyip evden çıktım.

Telefonun çalmasıyla bir an duraksadım. Bu Derin'di.

"Ne var Derin?"

"Telefonlarımı neden açmıyorsun? Eve geliyorum güvenlikler içeri almıyor? Ben senin nişanlınım farkında mısın?"

"Sen benim hiçbir şeyim değilsin. Sen para için kendini satan hafif bir insandan başka bir şey değilsin."

"Ne diyorsun sen ya?"

"Nişan felan yok Derin, bitti. Birdaha beni rahatsız etme."

"Ama birden bire ne olduki ben-"

"Foyanızı herkes görecek Derin. Kendi annem bile olsa hepinizi rezil edeceğim."

Telefonu sinirle kapatarak arabaya bindim.

İlk olarak Akın'ın yanına gidip o mazlum halini görecektim. Arabayı depoya sürdüm. Kapıda duran adamlara "içeride mi?" Dedim. Başıyla onay verince hızla içeri girdim. Deponun bir ucunda direğe bağlı Akın'ı görmem zor olmadı. Ağzı burnu kan içerisindeydi. Altında sadece pantolon vardı. Vücudu morluklarla doluydu. Yaptıklarına azdı bile. Gülümseyerek yanına yaklaştım. Kaşları çatık bana bakıyordu.

"Sevdiğim kıza dokunmanın hesabını vereceksin."

Kanlı dudaklarının arasından güldü.

"Onu benden alamayacaksın."

Kahkaha attım.

"Sen buradan çıkabileceğini felan mı zannediyorsun?"

"Bebeğimi sana mı bırakacağım sanıyorsun ulan?"

"Hayır sanmıyorum. Karen'de bebekte benim."

"Birde Karen'i yanına mı aldın gurursuz köpek."

Karnına tekme savurup yakasından tuttum.

"Birdaha onun adını ağzına alırsan o dilini köpeklere yediririm."

"Abi?"

Bana seslenen Ahmet'e döndüm. Bize doğru gelirken yakasını iterek bıraktım.

"Bu şerefsiz orada tek değilmiş."

Bir Akın'a bir ona baktım.

"Üç kişi daha varmış yanında. Kıza yaptıklarında payları var mı bilmiyorum. Karen bahsetti mi?"

Olumsuz anlamda başımı salladım.

"Sen anlat lan!"

Akın'ın karnına bir tekme daha attım.

"Onlar benim dostlarım."

Çenesini tutup arkaya bastırdım.

"Seninle miydiler?"

AŞ[K]AN GÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin