Yutkundu.Genzinden boğazına aşağı inen dikenli düğüm tüm bedenine ürperti gönderdi.Omegalardan nefret eden Jeon ailesinin varisi Jeon Jungkook ondan omega istiyordu,mantığını kavrayamıyordu.

Ailesindeki tek omega Seokjin'di.Oda beş aylık bir nişanlılık süreci içerisindeydi.Sorun büyüktü ama daha büyük bir sorun vardı.

"Ama..efendim-siz nişanlısınız.." yaprak gibi titriyordu.Yanlış bir kelime söyleme korkusu onu ele geçirmişti.

Jungkook,alayla ağzının içinden güldü.Gülüşü ezikleyici bir şekilde karşısındaki adamı aşağıladı.

Yanındaki kargaşadan uzaklaşarak birkaç adım attı.Erkek kardeşinin ve orta yaşlı kadının rahatsız edici seslerine ve ağlayışlarına meraklı değildi.Gözleri omegaya değmedi bile,değseydi omeganın bileğinden çözdüğü fularla kuzenine turnike yapmaya çalıştığını görür ikinci bir ilkellik dalgasıyla salonu yerle bir ederdi.

Orta yaşlı adama yaklaştığında keskin bakışları mutlak derecede aşağılayıcıydı.Kanlı elini omuz hizasına kaldırıp Bay Kim'in gözüne sokmak istercesine yüzüğünü gösterdi.Ardından diğer eliyle yüzük parmağının dibini tuttu.

Bay Kim,ona kocaman olmuş gözlerle bakıyordu.Karşısındaki adamın ne yapacağını anlamış gibi ecel terleri alnında toplanmış ensesinden aşağı korku dolu bir soğukluk akmıştı.

Jungkook,dudaklarındaki yan sırıtmayla ve gözlerine düşmüş birkaç perçemin ardındaki kırmızı irisleriyle bayık bayık adama baktı.Gözleriyle onu ezmek istiyordu.Yüzüğünü ağır ağır parmağından çekti ardından orta yaşlı adamın gömleğinin sol üstünde bulunan cebin kumaşını çekerek aralayıp kanlı yüzüğünü içine atarak cıkladı.

"Artık değilim."

Bay Kim,irkilmişti.Alfanın gömleğinden tutması bile onu dehşete düşürmüştü.Alnından şakağına ilerleyen terin verdiği soğukluğu hissediyordu.Oğlunun yaptığı hatayı Jeon Jungkook ondan karşılık alarak bedel ödeticekti,bu karşılık ya kan olacaktı ya da can.

"Ne..ne is-tiyorsunuz e-efendim?" endişe içerinde sordu.Dili dönmüyor kelimeler kırılarak veya titreyerek dudaklarından dökülüyordu.Alacağı cevaptan korkuyordu.Yaptığı ve yapabileceği tek tutum korkmaktı.Çünkü karşısında kana susamış cani bir alfa vardı,ona karşı baş kaldıramazdı.Bu canına hatta ailesinin canına mal olurdu.

Jungkook,memnuniyetle göğsünü şişirdi.İnsanların ondan korkması ve ona yalvarması gururunu okşuyordu.Sahte bir tavırla düşünür gibi yaparak başını yan çevirdi.Ağzından kısık bir mırıltı çıkarırken gözlerini kısarak duvara bakındı.

"Bu durumda atalarımızın yaptığını yapacağım.." hışımla başını çevirip karşısındaki adama baktığında Bay Kim'in ani hareketten omuzları yükselmişti.Jungkook,ona tiksinircesine baktı.

"..takas yapacağız." bariton sesiyle emretti.Öneri veya istek değildi,emirdi.Karşı çıkalmayacak bir komutaydı.

Orta yaşlı adam paniğin büyüttüğü göz bebekleriyle doğrudan onun gözlerine baktı.Kanı çekilmiş gibi bedeni hafiflemiş parmak uçlarına kadar buz kesmişti.Takas geleneği yıllar önce kanunlarla kaldırılmıştı ama gelenekçi Jeon ailesi için asla yok edilemezdi.

"Ama-ama efendim be-benim oğlum.."

"Kekeleme düzgün konuş!O çirkin gözlerini yere indir!"

Kükreyerek onun sözünü kesti.Gözlerine bakmaya utanmıyormuş gibi reddetmeye yelteniyordu.Damarlarındaki kanda hakim olan öfke körüklendi.

"Üzgünüm,üzgünüm affedin lütfen." gözlerini yere indirerek ellerini önünde bağladı orta yaşlı adam.Ölüm meleği ensesine çökmüş gibi çaresiz hissediyordu.

Fate [JİKOOK]Where stories live. Discover now