6. ZAMAN ÜÇGENİ

59 7 0
                                    

Yazardan

Hepinize merhabalar canlarrrr. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Bugün harika bir bölümle geldim. Okurken, düzenlerken, yazarken fazlasıyla hoşuma giden ve içime sinen bir bölüm oldu umarım dizinde öyle olur.

Neyse fazla uzatmadan bölüme geçelim. Sizden ricam satırlar arası yorum yapmanız ve bölümümüze oy vermeniz.

O zaman bölüme geçelimmm. Piuvvvv

Geçmiş, şimdi ve gelecek... Her daim bu üçlü arasında gidip geliyordum. Geçmişteki o yardıma muhtaç kız çocuğu ve şimdiki o kız çocuklarının geleceği için çabalayan bir kadın.

Parçalara ayrılan o hayatın arasında, dört bir yanı cam kırıkları ile dolu bir yaşamım vardı ve ben aslında o cam kırıklarına basmamak için direnirken gelebilmiştim bu zamanlara. Her cam kırığına bastığımda yeni bir acı, yeni bir feryat doluşurdu kulaklarıma, kalbime, dudaklarıma...

Ben büyüdüm işte. Kaçamak bir hayat yaşayan, oradan buraya savrulan, başının çaresine bile bakamayan biriydim. Sürekli kendimle beraber onları da yakıyordum.

Öyle bir ateşin içine düşmüştüm ki bataklık gibiydi, ateş gibiydi, acı vericiydi. Gözyaşlarım, acılarım hepsi bir rüya gibi geliyordu bana ama ben öyle sanıyordum işte. Kısa bir an... Sadece bir an...

Gözlerimi açtığımda hala arabada olduğumuzu fark etmiştim. Zaten öyle uzun vaadeli uyuyamazdım, kısa bir uyku çekip biraz zaman geçince yine uyurdum. Artık bir an önce ilaçlarımı almam gerekiyordu.

Gözlerimi açtığımda yanımda onu görememiştim. Etrafa ne kadar bakınsam da onu görememiştim ve bu nedensizce endişelenmeme neden olmuştu. Kapı açıktı ve anahtar arabanın üzerinde yoktu.

Çok fazla geçmeden elinde poşetle gelen onu görmüştüm. Eczaneden çıktığını ise poşeti görünce anlayabilmiştim. Benim ilaçlarımı mı almıştı? İyi de hangi ilaç olduğunu o nereden biliyordu ki? Ben mi söylemiştim yoksa? Ama yok öyle bir şey hatırlamıyordum.

Çok geçmeden yanıma gelip, sürücü koltuğuna geçtiğinde elindeki poşeti bana uzatmıştı. "Al, söylediğin ilaçlar bunlar olmalı. Bir şeyler yiyelim sonra içersin ilaçlarını." Poşetten ilaçlarımı çıkarıp baktığımda doğru ilaçlar olduğunu görmüştüm.

"İyi de sen nereden biliyorsun ki? Yani ben öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. Bir de ilaçlar doğru olunca ister istemez sorguluyor insan." Eliyle yaklaş işaretini yaptı bana doğru. Biraz ona yaklaştığımda ise kulağıma bir ses fısıldamıştı.

"Güvercinlerle aram iyidir." O ses tam olarak bunları demişti. Yüzümü ona çevirdiğimde ise bana göz kırpmıştı.

Bu kelimeleri bana bir kez daha söylemişti. Bunu hatırlıyordum ama neden dediği hakkında ufacık bir bilgim bile yoktu. Ben bunları kendi kafamda düşünürken o arabayı yeniden çalıştırmış ve sürmeye başlamıştı bile.

"Güvercinler neden beyazdır bilir misin?" Uykulu olduğum için olsa gerek böyle gereksiz şeyler söylüyordum. Belki de canımız onunla konuşmak istiyordur he Umay?

"Nedenmiş?" Dediğinde kendi kendime acı bir şekilde gülümsemiştim. O sırada bakışlarını üzerimde hissetmem ile dudaklarımı aralayıp konuşmaya başlamıştım.

"Özgürlük." Diyebildim sadece. Sanki boğazım düğümlenmiş gibiydi ya da ben öyle hissediyordum. "Güvercinler özgürlüğün sembolüdür." Belki bunlar anlamsız bir kaç kelime gibi gelebilirdi kulağa ancak ben bunlara kendi içimde büyük ölçüde anlamlar yüklüyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 17 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÇARKIFELEK Where stories live. Discover now