2. SAVAŞIN EVRELERİ

145 43 48
                                    

Yazardan

Merhabalarrrr

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir🤍

Uzun zaman oldu bu kurguya bölüm atmayalı.

Sevdiniz sanırım çünkü güzel ilerledi bende size yakışan bir bölüm yazayım dedim.

Düşüncelerinizi belirtmeyi ve oy vermeyi unutmayın lütfen

Hadi o zaman o uğurlu sözümüz ile sizi bölüme uğurluyorum

Piuvvv

İkiye ayrılır hayat.

Hayaller ve hayatlar.

Hayaller çoğu zaman düşüncelerimiz de kalırken o an yaşanmışlıklarımız bize yara bırakır o yaralar ise zamanla ize dönüşür kimisi kısa sürer kimisi de ömür boyu bizimle kalır.

Mesela küçükken arkadaşlarımız ile oynarken düştüğümüzde dizimiz kanar. O yara zamanla kabuklaşır ve ize dönüşür.

Gözlerimi açtığımda yanımda Miray'ı görememiştim. Korku ile etrafıma bakınırken hiç beklemeden aşağıya indiğimde bahçeye yönelmiştim hızlıca.

Gözlerim etrafta dolaşırken onu görmem ile nefesimi vermiştim ki bu ana kadar nefesimi tuttuğumdan bile haberim yoktu. Oradaydı işte oyun oynuyordu, çocukluğunu yaşıyordu.

Peki ya biz? Biz çocukluğumuzu yaşayamadan nasıl büyüdük Umay?

Çocuklar günahsızlardı ama büyüklerin yaptığı hataların bedelini hep onlar öderdi.

Haksızlık değil miydi sizce de?

Ona yaşayamadığım tüm her şeyi yaşatmak için kendime söz vermiştim hatta yemin etmiştim.

Benim yüzümden hayatının en büyük yükünü bu yaşında omuzlarında taşıyan küçük bir kızın hem hayatını mahvetmişken hemde hayatını güzelleştirmeye çalışıyordum.

Canımın yanmasını umursamıyordum, ölümü bile göz önüne alabiliyorken onlara bir zarar gelecek diye ödüm kopuyordu.

O sırada bir sesle irkildim. "Umay." dedi birisi. Bu sesin sahibi Eymen'den başkası olamazdı.

"Ne var?" dedim bende. Birisine sinirliyken gereğinden fazla sert davranabiliyordum. İyi bir şey değildi hatta berbat bir şeydi bunun farkındayım ancak elimde olan bir şey değil.

"Biraz konuşalım mı?" dedi. Sesinden anlaşılıyordu tüm duyguları ama benim duygusuz kalbim yine de ayni şeyi yapmaya devam ediyordu işte...

"Ne konuşacağız ki, ben bir şey anlatmıyorum ya bu durumda senin anlatman lazım ne konuşacağız?" dedim bende.

"Umay bak ben seni kardeşim belledim. Senin abinmişim gibi davranıyorum hatta bazen baban gibi bunun farkındayım ancak tek istediğim sana zarar gelmesin. Kendini bir kere bizim yerimize koymayı denedin mi?" dedi.

Hayır.

Galiba hiç denememiştim.

"Benimde amacım bu zaten size zarar gelmesin istiyorum. Beni dinle Eymen ben buraya geldiğimde bana dediler ki yalnızca al kardeşlerin sana emanet. Ne anlamam gerekiyordu? Bir kere olsun siz denediniz mi kendinizi benim yerime koymayı?" dedim bende.

"Umay benim güzel kardeşim." dedi Eymen ve saçlarımı kulağımın arkasına koydu. "Bak biz seni görebiliyoruz, zorlanıyorsun. Zor, biliyorum. Ama bir de bizi düşünsen. He. Biz seni çok seviyoruz Umay sana zarar gelmesin istiyoruz. Sence de bu normal değil mi?" dedi.

ÇARKIFELEK Where stories live. Discover now