5. VİCDAN SINAVI

55 10 1
                                    

Yazardan

Merhabalar canlarım. Bugünkü bölüm aşşırı aşşırı hoşuma gitti. Umarım sizinde hoşunuza gider. Beğeneceğinizi umuyorum🤍

O zaman piuvvvv

Bizim zorunluluğumuz ne Umay? Ne olabilirdi ki? Bizim zorunluluğumuz ne olabilirdi ki? Hayat korumak, can kurtarmak, kardeşlerini korumak... Peki biz neyiz Umay? Doktor mu yoksa polis mi? Biz niye bunları yapıyoruz? Sevgi. Sevdiğim için. Hayır. Zorunluluk.

Zorunluluklar hayat kurtarmaz, hayat karartırlardı. O yüzden onlar benim zorunluluğum falan değillerdi. Seviyordum ben onları. Zorunluluk değildi bu çünkü sevgi zorunluluktan değil kalpten gelirdi.

Göz kapaklarımın üzerinde sanki tonlarca ağırlık var gibiydi. Zar zor açmıştım gözlerimi. Bir süre beyaz tavan ile bakışmıştım, kendime ayılabilmem için süre tanıyordum.

"Uyanmışsın." Sert bir ses duydum ya da bana sert gibi geldi ama sesin sahibini tanımıştım. Başım dönüyordu ama gözlerimi hafif etrafta gezdirince nerede olduğumu anlamıştım. Onun evindeydim.

"Ben." Başımı yastıktan kaldırıp baktım ona yeniden. "Ben niye buradayım. Çağla? Eylül? Miray? Onlara bir şey olmadı değil mi? Olmasın lütfen olmasın." Çocuk gibi yalvarıyordum ona. Sakın Umay sakın yalvarma!

"Sakin ol. Onlara hiçbir şey olmadı. Bizi kandırmış itin oğlu." Hayır kandırmamıştı. Ben görmüştüm. Ev yanıyordu. Biz gördük Umay ev yanıyordu.

"Hayır. Kandırmadı. Ben gördüm. Ev cayır cayır yanıyordu. İş kokusunu bile aldım. Kendi gözlerimle gördüm." Anlamaz bakışlarını üzerimde tutmaya devam ediyordu. Biz gördük Umay.

"Nasıl? Ama olamaz ki. Biz geldiğimizde sadece sen merdivenlerde baygındın, hepsi bu kadar. Rüya falan mı gördün?" Rüya falan değildi. Gerçekti. Hayır Umay biz gördük.

"Rüya değildi, gerçekti. Hatta ben eve girecekken birisi bir şey ile bayılttı beni. Sanırım eterdi. Direndim ama olmadı. Siyah maskesinin altından mavi gözlerini gördüm." Biz gördük Umay.

"Tamam, tamam sakin ol. Gerçekten onu görmüş olabilirsin ama senin yanar olarak gördüğün evin tek bir zerresinin bile küle dönmemesi sana da garip gelmiyor mu?" Beni kendi düşündüklerine inandırmaya çalışıyordu. Biz mi gördük Umay?

"Ulaş yalan söylemiyorum!" Yalan söylemiyordum. Doğruydu sözlerim ama inanmıyordu. Bana inanmıyordu. Bize neden inanmıyor Umay?

Gözümün önüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına koydu ve gözlerimin içine baktı yeniden. "Ben sana yalan söylüyorsun demiyorum sadece bu dediklerinin gerçek dışı olabileceğini düşünüyorum." Bize hayal gördüğümüze mi inandırmaya çalışıyor Umay?

"Hayal falan görmedim! Hepsi gerçekti. Madem hayal o zaman ben iş kokusunu nasıl alabilirim? Bunu da düşünebiliyor musun?" Sesimde biraz daha sabırsızlık vardı ve bunu iliklerine kadar hissettiğine emindim.

"Tamam tamam sakin ol. Seni hiçbir şeye inandırmaya çalışmıyorum Ada. Kendi kafanda kurup oynamaktan vazgeç ve sadece sakin ol çünkü şu an sadece buna ihtiyacın var." Bilmem kaçıncı kere sakin ol demişti yine demişti ve bu gidişle yine diyecekti ama bu benim umurumda bile değildi.

"Ben zaten yeterince sakinim ve eğer biraz daha elimi tutmaya devam edersen sakinliğimi sana kanıtlayacağımdan emin olabilirsin." Dediklerimi duyduğuna kalıbımı basabilirdim ama o elini çekmeyi bırak elini hareket bile ettirmemişti.

ÇARKIFELEK Where stories live. Discover now