8

119 11 0
                                    

Medya: Eduardo

Antrenmanlara tekrar başlayan genç yine tesise gitmek amacıyla erkenden uyanmıştı. Rutin işlerini halledip aşağı inmişken arabasına binen esmer adam gözüne çarptı yine. Bıkmıştı artık bu herifi görmekten, nefret doluydu içi. Siyah büyük arabasına binip ilerleyen adamın arkasından bakakaldı Aras. Dejavu? Hayır. Bu anı gerçekten yaşamıştı. Yağmurun yağdığı o gün paçalarını ıslatıp giden arabayla aynı arabaydı bu. Emindi Aras. Her yerden bu adam çıkıyordu. Nasıl olabilirdi bu? Bıkmakta haklıydı sarışın çocuk.

Tesise varınca takım arkadaşlarını fazlasıyla özlediğini farketti. Üzerini değiştirmek amacıyla girdiği soyunma odasında yalnızca Eduardo vardı. Üzerini değiştiren adamın arkasından sinsice yaklaşıp kalçasını avuçladı Aras. Arkasını dönmeden "Aras." diyen adam hâlâ üzerini giyiniyordu. Sonunda arkasını dönüp kendinden kısa çocuğa sarıldı. "Hoşgeldin adamım. En çok seni özlemişim şu milli arada." diye konuştu Eduardo. "Bunu kaç kişiye söyledin acaba?" diyerek kıkırdadı Aras. "Yalnızca sen." derken çapkınca bakıp göz kırptı Eduardo. Sırıtırken kafasını iki yana sallayıp üzerini giyinmeye başladı Aras. Eduardo'da yanında oturmuş onu izliyordu. Aras tişörtünü çıkarınca bir ıslık çalıp yanına yaklaştı Eduardo. "Kas yapmışsın görmeyeli." derken tek kaşını kaldırmış, sarışının vücudunu süzüyordu. Kıkırdayıp giyinmeye devam etti Aras. Sonunda ikisi de soyunma odasından çıkmış şimdiden antrenmana başlayan arkadaşlarının yanına gitmişti.

Uzun ve yorucu bir antrenmanın ardından yorgunlukla eve kendini zor attı Aras. Ilık bir duş alıp mutfağa indi. Ocağın başında hazır çorbayı karıştıran Erkan bir yandan da televizyona dalmış Aşk-ı Memnu izliyordu. Aras artık bu diziden de Erkan'dan da bıkmıştı. Elli kere bitirdiği diziye tekrar başlamış yine izliyordu kumral çocuk. "Yine mi bunu izliyorsun sen ya?" diye bıkkınca sordu Aras. "Evet. Var mı başka sorun?" diyerek çorbadan bir kaşık ağzına attı Erkan, sıcaklığını ölçmek amacıyla. "Yok. İyi seyirler." Mutfaktan çıkıp salona girdi genç çocuk ve televizyonun karşısına oturdu. Hiçbir şey izleyesi ve yapası yoktu. Kumandayı eline alıp biraz kanallarda gezindikten sonra YouTube'a girdi. Saçma sapan bir video açıp izlemeye başladı.

"Sofra hazır paşam!" diyerek mutfaktan kendisine bağıran Erkan'la ayaklandı sarışın çocuk. Mutfağa girdiğinde Erkan çoktan yemeğe başlamıştı. "İnsan bi salata bi şey yapar." derken sandalyeyi çekip oturuyordu sarışın. "Onu da sen yap amına koyim. Her şeyi de bizden bekleme. Uşağın mıyız burada senin?" diyerek çorbasından bir kaşık aldı kumral çocuk. "Tamam lan tamam. Kızma hemen bir şey demedik. Ellerine sağlık gülüm benim." sırıtarak yemeğine başladı Aras. Erkan ise yandan yandan sarışın çocuğa bakıp hiçbir şey söylemeden çorbasını içmeye devam etti.

Odasına çıkan Aras, dizüstü bilgisayarını alıp yatağına yerleşti. Uzun zamandır kendini rahatlatmıyordu. Artık zamanı gelmişti. Rastgele bir porno sitesine girip kapaklarını incelemeye başladı. İlgisini çeken bir şey bulamayınca etiketlerde gezmeye başladı. Yanlışlıkla elinin çarptığı rimming sayfası açılınca yutkundu genç çocuk. Biraz aşağılara kaydırıp herhangi birinin üzerine tıkladı. Yüzüstü ve çıplak bir şekilde yatakta uzanan buğday tenli adamın yanına ağır adımlarla gelen kadın, yavaş yavaş soyunmaya başlıyordu. Fazlasıyla amatör görünen videoyu büyütüp izlemeye başladı Aras. Bir yandan da belindeki eşofmanı aşağı indiriyordu. Öncelikle iç çamaşırının üzerinden erkekliğini okşayan çocuk, şiddetlenen videoyla onu da aşağı indirdi. Çoktan sertleşmişti. Derin nefesler alırken kendini çekmeye başladı sarışın. Henüz birkaç dakika olmuşken kadraja giren yeni bir adamla merakla izlemeye ve kendini çekmeye devam etti çocuk. Üçlü mü yapacaklardı? Yatakta sevişen iki bedenin arasına giren adam, kadının kalçasına bir şaplak atmış ve onu domaltmıştı. Anal yolla kadına giren adam bu sefer yan tarafta yatan adama baktı ve ona bir kafa işareti yapıp kaldığı yerden işine devam etti. Buğday tenli adam yatakta domalmış olan kadının önüne gelip yattı. Arkası becerilen kadın, önüne yatan adamın kalçalarına yaklaşıp arasını yalamaya başladı. Anında bilgisayarı kapattı Aras. İğrenmişti. Bu kadarı ona bile fazlaydı. Geri kalan işini izlemeden halledip kendini temizledi çocuk.

Koyu kahverengi deri ceketini alıp odasındaki minik balkona çıktı Aras. Hava beklediğinden daha sıcaktı. Sarı led ışıkların aydınlattığı balkondaki hasır sandalyenin üzerine bıraktı kendini. Derin bir nefes alıp ciğerlerini hava ile doldurdu. İstemeden de olsa kafasını karşıdaki binaya çevirince, gözleri kendiliğinden esmerin penceresine kaydı. Perdesi kapalıydı bu sefer. Anında gözlerini çekip önüne döndü. Sandalyeye iyice yaslanıp yayıldı Aras, yorgun hissediyordu. Kafasını yukarı kaldırıp karanlık gökyüzünü izlemeye başladı. Birden karşı evin terasında yanan sigara ateşiyle yönünü oraya çevirdi genç çocuk. Havada hareket eden sigaranın ateşine dalmış olan sarışın çocuk, telefonun ışığıyla aydınlanan esmer adamın yüzünü görünce bir an sersemledi. Farkında olmadan onu izlemeye başlamıştı. Uzun uzun bakıyor ve gözlerini çekemiyordu. Belirli aralıklara sigarasından derin nefesler çeken kalıplı adam ise hâlâ telefonuna bakıyordu. Bir süre sonra, inanılmaz bir hızla sarışın çocuğa dönen sert ve keskin gözler onu oturduğu yerde irkiltmeye yetmişti. Chiristien'le göz göze gelen Aras anında gözlerini kaçırıp ayaklandı. Ne diye uzun uzun izlemişti ki bu adamı? Kaçarcasına içeri attığı bedeni titriyordu. Soğuktan olmalıydı, kesinlikle soğuktan titriyordu.

Zilin çalmasıyla odasından çıktı Aras. Erkan banyodaydı. Kapıya varıp açtığında karşısında dikilen Eduardo gülümseyip içeri geçti. "Hoşgeldin. Bir sorun mu var?" derken salona ilerleyen Eduardo'yu takip ediyordu Aras. "Sorun yok. Bir konu hakkında sana danışmak için geldim." dediği sırada Erkan başındaki havluyla salona girdi. Biraz şaşırmıştı akşam akşam Eduardo'yu gördüğü için. Ufak bir karşılama yapıp kanepeye yerleşti. Eduardo Aras'a bakıp yukarı çıkalım anlamında bir kafa işareti yaptı. Aras'ta kafasının sallayıp ayaklandı.

Aras'ın odasında, dağınık yatağında oturuyorlardı. "Anlat hadi Ardo, merak ettim." diyerek siyahi adama biraz daha yanaştı Aras. Eduardo, gözlerini odanın içerisinde gezdirirken yutkundu. Sonrasında led ışıkları yanan balkonu gördü ve "Balkona çıkalım mı?" diye sordu. Aras yine kafasını salladı, ceketini üzerine geçirdi. Eduardo'nun montu aşağıda kalmıştı. Ona da yatağının üzerindeki kırmızı ve yalnızca köşelerinde beyaz çizgiler olan battaniyesini verdi. Birlikte balkona çıktıklarında Aras'ın ilk yaptığı şey terasa bakmaktı. Neyse ki hiç kimse yoktu. Rahat bir nefes verip hasır sandalyeye oturdu tekrar. Eduardo'da yanındakine oturuyordu. "Hani benim bir kuzenim vardı ya Aras. Hatırlıyor musun? Tanıştırmıştım sizi." kafasını Eduardo'ya çevirip konuştu Aras "Evet hatırlıyorum, David." kafasını salladı Eduardo. Sonra derin bir nefes verip konuştu. "Öğretmendi o. Biliyorsun. Her neyse. Okulundaki bir öğretmene aşık olmuş. Bayağı yakınlarmış ikisi. Ne yapacağını bilemiyor." "Ne güzel işte, yakınlarmış. Söylesin. Neden içinde turuyor ki?" diye sordu Aras. Kafasını eğip elleriyle oynamaya başladı Eduardo. "Hoşlandığı kişi bir erkek ama." dediğinde Aras yutkundu. "Bu bir sorun değil. Gerçekten hoşlanıyorsa söylesin. Şu an söylememesi daha kötü bir durum bence. Karşısındaki kişi bunları bilmeden ona daha yakın davranacak. Hoş değil." bu sefer Eduardo yutkunup Aras'a çevirdi gözlerini. "Söylerse iletişimini keser diye korkuyormuş. Sürekli onu düşünüp duruyor. Bana da onu anlatıyor sürekli. Sıkıldım artık onu dinlemekten. Öpmek istiyormuş onu. Arkadaş gibi değil sevgili gibi sarılmak istiyormuş Aras. Ne yapmalı?". Esen soğuk rüzgâr ile bir an oturduğu yerde titredi sarışın çocuk. Eduardo, anında bunu farkedip battaniyeti Aras'ın sırtına da geçirdi. Şimdi ikisi aynı battaniye ile ısınıyorlardı. Gerçi şuan Eduardo fazlasıyla yanıyordu. Onun battaniyeye ihtiyacı yoktu.

Kafasını arkasındaki sandalyeye yasladı Aras. "Bilmiyorum Ardo. Homofobik değilim ama. Bana o kadar doğru gelmiyor böyle şeyler. Danışmak için yanlış insanı seçmişsin sanırım. Ama dediğim gibi seviyorsa gidip söylesin." "Ya sevdiği kişi onunla iletişimini keserse? Aynı okuldalar. Her gün birbirlerini görecekler. David için çok zor bir durum bu. Tanıyorum onu. Eminim çok üzülecek." "Üzülebilir. Her hoşlandığın kişiyle birlikte olacaksın diye bir şey yok. Karşısındaki kişi iletişimini keserse o kaybeder. David gerçekten iyi bir insan. Yeni birini bulabilir." kafasını iki yana salladı Eduardo. "Anlamıyorsun Aras. Aşık oldu diyorum. Sen hâlâ hoşlantı diyorsun. İkisi aynı şeyler değil. Bu saatten sonra hiç vazgeçebilecek gibi durmuyor David." nefesini verip sinirle Eduardo'ya döndü Aras. "Asıl sen anlamıyorsun Ardo. Gidip söylesin diyorum. Ne olacaksa olsun. Neden bu kadar takıyor ki kafasına h..." sözü kesilmişti Aras'ın. Eduardo'nun konuşmasıyla değil dudaklarıyla kesilmişti sözü. Gözlerini açabildiği kadar açıp şokla olduğu yerde kaldı Aras. Kendine geldiğinde hızla ayrıldı Eduardo'dan. Ağzını açıp tek kelime dahi edemedi. Öylece kilitlenmiş kalmıştı Aras. Eduardo ise yavaşça ayaklanıp balkondan içeri girdi. Bir süre sonra dış kapının sesini işitmişti Aras. Gitmişti Eduardo. Aras ise mal gibi kalakalmıştı oracıkta. Ne olmuştu şimdi?

Ezeli Rakip | bxbWhere stories live. Discover now