7

121 8 0
                                    

  Galibiyetle sonuçlanan iki maçın ardından milli arayı kapatmış, İtalya'ya dönüyordu genç çocuk. Bu sefer cam kenarı onundu Erkan ise yan tarafta oturmuş kulaklığıyla şarkı dinliyordu. Uçağa binince yine aklına gelen iğrenç rüyasıyla içinden kendine sövmeye başladı Aras. Çantasındaki kitabı çıkarıp okumaya başladı düşüncelerinden sıyrılmak amacıyla. İki yaprak okumuştu ki birden bastıran uykuyla gözlerini kapattı.

  Sonunda yolculuk bitmiş evine dönmüştü sarışın çocuk. Günlerin yorgunluğu vardı üzerinde. Kıyafetlerini bile çıkarmadan yatağına bıraktı kendini ve sabaha kadar deliksiz bir uyku çekti. Erkan'ın baskın yapar gibi odaya girmesiyle uykusundan sıçrayarak uyanan Aras, kumrala ağzına gelen tüm küfürleri saydırmaya başladı. Ekmek alma sırası kendindeydi ve bu işten nefret ediyordu. Zorlukla kendini kaldırıp dışarı attı. Gri eşofmanının üzerine geçirdiği beyaz tişörtün üstüne de siyah deri ceketini giymiş, kulaklığıyla köşedeki fırına ilerliyordu genç çocuk. Gözleri ise yorgunluktan baygın baygın etrafa bakıyordu. Fırına girip alcaklarını alıp çıktığı gibi evinin yolunu tuttu. Hemen köşeyi döneceği sırada ise karşıdan gelen Chiristien'ı görünce olduğu yerde kaldı. Yanında uzun boylu, platin saçlı fazlasıyla güzel bir kadın vardı. Bu soğukta mini etek giymiş, etrafına küçümseyici bakışlar atarak ilerliyordu kadın. Öylesine itici görünüyordu ki daha fazla bakamadı Aras. Onları hiç görmemiş gibi yoluna devam edip eve vardı.

  Saatlerce kahvaltı masasında oturup saçma sapan sohbetler etmişti ikili. Sonunda kapının çalmasıyla ayaklanıp kalktı ikiside. Erkan'ın kuzeni gelmiş olmalıydı. Bugün üçü birlikte vakit geçireceklerdi. Erkan kapıyı açınca Harun direkt içeri daldı. "Ulan çok özlemişim burayı" diye neşeyle konuşan adam Erkan'a sarılıyordu. Sonra da Aras'a ilerleyip kollarını ona sardı. Harun sadece kastan oluşuyordu. Ona sarıldı mı kayaya sarılmış gibi hissediyordu insan. Üçgen bir vücudu ve çok geniş omuzları vardı. Boğazdaki köprüyü kaldırıp bu adamın omuzlarını koysalar sırıtmazdı. "Oh" deyip arkasındaki koltuğa bıraktı kendini. "Bugün dışarı çıkıyoruz hiç itiraz istemiyorum. Geçen evde mal gibi oturduk anca. Hiç eğlenmedim ben." derken pazularını kaşıyordu. Daha hoşgeldin bile demeyen iki genç birbirlerine bakıp tekrar Harun'a döndüler. Harun ise onlara bakıp "E hadi neyi bekliyorsunuz gidin hazırlanın." diyerek ikisinide sırtından tutup merdivenlere ilerletmeye başladı. "Bende kahvaltı yapayım" deyip mutfağa ilerledi.

  Çok geçmeden aşağı inen iki genç Harun'u da alıp dışarı çıktı. "Evet. Şimdi napıyoruz gençler?" derken bir kolunu Aras'ın diğerini de Erkan'ın omzuna atmıştı. "E onu da sen düşün Harun abi, bizi zorla dışarı çıkaran sensin." diye cevapladı Aras. "Haklısın koçum. O zaman Erkan bak bakalım en yakın bar neredeymiş?" "Sabah sabah barda ne işimiz var Harun? Akşam gideriz. Şimdi başka bir yere gidelim" dedi Erkan. "Of çok sıkıcısınız ama siz. Sabah da gideriz akşam da ne olacak. Ayrıca öğlen oldu ne sabahı? Saat üç buçuk amına koyayım." "Saatlerce barda ne yapacağız Harun abi? Şimdi bi kafeye gidip otursak falan olmaz mı?" kafasını iki yana sallayıp konuştu Harun "Kafede ne yapacağız oğlum? Bak şimdi başka bi bara gideriz, akşam başkasına. Yeni insanlar yeni eğlenceler. Bence mükemmel bir fikir. E ne diyorsunuz?" "Hayır diyoruz" diye cevap verdi ikisi birlikte. "Hem açık bar var mıdır bu saatte buralarda? İnat etme işte akşam gideriz. Aras'ın akşam gelmesi bile mucize zaten sen sabah gidelim diyorsun Harun. Başka bir şey yapalım" ellerini gençlerin omuzlarından çekip ofladı Harun. " İyi siz seçin ne bok yiyeceğiz o zaman. Şimdiden söyleyim kafeye mafeye gitmem ben." derken etrafa umursamaz bakışlar atıyordu. Birden gözlerini açıp konuştu "Lan Chiristien Louis değil mi o?" heyecanla bakıyordu esmer adama. Aras Harun'un baktığı tarafa bakınca kendisine bakan adamla göz göze geldi. Anında gözlerini kaçırıp kafasını Erkan'a çevirdi "Gidelim hadi." derken arkasını dönmüş onları da çekiştiriyordu. "Ben birden Chiristien Louis'i görünce unuttum sizin husumeti kusura bakma Aras. Eskiden çok takip ederdim onu bilirsin." "Yok abi sorun değil" derken arkasına bakmadan ilerliyordu çocuk. Nereye gittiğini bile bilmeden.

Ezeli Rakip | bxbWhere stories live. Discover now