41

224 13 1
                                    

17.11.2023

Yiğit Efe Aydın'dan

"GÜNAYDIIIIIN AŞKIMMM." Duyduğum yüksek ses ile gözlerimi aralamış ardından gördüğüm kahve gözler ile gülümsemiştim.

"Güzelimm." Dediğimde Gökdeniz'in sarı saçlarını okşamış ardından baş parmağım biraz yanağında oyalanmıştı.

Komodine uzandığımda telefonumu almış ekranı aydınlatıp saate bakmıştım.

09.23

Gördüğüm yat hazır mesajı ile telefonu geri komodine koymuştum.

Çıplak göğsüme yayılan sarı saçları toparlayarak okşadığımda "Yat hazırmış bugün açılır mıyız?" Demiştim.

"Ada'lara gideceğiz ya bugün kahvaltıya." Dediğinde unuttuğum planı hatırlamış "Yarın plan yapılmazsa açılırız o zaman." Demiştim.

"Olur."

"Saat kaç?"

"09.30." Verdiğim cevap ile Gökdeniz başını göğsümden kaldırmış yatakta oturur pozisyona geçmişti.

"Hazırlanmam lazım." Dediğinde olabildiğince nazik bir şekilde bileğinden tutup yanıma çekmiştim.

"Hazırlanırsın." Dediğimde saçlarından yayılan çiçek kokusunu iyice içime çekmiştim.

"Ya Efee." Diyerek tekrar oturur vaziyete gelmiş ve hızlıca yataktan da kalkmıştı.

"Gökdenizz." Diyerek yanıma tekrar gelmesi için ikna etmeye çalıştığımda o beni önemsemeden odanın içindeki lavaboya girmişti.

Telefonum çalmaya başladığında başımı gömdüğüm yastıktan kaldırmış telefonuma uzanıp arayana bakmıştım.

Babam.

Yattığım yerden doğrulduğumda kapanmadan aramayı açmıştım.

"Alo!" Diyen babama "Efendim." Diye cevap veridm.

"Nasıl gidiyor?"

"İyi baba senin nasıl durumlar?"

"İyi... İstanbul'a en yakın ne zaman dönebilirsin?" Babamın sorduğu soru ile "Bir şey mi oldu?" Diye sormuştum.

"Gelmen lazım."

"Baba ne oldu?"

"Gelince anlatırım böyle konuşulacak bir şey değil." Dakikalar ilerledikçe beni daha çok geren konuşmayı akşama İstanbul'da olacağımı söylemem ile vedalaşıp kapatmıştık.

Havayolunun uygulamasından tek kişilik business 16.25 biletini aldığımda onaylandığını belli eden ekranın ekran görüntüsünü babama atıp telefonu kapatmıştım.

Sessiz sakin tatil bile yaptırmıyorlardı. Yine kim bilir ne olmuştu da babam çağırıyordu.

Babamın çok acil olmadığı sürece beni İstanbul'a çağırmayacağını biliyordum.

Yataktan hızla kalktığımda ensemi sıvazlamış derin bir nefes alıp odanın içindeki geniş gardroptan lüks bir markanın deri sırt çantası almıştım.

Düz beyaz bir tişörtü çantaya yerleştirdiğimde laptopumu ve onun şarj aletini de çantama koymuştım.

Odada göz gezdirdiğimde çantaya başka koyacak hiçbir şeyimin olmadığını fark etmiştim.

Dolabın önünde ütülü bir şekilde asılı duran keten gömleklerimden seçmeye çalışırken lavabodan çıkan Gökdeniz yanıma gelmişti.

"Ne giyiceksin?" Diye sorduğunda "Bilmiyorum." Cevabını vermiştim.

Hallice Halim || TextingWhere stories live. Discover now