12

328 25 9
                                    

20.06.2023

Yiğit Efe'den

"Bana söylediklerine tepkisiz kalmaktansa her şeyimi kaybetmeyi yeğlerim." dediğimde İlyas Hoca babama gözleri ile beni işaret edip "Bakın." demişti.

"Oğlum bu çocuk ne dedi sana?" diye soran babam ile eşofmanımın cebindeki telefonumu çıkartıp sesi yükselterek Dorukhan'ın attığı ses kaydını açtım.

"Orospu çocuğu, annen de senin yüzünden ölmüştür. Oğlum böyle biri olsaydı bende kahrımdan ölürdüm. Yazık sana, annesiz piç." diyen Sıraç'ın sesi ve ardından gelen benim yüksek sesim.

Ben konferans salonundan çıktığımda Dorukhan elinde olan Sıraç'ın sesi ile böyle bir şey yapmıştı. Elimde, bana söylemiş olarak anlatacağım kışkırtıcı sözlerin ses kaydı olduğundan çok rahat sıyrılacaktım.

Bunların hepsine ne Sıraç itiraz edebilirdi, ne de ailesi yüzünü dağıldığını gördüğünde bana karşı bir suçlama yapabilirdi.

"Benim oğluma bunları söyleyebilen bir çocuğu savunamazsınız herhalde." diyen babam ile İlyas Hoca "Bakın Özcan Bey, sadece ortada burnu kırılmış bir çocuk var ve inanın ki kimi haklı bulacağımı bilemiyorum." demişti.

"Ortada bir de vefat eden annesi ve onun üzerinden kışkırtıcı laflar işiten bir çocuk var. Kusura bakmayın ama ben eşime ve oğluma söylenen sözlerden sonra ortada burnu kırılmış bir çocuk olmasını önemseyemiyorum." diyen babam ile müdür bir süre hiçbir şey söylememişti.

"Yiğit bu olaydan ceza almayacak." diyen müdür ile babam oturduğu koltuktan kalkmış elini İlyas Hocaya uzatmıştı el sıkıştıklarında babam "Yüzünün tedavi masraflarını karşılayacağımızın haberini ailesine verirsiniz, Yiğit size çıkacak arkadaşlarının adını soyadını saysın onları da alacağım." demişti. "Beşimiz hocam, biliyorsunuz zaten." dediğimde İlyas hoca kafasını sallamış ve "Hallederim şimdi." demişti.

Odadan çıktığımızda babam omzumu sıvazlamış ve bana doğru yaklaşarak kısık sesle "Gidelim galeriye bu işin aslını anlatın." demişti.

"Nasıl anladın? Çok mu anlaşılıyordu?" diye sorduğumda babam "O çocuk gerçekten onları söylemiş olsaydı, bu kadar az hasarlı çıkmadı buradan." demişt.

Haklıydı, benim yüzüme karşı bunları söyleyecekti ve ben onun sadece burnunu kıracaktım, güzel hikayeydi.

&&

"Biz Gökdeniz'le konuşuyoruz ilk bilgi bu. Bu benim kavga ettiğim çocukta Gökdeniz'in arkadaşı, yani Gökdeniz için öyle. Ama çocuk Gökdeniz'den hoşlanıyor, neyse işte beni Gökdeniz rehbere Efoş diye kaydetti işte, benim attığım mesajları görmüş işte Gökdeniz'de sürekli benimle konuşuyor hep görüyor, arakadaşıyla konuşurken bana benim kim olduğumu bilmeden sövüyordu işte, o yüzden." diyerek babama olayı anlattıımda babam gülmüş ve Türk kahvesinden bir yudum almıştı.

"Sen çocuk hoşlanıyor diye kudurmuş olabilir misin Efoş?" diyen babam ile göz devirip oturduğum koltukta iyice geri yaslandım.

"Ögüvensiz bir halim mi var? O çocuğun karşımda şansı mı var?" dediğimde babam bilmem der gibi bakmıştı.

"Sabahları onunla yürüdüğüne göre var sanki biraz." diyen Yunus'a yandan bir bakış attığımda gülmüşlerdi.

"Sabahları birlikte mi geliyorlarmış?" diye sormuştu babam.

"Karşı komşusuymuş." diye ufak bir bilgi geçtiğimde babam benimkilere bakmış ve "Bizimkinin niye kudurduğu belli, yazık çocuğun burnunu da kırmış." demişti.

"Alt katları da boş onun için kudurmuş olsaydım bende orayı tutardım." diyerek tamamen kenimi savunmaya gemiştim.

"Senin odanda kendi kendine sövdüğün ev sahibi, oranın sahibi olabilir mi?" demişti Dorukhan.

"Bir de odamı mı dinliyorsunu?" diyerek şaşırmış taklidi yaparken babam telefonunu orta sehpadan almış ve "Bence elini çabuk tut Efoş." demiş oturdğu koltuktan kalkmıştı.

"Takılın siz burada en ön tarafa geçeyim artık." diyen babamı odadan uğurlamış ve Yunus'un çantasından büyük bir hoparlörü çıkartmasını izlemiştik.

Okulla çok ilgiliydik.

"O zaman patlatıyorum." Diyen Yunus telefonundan şarkıyı başlatmıştı.

Gecesiyle, gündüzüyle
Bi' aşk yok oluyor
Ve belki sana gün doğuyor
Çünkü ben gidiyorum

Ebru Gündeş'le aynı anda şarkıya giren Yunus oturuduğu yerden kalkmış koltuk takımının ilerisine çıkıp konser verircesine söylemeye başlamıştı şarkıyı.

Yarım kalan hevesiyle
Her şey yok oluyor
Ve kalbim yeniden doğuyor
Ancak ben ölüyorum

Dostlarım, iyi ki varlardı.

Hallice Halim || TextingWhere stories live. Discover now