Aşk

15 3 17
                                    

  Tamam kendime geldim. Normal bölümlere geçebiliriz artık.

  İyi okumalar canlarım.

  Binaya girip hızlıca kapıyı çaldım. Habibe kapıyı açtığında direkt kapattım.
"Ecrin." dedi Habibe sadece. Sonra ekledi. "Bir şey mi oldu?" Hemen koşup habibeye sarıldım. Ağladım. Hem de bayağı ağladım.

  Ağlamam bittiğinde olayı anlattım. "Kızım şans vermek istiyorsun." dedi Habibe. Evet doğruydu. Ama korku? Onu ne yapacağız? "Bence şans vermelisin. Konuşmak için neler yapıyor görmüyor musun?"dedi. Haklıydı. Bir anda aklına gelen bir şeyle hafifçe sırıttı. "Ayrıca" dedi. "Seni üzerse ben de onu üzerim." Bu sözle gülümsedim. Biraz birbirimize sarıldıktan sonra kendime geldim.

  Telefonumu elime aldım. Ege sabahtan beri 13 kez aramıştı. Ve bir sürü de mesaj.

Basketçi:Ecrin(10.03)

Basketçi:Bir anda ne oldu böyle

Basketçi:Endişelenmeye başlıyorum

Basketçi:Dün de bir şey demedim ki

Basketçi:Bir anda kapattın(10.49)

Basketçi:Lütfen geri dön be Ecrin(11.02)

Basketçi:Tam buldum derken(11.10)

Basketçi:Nereye bu kadar aceleyle gidiyorsun

Basketçi:Seni kaybetmek istemiyorum(12.39)

Siz:Ben de(16.30)

Siz:Ben de seni kaybetmek istemiyorum

Basketçi:Doğru görüyorum değil mi

Basketçi:Voleybolcum bana yazdı

Basketçi:Gitmemiş

Basketçi:Hayatımdan çıkmamış

Siz:Çıkmamış

Siz:Aksine sana güvenmeyi seçmiş

Siz:Ve bir daha bir anda seni bırakmayacakmış

Siz:Öyle söyledi

Basketçi:Onun böyle söyleyen diline kurban olayım ben

Basketçi:Hoş geldin voleybolcum:)

Basketçi:Bir daha gitmemek üzere

Siz:Hoş buldum basketçim

Siz:Bir daha gitmemek üzere :)

   Ege'nin ağzından

  Sırıtarak telefonu bıraktım. Ah be voleybolcum. Ne zaman anlayacaksın? Seviyorum seni. Önemsiyorum. Sen bana güvenmeyi seçmekte bile tereddüt ediyorsun. Gerçi olsun. Ben yine beklerim seni. Travmalarını da beraber atlatırız.

  Keşke bunları yüzüne de söyleyebilsen Ege. O kadar cesur değilsin ama.

  Bütün bunları unutmaya çalışıp Çağan'ın yanına gittim. Bana bakıyordu. Söyleyeceğim şeyi tahmin etmiş olacak ki "aşık oldun?"dedi. Kafamı salladım. Ama bu hevesli bir kafa sallayış değildi. Biraz daha umutsuz bir kafa sallayıştı. "Basketbol oynayalım mı?"dedi beklemediğim bir anda. Tek dertleşme şeklimiz olan basketbol ikimizi de her zaman kurtarırdı.

  Birlikte sahaya doğru indik. Basketbol oynarken aynı zamanda da anlatmaya başladım. "Onda farklı bir şey var. Sanki her bakışımda beni daha fazla içine çekiyor. Sanki bana beni sev diyor. Sanki onu sevmezsem yıkılırım gibi hissettiriyor." "Sen kendini büyük kaptırmışsın kardeşim."dedi Çağan. Gerçekten de öyleydi. Kendimi kaptırmıştım. Hem de çok fazla. Gözlerinin içine her baktığımda daha fazla aşık oluyordum. Hislerimiz karşılıklı mı bilemem tabi. O yüzden şimdilik açılmak son tercihim olacak.

  Biz dertleşerek basketbola devam ederken telefonum çaldı. Kimin aradığına baktım. Normalde açmazdım ama arayan voleybolcumdu. Hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"dedim soluk soluğa kalmış bir şekilde. "Basketbol mu oynuyordunuz?"dedi karşıdaki gülen ses. Çok güzel gülüyordu. Görmesem bile içim kıpır kıpır oluyordu.

  "A- evet yani hıhım."dedim ne dediğimi bilemeyerek. Hayır Ege heyecan yapma hayır. "O zamann ben sizi sonra rahatsız ediyorum. Görüşürüz Egecim."dedi ve görüşürüz diyemeden kapattı. Deliydi bu kız. Ama hoş bir deli.

   O mutlulukla basketbol oynamaya devam ettim. En eğlenceli geçen oyunumdu bu. İşte Ecrin etkisi.

  Çağan'la gülerek eve girdik. Hızlıca duş alıp yattım. Gerçekten çok yorulmuştum bugün. Hem ruhen hem bedenen. Telefonu elime alıp Ecrin'e iyi geceler mesajı attıktan sonra hemen uyudum.

_________________________________________

Seni gidi seni Egeee.

Aşk kuşları vay vay vaayy.

Yükseldik mi gençler aşka?
  

Basketçim Where stories live. Discover now