Bölüm 4: Canhıraş

221 59 208
                                    


İyi günler sevgili okurlarım...

Dördüncü bölümümüz ile ben geldim.

Yine duygu yüklü bir bölüm oldu.

Bu kez bölümü Mirhan'ın anlatımından okuyacağız.

Kitabımızın ilerlemesi ve emeğime saygı adına, naçizane ricam oy ve yorumlarınızı eksik etmemeniz.

İyi okumalar🎈

💙DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:🖤

"CANHIRAŞ."

💙🖤

"Geçmişi olmayan; geleceği önündeki mezardan, bugünüyse içindeki canhıraş hayat ateşinden ibaret bir adamdı...

                           (Jack London)

Mirhan'dan:
•••••••••••••••

Elimde oynattığım kalemle gözlerimi tek bir noktaya dikmiş şekilde oturuyordum. Kaşlarım çatılı, beynim türlü türlü düşüncelerin istilasına uğramış gibiydi. Bir elim hala kalemle haşır neşir iken, diğer elimi alnıma ulaştırarak, tenimi sıvazladım. Elime bulaşan hafif nem terlediğimin habercisiydi.

"Çok düşünceli gözüküyorsun, Başkomiserim. Bir sorun mu var acaba?" Yıllardır tanıdığım, omuz omuza kaç görevin üstesinden birlikte geldiğimiz, hem yardımcılığımı yapan hem de en yakın arkadaşım olan Harun'un sesi beni düşüncelerimin çıkmaz sokaklarından çekip almıştı büyük bir hızla.

Harun benden dört yaş kadar küçüktü ve benim okuduğum okuldan mezundu o da. Üniversitede tanışmıştık onunla, sonra ben mezun olsam da iletişimi kesmemiştik. Bugün ise buradaydık.

Normal şartlarda ya ismimle hitap eder, ya da devrem, tertip gibi hitaplar kullanırdı. Fakat bölmedeyken hiyerarşik düzeni bölemezdik.

"Bilmiyorum Harun, kafam karıştı. Şu ifade veren yeni komşum yüzünden. Panik atak krizi geçirmesi falan." Açık açık dile getirdim kafamı kurcalayan şeyleri. Zira netlik benim için çok önemliydi. Net ve düz bir adamdım ben.

"Haklısın Valla, biraz garip birine benziyordu. Garipten kastım gözleri, gözleri çok kederli duruyordu. Sanki dünyanın yükünü sırtlanmış gibiydi." Dediğinde garip bir şekilde kaşlarım iyice çatıldı. Nedensizce onu böyle dikkatle anlatması hoşuma gitmemişti. Fakat ifade işlemleriyle doğrudan Harun ilgilendiği için, Melina ile zaman geçirmişti.

"Bilmiyorum, bir derdi var ama ne? Rahatsız eden falan mı acaba? Ya da borcu, kredisi gibi bir durum?" Dedim düşünceli bir şekilde. Kelimeler tamamen kalbimden geçerek ağzımdan dökülüyordu, beynimse daha iki gündür tanıdığım biri için fazla düşüncelere daldığımı savunup duruyordu.

"Sen niye bu kadar taktın bu konuyu bakayım devrem? Yoksa... hmmmm," deyim yerindeyse otuz iki diş sırıtarak imalı sesler çıkaran, bir anda tüm hiyerarşik düzeni unutan Harun, ona ters bir bakış fırlatmama neden olmuştu.

"Harunnn," dedim resmen dişlerimin arasından, böyle imalardan, bu tarz muhabbetlerden hoşlanmadığımı gayet biliyordu.

MAVİ KARANLIKWhere stories live. Discover now