VIII

228 24 81
                                    


Kesinlikle dosya baş ağrısıydı ve ben öğrenene kadar başımdan ayrılmadı. Hepsini bir şekilde beynime soktu. Ama artık yeni doğmuş gibiyim çünkü hiçbir şey düşünmeyecek kadar yorulmuştum.

"Bu günlük bu kadar" Sesiyle rahat bir nefes verip masaya başımı yasladım. Ellie ayağa kalktı. "Elinizden geleni yaptığınız için tebrikler benim gitmem gerekiyor, altınınız hep aksın." Diyip kapıya yürüdü. "Ve düşmanınız sizin dersleri alacak kadar düşmesin." Bende mırıldandım.

Ellie bir anda durdu. "Efendim?" Dedi anlamayarak. "Altınınız hep aksın hanımefendi" Gülümsedi ve ayrıldı odadan. O gidince rahat nefes verdim. "Sonunda" Biraz daha kasalarla alakalı birşey duyarsam kusacağıma emindim.
Anlımı ovaladım. Başımı hissetmiyorum. Gözümü kapattım.

"Burda sızmayı düşünmüyorsunuzdur herhalde Harrison." Bu sözle gözümü açtım. "Kral Carl?" Dedim oturma pozisyonuna geçerken. "Ellie sizi fazla zorlamışa benziyor." Önümde ki büs büyük dosyayı gösterdim. "Hepsini zorla öğretti."

Kral Carl dosyaya baktı ve bana döndü. "Bunun hepsini öğrenmek bir başarı, hafızan iyi olmalı" Dosya'nın kapağını kaldırdı ve bakındı. "İyi iş çıkartmışsın."

"Sağolun" Dedim yorgunlukla. "Saat baya geç oldu. Eve gitsen iyi olur." Dedi beni kaldırarak. "Yorgun olmalısın, dinlenmek için eve gitmelisiniz."

"Evet, evet..." Gözüm yorgunluktan kapanırken şömineye ilerledim. "Riddle mâlikanesi İngiltere" Uçuç tozunu atarak söyledim.

Çalışma odasına vardığım an kendimi ilk bulduğum koltuğa attım. Gözümü kapattım.

___ I'm a angel with a shotgun, fighting 'til the war's won, I don't care if heaven won't take me back ___

Derin bir haftadan sonunda kurtulmuştum. Çok eğitimli geçtiğini söylemem lazımdı. Ellie ve Marvolo beni fazlasıyla zorlamıştı. Ama bu hafta öylesine bitmişti.

Bu gün resmi çıkışım vardı. Olduğum Lordlukların sembolü olan resmi cüppemi giydim, kravatımı düzenleyip aynadan kendime baktım.
Eskiden böyle kişiler görsem, Ron ile dalga geçerdim ama şu an şartlar değişmişti. Onlardan biri olmuştum. Sanırım şu gülme komşuna gelir başına hesabıydı bu.

Kendimi son kez kontrol ettikten sonra varis odasından çıktım. Şömine'nin orda babamlar toplanmıştı.

"Yakışıklı olmuşsun" Dedi Marvolo. Hâlâ Voldemort'un bana iltifat etmesine alışamadım, alışamıyorum.

"Bol şans oğlum" Diyip Severus bana sarıldı ve bende kısa sürede onu ittim. "Daha kendime çeki düzen yeni verdim."
Dedim üstümü çeki düzen verirken.
"Tempus" 16.50 saatiyle ayaklandım.
"Büyücülük bakanlığı" Diye bağırdım.
İşte gidiyorummm birşey demedennn

Büyücülük bakanlığına geldiğimde çok kalabalıktı. Biri bana doğru yürüdü. "Harrison olmalısınız, ben size eşlik edecek Varis Luna Zabini" Başımla onayladım. "Lütfen beni takip edin, sizi odaya götüreceğim." Bir sürü koridor geçtikten sonra büyük beyaz bir kapının önünde durduk bana kapıyı açtı. "Buyrun ve bol şans"
"İhtiyacım olacak" Diyip güldüm ve içeri girdim.

Salon yuvarlaktı ve her yerde oturacak yerler vardı. Aynı Hierapolis Antik tiyatro gibiydi.

"Saat 17.00 oturum başlıyor!" Sesiyle herkes sustu. "Ben Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore, oturumu başlatıyorum." Dumbledore'u görmekle birlikte iç çektim. Ondan kurtuluş yoktu herhalde.

Elinde ki parşömene baktı. "Bu gün aramıza yeni biri katılacak" Bana döndü. "Buyrun" Dedi.

"Ben Lord Harrison Salazar Potter, Prevell, Griffindor, Ermys, Le Fay olarak koltuklarımda hak istiyorum."

"Son Potter ölmemiş miydi?"

Herkes sustu, çoğunlukla şaşkınlıkla. Weasley ayağa kalktı. "Bu imkansız! Bu hatlar asırlardır Lord almadı." Malfoy elini kaldırdı. "İlk defa Weasley'e katılıyorum. Hele ki Prevell o hat sadece Leydi aldığını hepimiz biliyoruz." Zabini elini kaldırdı. "Çocuk bizle oyun mu oynuyorsun?" Dumbledore bana döndü. "Ne dediğinin farkında mısınız?"

Başımla onayladım. "Tabii ki farkındayım." Zabini yine öne atıldı. "Kanıtla o zaman çocuk" Dedi.

"İki türlü kanıt sunmak istiyorum." Dedim hemen. "Bu yüzden bu toplantıya Cincüce Kral ve Kraliçesini davet ediyorum."

Weasley "Ne ahlaksızlık!" Diye bağırdı. Leydi Lovegood elini kaldırdı. "Bence kabul etmeliyiz çünkü bizleri ilgilendiren bir konu olduğunu hissediyorum."
Dumbledore "Lovegood bunu dediğine göre çağırabilirsiniz"

Kapı bir süre sonra tekrar açıldı. "Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim." Elinde ki kağıdı Dumbledore'a uzattı. Dumbledore şaşkınlıkla okudu ve Lovegood'a parşömeni uzattı.

Herkes okuduktan sonra sesler artmaya başladı. "Bunun yalan olmadığını nereden bileceğiz?" Dedi biri. "Gringotts parşömenleri yalan söylemez" Dedi birisi de.

"Bununla beraber inanmayanlar için" Asamı kaldırdım herkes savunmaya geçti. "Ben Harrison Salazar Potter, Prevell, Griffindor, Ermys, Le Fay Lorduyum öyleyse öyle olsun." Diye bağırdım. Bununla beraber herkes nefesini tuttu. Ve sonuç; Doğruydu. (Ne bekliyordunuz?!)

"Bu çocuk bizim kralımız" Dedi biri. "Ama o bir çocuk" Dediler. Lord Nott Elini kaldırdı ve herkes tekrar sustu. "Ama Lordluklarının büyüklüğünü değiştirmez" Diyince herkes başka birşey fısıldadı.

Dumbledore beni inceledi ve kalabalığa döndü. "Oylamayla karar verilecek." Dedi.
Bu kesinlikle kurallarda yoktu. Kral Carl'a baktım. O da bana eğildi. "Hayır deme şansları çok az" Diyip beni rahatlattı.

Bir süre salon fısıldamalarla doldu.

Sonra tekrar bana dönüldü. Dumbledore tekrar elinde ki parşömene baktı. "Sonuç olarak: Harrison'un Lordluklarının getirdiği görevi ve hakkı olan koltuklarına oturmasının kararı verilmiştir." Tuttuğumu bilmediğim nefesimi geri verdim. "Fakat en azından 13 yaşına basana kadar yönetime fazla karışamayacağını ama söz hakkına sahip olduğunun ve 13 olana kadar gözlem yapmanın kararını aldık."
Geri nefes aldım. En azından hemen şu işlerle uğraşmayacaktım. Ama on üçüncü doğum günüme bir ay kalmıştı. Fazla sevinemezdim.

"Lord Harrison lütfen yanımda yerinizi alın." Dumbledore'un sözünü ikiletmeden yanına gittim. Zaten şansım var mıydı ki gitmemek? Elinde ki parşömeni bana uzattı incelemem için.

"Evet bir diğer ki konumuz-" Derken Kral Carl elini kaldırdı ve Dumbledore'un sözü kesildi. "Buyrun Kral Carl" Dedi. "Harrison hakkında birşey daha eklemek istiyorum." Dedi salona dönerek. "Harrison cincüce ulusunun arkadaşı olduğu için cincüce ve Büyücülük dünyasında danışman olarak atadığımı bildirmek isterim." Dedi gülümseyerek altında başka birşey ima ederek.

Solan tekrardan şaşırmış sesler çıkarttı. Dumbledore'un bakışı beni buldu ve inceledi. Bu inceleme ile vücudum titredi. İmrenerek baktığına emindim.

Leydi Rosie elini kaldırdı. "Bu durumda çocuğun on üç yaşına gelmesini bekleyemeyiz" Dedi. Hayda
Lord Goyle elini kaldırdı. "Katılıyorum." Weasley Leydisi elini kaldırdı. "Onun çocuk olduğunu unutuyorsunuz!" Diye bağırdı. Malfoy "Senin rütbeni aşan biri için çok konuşuyorsun" Dedi. Weasley'ler ona çok pis baktı.
Lord Macmillan da elini kaldırdı ve ayağa kalktı. "Cincüceler ona güveniyorsa şu an onun yaşının gelmesini bekleyemeyiz" Diyip oturdu.

"Evet sessizlik!" Diye bağırdı Dumbledore. "Bu durumla birlikte onun yaşını beklemeyeceğiz" Birisi dedi. Bakan Fudge benim yanıma yaklaştı. "Siz Harrison, Lord olduğunuz Potter, Prevell, Griffindor, Ermys, Le Fay hanedanlarını layığıyla yöneteceğinize yemin eder misiniz sihir ana üzerinden?"

"Sihir ana üzerinden yemin ederim."
Dedim eğilerek (Bu işler böyleymiş.)
Bakan Fudge "Ve Büyücülük dünyası ile cincüce dünyası arasında ki barış için sana güveniyoruz. Ayağa kalkabilirsin." Terleyen elimi üstüme sildim, stres olmuştum şu birkaç dakika içinde.

Elini uzattı ve bende sıktım. Aklıma Aykut Elmasın vine'lari gelmedi değil 'anlaşmayı imzaladınız'.

"Tamamdır, bu konu da bittiğine göre Lord Harrison'un parşömeni okumasını ve toplanmamız için diğer nedeni öğrenmesini bekleyelim."

Verdadero y falso Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin