32

1.2K 117 21
                                    

  Koşmalı mıyım? Gerçekten zarar vermeye mi geldi yoksa sadece göz korkutmaya mı? Neden burada? Kim veya kim tarafından gönderildi?

  Sorular düşüncelerimde dolaşıp dururken her adımımda hızlanmaya da devam etmiştim. Şuan için şirketten çıkmam en doğru olan gibi görünüyordu...

  Merdivenlerin olduğu koridora girdiğim gibi arkamdan duyduğum adım sesleri de hızlanmaya başlamıştı. Onunla beraber bende hızlandığımda ikimiz içinde koşuyoruz denebilirdi. Merdivenlere ulaştığımda ise benim için yabancı olan sesin bağırışı yalkılanmıştı. "Kim olduğumu merak etmiyor musun?"

  Sorusunu önemsemeyip adımlarımı yavaşlatmadan merdivenleri inmeye devam ederken telefonumu cebimden çıkarmış, Çınar'ı aramak için tuş kilidimi açmıştım. Karanlıkta ilerlediğim merdivenlerden düşme ihtimalim rahatsız ediyor olsada dışarıya çıkana kadar ardımdaki yabancıya yaklaşmamam gerektiğine emindim.

  "Zaman kaybediyoruz" ardımdaki ses cümlesinden sonra gülmeye başladığında kalbim daha da hızlanmaya başlamış olsada telefonumdan duyduğum Çınar'ın sesi biraz daha rahat hissetmeme imkan sağlamıştı.

  "Yaklaştım"

  "Biri var..."

  "Ne oluyor? Neden nefes nefesesin?" Çınar'da sesinden anladığım kadarıyla koşmaya başlamıştı sanırsam.

  "Şirket-" merdivenlerin bitişinde bekleyen başka bir silüet adımlarımla beraber kuracağım cümlemin de yarıda kalmasını sağlarken arkamdan gelen bıçaklı süliet ile aramda sadece iki basamak kadar kalmıştı artık.

  Arkamdaki silüet elini telefonumu vermem için uzattığında, ikilemde kalmış olsamda yavaşça eline bırakmıştım telefonumu. Silüet ise benim yavaşlığıma tezat aramayı kapattıktan sonra telefonumu duvara fırlatıp kırılmasını sağlamıştı. Vermemeye direnip gereksiz zarar görmenin anlamı yoktu...

  "Siz kimsiniz diye sormayacak mısın?" Merak etsemde amaçlarını anlayana kadar konuşmama taraftarıydım.

  "Korkuyor gibi de durmuyor" merdivenlerin son basamağında bulunan silüet cümlesinden sonra yukarıya doğru çıkmaya başladığında yüzünü incelemek istemiştim ama kar maskesi imkansız kılıyordu...

  "Diğerini durdursaydık korkar mıydı acaba?" Daven'den bahsediyorlardı büyük ihtimalle... İkiside bıçaklı silüetin cümlesinden sonra gülmeye başlamışlardı. Onlara tezat ciddiyetle izliyor ve dinliyordum olanları.

  "Polis yolda, hızlı olalım" alt basamaktaki silüetle göz göze geldiğimizde ciddiyetim karşısında oda ciddileşip bıçaklı süliete itafen konuşmuştu.

  "Gidiyoruz" bıçaklı silüetin sağ bileğime uzandığını fark ettiğimde refleksle bir basamak aşağı inmiştim ama pek doğru bir karar olmamıştı sanırsam çünkü diğer silüete kendimi sunmuş olmuştum.

  Alt basamaktaki silüetin elini cebine attığını fark ettiğimde ise yapmak istediğini anlamak pekte zor değildi. Bu yüzden dikkati hazır dağılmışken omzundan ittirip merdivende geçebileceğim kadar yer açmayı kafamda az çok kurgulamıştım ama işlevde başarıya ulaştığım söylenemezdi. Bıçaklı silüet omzumdan tutup bıçağını sırtıma değdirmişti çünkü. "Zor kullandırtmak istemezsin bence"

  "Bıçağı işlevinde kullanma iznin bile yokken fazla özgüvenli değil misin?" Zarar vermek için gelmediklerine emin olmuştum ve kesinlikle birinin adamlarıydılar.

  "Bunu bilemezsin" arkamdaki silüet kulağıma yaklaşıp fısıldadıktan sonra koluma bıçağıyla çizik attığında bu sefer gülen taraf ben olmuştum. "Daha fazlasını yapamazsın"

Katilin Çizgisi | bxbxbWhere stories live. Discover now