1

14.3K 430 125
                                    

  Sessizlik.

  Saatlerdir ve hâla sessiz.

  İstediğim de bu değil miyidi? Neden kahkahalarımla bozuyorum şuan bu istediğim sessizliği? Birini hayattan ayırıp zaman bağlarını koparacak kadar çabaladığım şeyi niye şimdi kendim bozuyorum?

  Zevk mi aldım? Belki!

  Mutlu muyum? Belki!

  Sana beklediğinin aksine üzgünüm demeyeceğim dostum. Sabırsız insanımdır hemen olsun isterim. Sana çok şans verdim!

  Kahkahalarım azalmaya başladıkça aldığım zevkin arttığını damarlarımdan akan kanımdan bile hissediyordum. O zaman neden hemen susmuyorum ki? Ama hayır bu Eren'e uğurlama törenim.

  Kollarımın arasında can veren en yakın dostumun töreni. Uyardığımda susup bakışlarıyla bile konuşsa yeterdi. Hatta şuan belki de beraber kahkaha atıyor bile olabilirdik. Kendi bunu seçmişti! Kendi tercihi!

  Yavaşça ayağa kalkıp yanımda haraketsiz yatan bedenin nabzını kontrol ettim. Şu geçen 3 saatte kan kaybından yaşamasına ihtimal bile yoktu zaten. Sadece formalite icabı bakmıştım. Klişelerden devam edip  cebimden telefonumu çıkarıp ambulansın numarasını tuşlayıp aradım.

  "Seka ormanı. Dördüncü ve beşinci sıra ağaçlıkların ortasındayız. Arkadaşımı boğulmuş hâlde buldum. Sanırım nefes almıyor"

  Sakin olmamı söyleyip hemen geleceklerini söylemişlerdi. Telefonda konuşurken giden soğukkanlılığım tekrar eski yerini bulurken dostuma bakıp gülmemek içinde zor tutuyordum kendimi. Onu görmem gereken daha hususi yerler olacaktı ve şimdiden alışmam gereken üzüntü yüzümle hâla eşleşmeyi başarmış değildi.

  Eren'in son nefeslerine sebebiyet veren boğazındaki ince ipime dokunmadım. Zaten ün salan katliamcı olarak ismim çıkmıştı bu iplerimle. İncecik olduğu için parmak izi korkum olmuyordu ama yine de işimi temiz halledip eldivenlerim ile işe koyulduğum için hâla yakalanabilmiş değildim.

  Yine de iş parmak iziyle bitmiyordu. Telefonumu çıkarıp son iki mesajımı sildim. Aynı şekilde Eren'in de telefonundan kendi attığı mesajları sildim. Erken buluşalım mesajlarıydı sildiklerim. Normalde buluşmamız gereken saat 22.00 di. Eren'in 18.00 de buluşalım mesajı ve benim de müsait olmam sonucu erken buluşmuştuk. Dostumun ölüm saati 19.14 ve şuan saat 22.10

  Ayakkabı tabanı izim eskimişti. Gelecek olan polisler bu kadar zeki değillerdi biliyordum ama önlem almadan da işe koyulamazdım. Ayağımın altına peçete koyup ormanın girişine yürüdüm. Daha sonra eski yürüdüğüm çamurluktan tekrar ayak izlerime basıp dostumun yanına geri döndüm. Boğuşma yaşamamıştık o yüzden üstümde düzeltmem gereken birşey yoktu. Benim üzerimde Eren'in, Eren'in üzerinde benim kalıntılarım olması normaldi. Dün gece benim evimde kalmıştı Eren. Beni tek ele verecek kanıt şuanlık duygularımdı.

  Uzaktan gelen siren sesleri kulaklarıma ulaşırken hem rahatsız olmuşluk hem de sahte üzüntü yansımıştı yüzüme. Gerginlik yoktu. Çoğunlukla izlerdim cesetlerime uğurlama törenine gelen polisleri ve ambulans çalışanlarını. Tek fark bugün onlara uzansam dokunabilirdim.

  İki polis arabası, bir ambulans girişte durmuş gözleriyle ormanı tarıyorlardı. Telefonumdan feneri açıp selektör yapma gereği duymuştum. Hemen evime gidip sessizliğime kavuşmak istiyordum. Başım çatlıyordu.

  Ambulanstakiler sedye ile gelirken polisler arkadan yavaşça yürümeyi tercih etmişlerdi. Ünümü takip edip her vukuatımda olay yerinde olan Çınar komiser de buradaydı. Şahsen tanışmış olacak olmak içteniçe heyecanlandırmıştı beni.

  "Katilin çizgisi" kim olduğumu dâhi bilmeyen polisler ve halk kendi aralarında bana böyle demeyi tercih etmişlerdi. İple boğazı sıkılmış tabirinden iyidi en azından.

  Çınar komiser bana yaklaşıp çoktan yüzümü incelemeye başlamıştı. Bu huyunu bildiğimden geldiklerinden beri dokunsan ağlayacak pozisyonda gözlerim dolu dolu bakıyordum Eren'e.

  "Çınar Ozansoy. Cinayet şubesi komiseriyim. Bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor."

  Gözlerim hâla Eren de iken baş sallamakla yetinmiştim. Onayımla sol koluma giren polis memuru dikkatimi çekmiş, gözlerimi ona çevirmemi sağlamıştı. Onu ilk defa görüyordum Çınar'ın yanında. Benimle hemen hemen aynı boylarda, hafif uzun dağnık saçları ve kemikli yüzü vardı yan profilinden.

  Kısa süren kolkola yürümemizin sonunda arabanın kapısını açıp bana yol verdiğinde gözgöze geldiğimiz ilk an olmuştu. Saniyelikte olsa kesinlikle emin olmuştum daha önce görmediğime. Yana kayıp ona da yer açtığımda yanıma oturmuştu.

  Yol boyu ne önde oturan polisler ne de yanımda ki konuşmuştu. Polisleri bu yüzden seviyordum kuru gürültü yapmıyorlardı.

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin