10

142 17 35
                                    


Nicholas

Saatler ilerledikçe, dün geceye dair bazı şeyleri kesik kesik hatırlamaya başladım. Sızmadan önce tek hissettiğim Euijoo'nun dudaklarıydı. Buna emindim, onu öptüm. Sabah olduğunda her şeyin sarpa saracağını sararken bundan asla bahsetmemesi beni şaşırtmıştı. Üstelik ona bakmam veya yaklaşmam onu heyecanlandırıyordu.(?)

Karnını göstereceği zaman kızarması muhtemelen vücudunu sergilemekten utanması yüzündendi ama, ara sıra flört edişimizin de onu utandırdığını fark etmiştim.

Şu anda koltukta yanımdaydı, film izliyorduk. Yudai hyunga gelemeyeceğimi söyleyen bir mesaj atmakla yetinmiştim. İkimiz de okula gitmemiştik bugün. Ara sıra telefonu çalıyordu, arayanlar belliydi. Hiçbirini açmamıştı.

Ben de ondan farksızdım. Yudai hyung hariç kimseye bir şey söylememiştim. Yuma ve Taki'den gelen mesajlar telefonumu çökertmeye devam ederken, tamamen kapattım ve masanın üzerine koydum.

"Tek mi yaşıyorsun?"

"E herhalde."

"Euijoo, o morarıklıkların sorumlusu kim?"

"Ha?"

Gözünü filmden ayırarak bana döndü.

"Benim elbette, başka kim olacak?"

Tereddütle söylemişti, yalan söylüyordu.

"Neden benden saklıyorsun? Her şeyini biliyorum Euijoo?"

"Aradığın o kişi kim?"

"Bu ne alaka şimdi?"

"Karşılıklı olsun, senin bilmek istediğin bir şeye karşılık benim bilmek istediğim bir şey."

Bilmek istediğin bir şey? Neden aradığım kişiyi merak edersin ki? Bu çok şüpheliydi işte.

"Sana bunu göstereyim."

Yanına doğru yaklaştım. Elimin birini yanağına çıkararak diğerini ensesinde kilitledim. Yüzümü ona doğru yaklaştırdığımda, hiçbir tepki vermiyordu. Ne beni itiyor, ne de tersliyordu, bunu bekliyormuş gibiydi. Yanakları kızarıyor, nefesi düzensizleşiyordu.

"Yapma." dedi güçlükle çıkan sesiyle.
"Beni böyle bir şeyin içine sürükleme."

"Neden hiçbir tepki göstermiyorsun? Temizlik odasındaki gibi kaçmıyorsun veya terslemiyorsun beni? Neden bu kadar savunmasızsın Euijoo?"

"Aklımı karıştırıyorsun, yapma bunu. Lütfen."

Yalvarırcasına konuşuyordu. Yine de asla geri adım atmıyor, benden kurtulmaya çalışmıyordu. Yüzünü aşağıya eğdi. Yanağındaki elimi çenesine indirip yüzünü kaldırarak göz göze gelmemizi sağladım.

"Neyden korkuyorsun?"

"Sana aşık olmaktan."

"Neyinden bu kadar korkuyorsun Euijoo?"

"Kafamı karıştırıp gideceksin ve ben...toparlanamayacağım."

"Biri sana...daha önce böyle mi yaptı?" Sesimdeki sinir anlaşılırdı.

"Neden böyle olduğumu sanıyorsun? Keyfimden mi? Hayır. Geçmişin izlerini aşamıyorum. Aşmama izin vermiyorlar zaten."

"Kim izin vermiyor?"

"Morlukların sorumlusu."

Daha fazla bir şey söylemedi. Elleri omzuma gitti. Kafasını göğsüme koydu.

"Güvenemiyorum Nicholas. Böyle olmaya devam etmek istemiyorum. Birine bir şey hissetmek istemiyorum. Ölmek bile istemiyorum artık."

Kollarımı beline doladım. Bir yandan dolu gözlerimi kırpıştırıyordum.

dövmeci || NichojooWhere stories live. Discover now