The Wall Between Us 32. Bölüm

245 24 53
                                    

"Taehyung senin o konuştuğun hesap bana aitti.. buluşmaya gelen o çocukta kuzenim Eun woo'ydu."

"Ne..?"

Jeon Jungkook

Taehyung sarhoşluğu gereği fazlaca konuşmaya başlamış ve bana bazı şeyleri anlatmıştı. O bana karşı bu kadar açıkken benim ondan bir şeyler saklıyor olmam beni rahatsız etmişti. Aldığım ani kararla Taehyung'a o fake hesabın bana ait olduğunu söylemiştim. Bana kızıp bağırmasını beklerken yalandan şaşırarak 'ne?' demesi ve yalnızca gülümsemesi endişelenmeme sebep olmuştu. "Biliyordum ki.. sevgilim her insanın verdiği enerji farklıdır. Ben dm de aldığım enerjiyi o gün kuzeninden alamadığım andan beri biliyordum." demesiyle şok olmuştum. Hiç belli etmemişti..

"Madem öyle bak bir itiraf da benden gelsin.." demiş ve kucağımdan kalkıp herkese doğru dönmüştü. Telefonunu güç bela açıp bir hesaba girmişti.

Allahbelanızıversinbunee.

Bu hesap benim gönderilerime yorum yapan ve geçen ikimizi paylaşan hesaptı.. "bu hesap varya.. işte bu da benim fake hesabımdı. Tabi burdan kimseyle konuşmadım.. sadece birkaç ufak yorum yaptım birilerine." demişti alaycı sesiyle. Ben şoklar içinde sevgilime bakarken o kendiyle gurur duymakla meşguldü. "Gguk benim midem bulanıyor." diyip suratını asarak yanıma gelmişti. İçtiği alkolden dolayı olmalıydı. Kollarımın arasına girip sarılmış, başını da boynuma gömmüştü. "Lavaboya gitmek ister misin bebeğim?" diye yönelttiğim soruyla başını boynumdan çekip yüzüme bakmıştı. Biraz düşünüp sonra başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Beni eve bıraksan olur mu..?" dediğinde 'tabiki' demiş ve yavaştan toplanmaya başlamıştım. Sevgilimin eşyalarını da toplayıp hazırlandığımda bizimkilerle vedalaşmıştım. Kapının pervazına yaslanan sevgilimin yanına adımlayıp onu kucağıma aldığımda ufak bir çığlık atmıştı. "Aşkım bak uçuyorum, beni uçuruyorsun." dediğinde gülümsemiş ve sessizce "başka türlü de uçurabilirdim.. bu şekilde değil." demiştim.

Arabanın yanına geldiğimizde ön kapıyı açıp sevgilimi yerleştirmiş ve kemerini bağlamıştım. Hemen yan koltuğa geçip arabayı çalıştırmıştım. "Sevgilim evini bana tarif edebilecek misin?" diye sorduğumda ellerini ağzına götürmüştü. "Hiiii aşkım annemler evde değildir kii teyzemlere gitmişlerdi. Anahtarı da almadım.. sen beni en iyisi Hobi'lere bırak." dediğinde arabayı babamın bana -ders çalışmam için- aldığı eve sürmüştüm. Zorlu geçen 25 dakikanın sonunda eve ulaştığımızda arabadan inip Taehyung'u indirmiştim. Ayakta zor duruyor, sürekli sızlanıyordu. "Gguk çok kötü bu his.. başım da dönüyor." diyerek ağlamaya başlayınca o an kendimce bir karar almıştım. Taehyung'a alkol içirmek yasak. Saçlarını elimle geriye taramıştım. "Tamam bitanem eve geldik geçecek şimdi tamam mı? Ağlama güzel sevgilim benim.." kapıyı açıp içeri girmiştik. Üzerimizdekileri ve ellerimdekileri portmantoya bırakmıştım ki Taehyung'un midesi bulanmış öğürmeye başlamıştı. Hemen kolundan tutup girişteki banyoya sokmuştum. Zaten girer girmez klozetin kapağını açıp kusmuştu. Bir yandan kusuyor diğer yandan ağlıyordu ve bu daha çok midesini bulandırmıştı.

Sonunda tüm içini boşaltmasıyla geri çekilip küvete yaslanmıştı. Derin derin nefesler alıp gözlerini kapatmıştı. Yanına yaklaşıp saçlarını düzeltmiş, yüzünü ellerim arasına almıştım. "Daha iyi hissediyor musun güzelim..?" diye sormuştum. Güçlükle başını sallamıştı. "Tamam bak şimdi ben seni odamıza çıkarıyorum bi güzel üzerini değiştiriyorsun bende o sırada bize kahve yapıyorum, anlaştık mı?" dediğimde reddetmesine müsade etmeden kucağıma almıştım. Hemen ellerini boynuma dolayıp başını eğmiş kulağımın arkasından öpmüştü. "Teşekkür ederim.." diye fısıldadığında gülümsemiştim. Siyahlara bürünen odama girmiş ve kucağımdaki sevgilimi yatağın üzerine bırakmıştım sakince. Gardrobuma adımlamış ve beyaz tişörtlerimden birini elime almıştım. Altına da siyah bir şort alıp geri sevgilimin yanına adımlamıştım.

The Wall Between Us (texting+düz yazı)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant