Bölüm / 20

151 9 1
                                    

Dün akşam eve geldiğimde de Merti görmemiştim. Gerçekten bazı şeyleri konuşup halletmek istiyordum umarım bugün görürdüm.

Üzerimi değiştirip dışarı çıktım ve durakta otobüsü beklemeye başladım. Ben beklerken Mertte sonunda gelebilmişti. Biraz birbirimize baktıktan sonra dayanamadım.

"Konuşalım mı?"

"Neyi Canla sevgili olduğunuzu mu?"

"Onu nereden çıkardın şimdi."

"Onun sana aşık olduğunu öğrendikten sonra gidip sarılıyorsan bu hikaye mutlu sona varmıştır diye düşündüm normal olarak."

"Sen." Söylediği cümleyi hazmetmeye çalışıyordum. " çok değişmişsin iğrenç bi insan olmuşsun. "

Bunları söylerken bir yandanda gözümdeki yaşları silmiştim. Karşımda bana duygusuzca bakan merti görünce yıllardır bu adamı mı beklemişim diye sordum kendime. Bana hiçbir şey dememiş sadece önüne dönmekle yetinmişti.  Bende boyumun ölçüsünü aldığım için eve geri dönmüştüm.

Bu halde okula gitmek felan istemiyordum. Depresyon battaniyemi alıp koltuğun üzerine geçtim ve uzandım sanırım ancak uyuyarak atlatabilirdim bu durumu.

Tam uykuya dalacakken telefonumun çalmasıyla uyandım. Bilinmeyen numaraydı numaranın tanıdık birine ait olmadığını anlamak için gözlerimi kısıp bakmıştım ama tabiki bir işe yaramadı. Açmak daha mantıklıydı.

"Alo."

"Aşağı in."

Duyduğum ses kulağımda sanki defalarca kez çınlamıştı. Olamazdı. Olmamalıydı. Bunca yıl sonra tekrardan. Hayır hayır.

Telefonun elimden düşüp yere çarpmasıyla çıkan sesle kendime gelmiştim. Telefondaki kişinin sesi daha gür geliyordu bu sefer kulağıma yaklaştırmama gerek kalmayacak kadar gürdü.

"İster aşağı inersin istersen biz yanına geliriz."

Ne yapacağımı bir türlü bilemiyordum. Telefondaki ses abimin sesiydi evet. Beni bulmuş olamazlardı değil mi?

Korkumun gitmesini sağlamak için derince yutkunmuştum yerdeki telefonu alıp konuşmaya karar verdim.

"Beyefendi siz kimsiniz acaba."

"Ecee." Diye tekrar bağırmıştı abim." Numara yapma in aşağı kaç aydır seni takip ediyorum yıllarca bize yaptıklarının bedelini ödeyeceksin."

Çekirge bu sefer zıplayamamıştı.

"Neyi ödeteceksin gelde ödet ben size ne yaptım."

"Rezil ettin bizi herkese in çabuk aşağı."

"İnmiyorum defol git burdan."

Telefonu kapatıp koşarak kapının yanına gittim ve bütün kilitleri kapattım. İçimden etmediğim duada kalmamıştı tabi bu arada.

Ne yapmalıydım. Polisi arasam ne olurdu ki. Tam polisi arayacakken abim bana bir mesaj attı.

Durakta hiçbir şeyden habersiz duran senanın kafasına silah dorultmuştu.

+0537....: Benim hiçbir şeyden korkum yok eğer inmessen ve polisi ararsan arkadaşın da geberir gider sen bilirsin.

Abimi tanıyordum dediğini yapardı sinirlendiğinde gözü hiçbir şeyi görmezdi. Hemen üzerime bir şeyler giyip aşağı indim.

Abim beni görür görmez hızlı adımlarla yanıma gelip bana tokat atmıştı.  Tokatın ağırlığıyla kendimi yerde bulmuştum.

Gözlerimden akan yaşlar tokatın acısı değildi artık hayallerimin bitmesinin acısıydı. Ama her şeye rağmen ayağa kalmalıydım. Kolumla gözümdeki yaşı silip hızla ayağa kalktım ve gözlerimi abimin ateş fışkıran gözlerine diktim.

"Sana yaptıklarının bedelini ödeticem." Diyerek abim tekrardan elini kaldırmıştı ki o elin inmesine izin vermeyen başka bir el olmuştu.

"Sen ödetemezsinde ben az önceki tokatın acısını sana ödetirim ama."

Abim sinirle elini tutan kişiye dönecekti ki mert abimin yüzüne hızlı bir yumruk atıp onu yere düşürmüştü.

Yerde duran abime bakıp hızla elimden tuttu ve beni yanına çekti.

"Eğer karıma bir daha dokunursan seni mahvederim."

Abim burnundaki kanı silerken bir yandan da kahkaha atıyordu. "Karınmış." Dedi alaylarcasına yerden kalkarken.

"Senin bu karın seni aldatıyor ya o zmn sana söylim. Hem aylardır takip ediyorum ben sen kimi yiyosun."

Mert bana bakıp derin bir nefes aldı. Napacağını bilemeyen bir bakıştı bu bende ona öyle bakıyordum. Neden karım demişti ki.

"Karım olacak." Bu seferde bu yalanı söylemişti.

"Bu kız başka herifle sarılıp koklaşıyor o dese bunu inanırımda sen daha dünkü lavuk korumak için çabalama boşuna ." Abim bana döndü. "Sende git hazırlan buraya kadardı."

Çaresizce sadece gözümden yaşlar akıyordu abimin birilerine zarar vermeyeceğinden korkmasam dediği hiçbir şeyi yapmazdım ama mecburdum. Elimi mertin elinden çekmeye çalışmıştım ama bırakmıyordu.

"Ona evleneceğimizi söyle."

"Gerek yok bırak elimi." Tekrardan elimi çekmeye çalıştım ama yine bırakmamıştı.

"Ancak beni öldürürsen götürürsün onu burdan. "Demişti mert keskin bir ifadeyle.

"Tamam." Arkadan babamın sesi gelmişti. Elindeki silahı mertin ensesine dayamıştı.

Bu kadarı artık gerçekten fazlaydı.

"Nolur git." Dedim yalvarıcasına merte.

Mertse hiç oralı olmuyordu.

"Bu kız eğer sizin adınızı lekelediyse bu sizin için iyi bir fırsat ece benden nefret ediyor eğer onu nefret ettiği biriyle evlenmeye mecbur bırakırsanız hem hayatını mahvetmiş olursunuz hemde size yaşattıklarının acısını çıkarırsınız."

Mertin bu söylediklerinden sonra babam silahı indirmişti. Bu fikir aklına yatmış olamazdı heralde.

"Baba galiba doğru diyo ecenin sevdiği başka biri var hem eğer bu çocukla köyde evlendirirsek adımıza çıkan kötü laflarıda temizleriz."

O ne alakaydı şimdi alt tarafı kaçmıştım adlarına ne gibi bi leke düşmüş olabilirdi ki. Hemde merti hiç istemediği bir evliliğe sürükleyemezdim.

"Ne lafı getirdim ya ben size okumak için hayallerim için yaptım her şeyi."

"Köydeki herkes senin bi herifle kaçtığını düşünüyo öyle yayıldı haber. Hem her neyse bizim namusumuzu temizle ne halt yersen ye"

Çaresizce merte baktım evlenmessem ölecekti. E eveleneyim bari. Hiç dünden razı olduğum için değil yani.

"Tamam." Dedim."ama sonrasında benide mertide rahat bırakacaksınız."

Babam kafasıyla onayladı. "Gidin şimdi hazırlanın sonrada halledelim bu işi."








Son defaWhere stories live. Discover now