Bölüm / 12

157 12 9
                                    

"Ee Mert korkmaz unuttunuz bizi."

Ne... b-bu benim mert olabilir miydi?

Anlamaya çalışarak daha da kulak kabarttım.

"Buluşalım kardeşim bi ara."

"Tamam yarın kampüse gel al beni."

"Görüşürüz kardeşim."

Yarın buraya gelecekti. Sanırım yarın tek bir hedefim vardı oda salih hocanın peşinden ayrılmamaktı. Telefon konuşması bitince salih hoca hepimize dönüp özür diledi ve ek süre vererek devam etmemizi istedi.

Sınavdan sonra canın teklifiyle bir kafeye gitmiştik bize elif ve yusufta katılmıştı. Elif benden sonra sınıfın en zekilerinden biriydi büyük ihtimalle ikinci olacak kişi. Yusufsa başka bölümden elifin çocukluk arkadaşıydı. İkiside çok tatlı insanlardı o yüzden onlarla birlikte olunca vaktin nasıl geçtiğini anlamıyordum.

Ve bunun en büyük sebeplerinden biride yusufun elife sırılsıklam aşık olması ama elifin bir türlü anlamamasıydı. Bu hikayenin sonunu merak ettiğim için onlarla vakit geçirmek bana çok zevkli geliyordu. Acaba yusuf elife ne zaman açılacaktı? Umarım elini biraz çabuk tutar. Arkadaşlıkları bozulmasın diye geride duruyor ama ben onu destekleyip açılmasını sağlamak istiyordum.

"Ee yusuf seni de tanıdığımızdan beri yanında birini göremedik be." Diye yusufun üzerine oynamıştım onu sıkıştırmak işime geliyordu.

"Biliyorsun ben bakmıyorum pek o işlere." Önündeki içeceğini karıştırmıştı dalgın dalgın.

Can yusufa bir tane vurup. "Ne diye öyle diyorsun oğlum birgün biri çıkar karşına aklını başından alır." Can bunu söylerken bana bakıp gülümsemişti. Sanırım o da ikisinin arasındaki etkileşimi anladığından böyle yapmıştı. Bende ona tebessümle karşılık verdim. Yusuf derin bir iç çekip bizi başından savuşturmak için bana yöneldi. " öyle diyorsunda sende hep yalnızsın ece."

Bu soruyla bugünkü olaylar aklıma geldi. Salih hocanın konuşması sabah duraktaki adam. "Belkide artık yalnız olmam yusuf." Diyivermiştim.

Benim bu cümlemle "ooo" seslerinin yükselmesi ve kızların bir ağızdan sitemleri başlamıştı.

"Ne yani biri mi var?"

"Ve biz yeni öğreniyoruz öyle mi?"

"Vay be ece."

Kızların sesini bastırmak için yavaşça bağırdım. "Durunn." Ortam sessizleşince konuşmaya başladım. "Biri yok olsa da ilk size söylerim zaten ben belki dedim hemen abartmayın."

Sena tripli bir şekilde konuşmaya başladı. "Tabi canım bu güne kadar hiç belki bile demeyen kız belki diyor bizde hayatında kimse olmadığına inandık tamam."

Bıkkınlıkla omuzlarımı düşürdüm. "Tamam anlatıcam ama hemen büyütmeyeceksiniz."

Kızların ikiside kollarını masaya yaslayıp yüzlerini tutarak bana dikkat kesildiler. " hadi anlattt." Onların bu hali komiğime gitmişti. Yusufta merakla bakıyordu. Ama canın yüzünde meraktansa anlayamadığım mutsuz bir ifade vardı belkide ben yanlış anlamışımdır diye düşünerek hiç aldırış etmedim ve anlatmaya başladım.

"Şimdii ben okula ilk geldiğim gün bana yardım eden bir çocuk vardı hani bahsetmiştim."

Kızların ikiside aynı anda tepkiler veriyorlardı onlar böyle yapınca daha hevesli anlatıyordum. "Evet.. eeeee."

Onlardan devam işaretini almamla devam ettim. " işte o çocuk galiba gelmiş. Yani bugün durakta gördüm  sanırım."

"Haa sen ondan sabah öyle leylaydın." Dedi sena aydınlanmış gibi. Kafamla onu onayladım. "Evet ama belki hayaldir diye düşündüm ama bugün salih hocada onunla konuşuyordu duydum."

Can ne kadar ilgisiz olsada bir anda sohbete daldı. "Ne biliyorsun o olduğunu."

"Can ismini söyledi salih hoca duydum." Heyecanla söylemiştim bunu ama can heyecanımı söndürmeye kararlı gibiydi.

"Ece bak seni üzmek istemiyorum ama kaç yıl oldu diyelim ki bu adam o belki evlendi adam."

Elif canın sırtına bir tane geçirip ." Ne diye üzüyorsun kızı ya."

Can elifin bu cümlesine normale göre biraz fazla tepki vermiş ve sinirlenmişti." Ecenin kötülüğünü düşünecek en son insanım ben sonradan üzülmesindense şimdiden bu ihtimalleri düşünsün istiyorum ama madem böyle düşünüyorsunuz daha da bir şey demem bana müsade." Diyip kalkıp gitmişti masadan. Arkasından ne kadar bağırsakta geri dönüp bakmamıştı bile.

Elif üzüntüyle sordu. " ne dedim ki ben şimdi. "

Yusuf elifi cevapladı. "Senin farketmediğin şeyler bazen bazılarını üzebilir elif."

"Ya öyle mi?" Evet şimdi birde elifle yusuf kavgası dinleyecektik.

"Evet öyle neyse ben cana bakıcam sizde kız kıza daha rahat olursunuz."

"Ya sen neye trip atıyorsun acaba." Diye yusufun arkasından seslenmişti elif ama o da hiç oralı olmadan çıkıp gitmişti. Ne olduğunu hiç anlamamıştım.

"Ne oldu şimdi burda."

Az önceki olaylardan gözü dolan elif eliyle gözlerini sildi." Bunlarada birşey denmiyor ne dedim ben sanki."

Sena derin bir iç çekti." Derslere gelince aranızdaki en aptal kişi benim ama normal hayatta siz benden daha aptalsınız ya."

Senanın ne ima ettiğini anlayamamıştım. "Ne diyorsun sena ne anladıysam söyle bizde anlayalım."

"Zamanı gelince anlarsınız boşverin."

"Neyi anlarız." Senanın neyi kastettiğini anlamaya çalışıyordum bizim bilmediğimiz ne vardı.

"Off ece boşver dedimya sen enişte beye odaklan eğer şimdi oysa ne yapacaksın."

Elifte kendini toparlayıp bana döndü.

"Yarın salih hocayla buluşacakmış bende salih hocanın yakınlarında olacağımki o mu değil mi öğreneyim."

"Mantıklı." Dediler ikisi bir ağızdan. Ve elif bıkkınca söze girdi.

"Kızlar kusura bakmayın ama benim modum düştü kalkalım mı."

Sena ve ben olur anlamında kafamızı salladık ve hesabı ödeyip çıktık. Elifi otobüsüne bindirince bizde senayla kendi otobüsümüze bindik.

Bu uzun ve kalabalık yolculuklar beni gerçekten yoruyordu. İlk otobüse mertle binmiştim birden aklımda canlandı ne uğraşmıştı benimle.

Canın söyledikleri gelince aklıma biraz duraksadım acaba gerçekten biriyle evlenmiş felan olabilir mi? Beni zaten çoktan unutmuştur orası kesin ama hayatında biri olmasa bari. Peki hayatında biri varsa ben ne yapacağım. En azından artık aklımı kurcalamaz.

Sizce mertin hayatında biri var mıdır?

Mert Eceyi görünce ne yapacak?

Ece merti görünce ne yapacak?

Can neden bu olaya bu kadar tepki gösterdi?

Bölümü oylamayı unutmayın lütfen iyi okumalar:)





Son defaWhere stories live. Discover now