Bölüm / 17

161 11 7
                                    

Koskoca iki gün geçmişti ve ben hala merti görememiştim.

Pazar akşamı evine döner sandım ama gelmedi malesef. Sabah okula giderkende denk gelmedim. Bugün bir daha görme şansım var mıydı bilmiyorum. Kampüse sena hasta olduğu için yine tek gelmiştim. Gözlerim bizimkileri arıyordu ki sonunda canı görebilmiştim hemen elimi kaldırıp seslendim.

"Cann." Can sesimin geldiği yöne bakıp beni görünce beklemeye başladı. Bi kaç adımda yanına ulaşıvermiştim.

"Ne yapıyorsunuz can bey."

"Ne yapalım ece hanım okulumuza geldik her zamanki gibi." Beyli hanımlı konuşmaya ikimizde bayılıyorduk galiba.

Elifide bulunca üçümüz birlikte derse girdik. Gerçekten bir tatile ihtiyacımız vardır çünkü artık hocanın anlattıklarını kafam kaldırmıyordu. Sanırım daha fazla dayanamayıp dersin yarısında uyuya kalmıştım. Elifin dürtmesiyle uyandım.

"Hadi ece kalksana ders bitti."

Elife yardımcı olmak için canda bir şeyler diyordu.

"Hadi kalkta kantine gidelim kurt gibi acıktım."

Daha fazla direnemeyip kalkmıştım. Uykulu olduğum için dengemi sağlamakta epey zorlanıyordum bu yüzden Can'ın koluna girdim.

Kantini görünce elif bağırdı. "Kara göründü."

Canla ikimiz onun bu anlamsız heyecanına şaşırmıştık ama aldırış etmedik. Bir masa bulup oturmuştuk bir kaç dakika sonra yusufta bize eşlik etti.

Elif geçenki bahsettiğim konuların merakıyla bana birşeyler soruyordu.

"Pişt senin şu mert ne oldu ." Ben uykulu olduğumdan boş gözlerle bakıyordum ama elif pes etmiyordu.

"Hadi kızım evde uyursun daha derste yok zaten anlatsana."

"Eceee hadiii.."

Yusuf sevdiceğine daha fazla kıyamamıştı. "Ece hadi anlatta merakı gitsin şu kızın."

Gözlerimi ovuşturup sandalyemde dikleştim. " off sena beni öldürür o olmadan anlatırsam."

Elif çantasını alıp. "Hadi kalk senalara gidiyoruz o zmn hem bir geçmiş olsun deriz."

Aslında bu iyi fikirdi hemen kabul ettim ." Tamam bence mantıklı." Bende çantamı alıp masadan kalkınca yusuf ve canda mecbur bizim peşimizden gelmek zorunda kalmışlardı. Hemen ilk gelen otobüse binip yarım saat sonra bizim oraya gelmiştik tam senaların evine girecektik ki can bizi durdurdu.

"Elimiz boş mu gideceğiz kızın yanına."

"Evet doğru." Hepimiz hak vermiştik. Hemen iki sokak arkadaki çiçekçiye gidip güzel bir çiçek buketi yaptırdık. Sena papatları çok severdi.

Ve zile bastık. Sena bizi görünce çok sevinmişti. Hemen sedanın odasına geçip annesinin ikramlarını yiyerek koyu bir sohbete daldık.

"Evet ece hanım kaçmanın daha fazla manası yok anlat bakalım."dedi elif. Bende anlatmaya başladım.

"Pek birşey yok. Mert benim üst komşummuş."

Sena ve elif bir ağızdan." Ne ?nasıl? Anlatsana kızım." derken can ve yusufun tek bir tepkisi vardır. "Yuh."

Neyse bu tepkilere aldırış etmeden devam ettim. " beni hatırlamıyor. Sadece üst komşum. Birde sevgili felan yok işte güncel durum bu. Anlatılacak başka birşey yok."

"Aman iyi bari." Canın sitemli sesi yine iş başındaydı. Bana kalmadan elif çıkışmıştı bu sefer Cana.

"Sende elinde olsa bir kaşık suda öldüreceksin bu merti."

"Elimde değil işte olsaydı düşünürdüm."

"Ne diyorsun ya enişten hakkında düzgün konuş." Şaka yaptığını biliyordum o yüzden bende şaka yapmak istemiştim ama Can yine alınmış gibi duruyordu.

"Ne eniştesi saçma sapan konuşma."

"Sen saçmalıyorsun şuan asıl."

Bizim tartışcağımızı anlayan sena olaya el atmıştı. "Aşk olsun burda hasta var kavga mı edeceksiniz."

Sinirlenmiştim bana böyle davranmasına. "Hayır kavga etmicez ama neden sürekli böyle yükseldiğini anlayamıyorum."

"Çünkü seni çok seviyorum ve biriyle paylaşma fikri çok ağır geliyor."

"Ama senin yerin ayrı onun yeri ayrı olacak Can neden böyle yapıyorsun."

"Bakalım o bizi isteyecek mi?"

"Ne diye istemesin gül gibi arkadaşlarsınız işte."

Can oturduğu yerde iyice doğruldu. "Sana gelse deseki ben onlarla takılmanı istemiyorum bizi mi seçersin yoksa onu mu?" Canın bu sorusu beni biraz düşündürmüştü. Gerçekten böyle bir ikilemde kalabilir miydimki. İyide aynısı onlar içinde geçerli.

"Sen." Dedim bir anda. "Sen kimi seçerdin sevdiğin kadını mı yoksa bizi mi?"

Can hiç düşünmeden cevap vermişti. "Her koşulda seni seçerdim senin gibi düşünmeme gerek bile yok ama sen düşünüyorsun işte."

Haklıydı. O hiç düşünmeden cevap vermişti ama ben ikilemde kalmıştım üstelik beni hatırlamayan bir adam için.

Can benim ona cevap vermeyişimin karşısında bana sadece hayal kırıklığı ile bakıyordu. "Daha fazla senide rahatsız etmeyelim sena biran önce iyileşip gel okula ben kalkıyorum görüşürüz."Diyip kalkmıştı Can.

Ne yapacağımı bilemediğim için sadece orada öylece birinin bir şey demesini bekliyordumki imdadıma yusuf yetişmişti. "Bence arkasından gidip özür dilemelisin."

"Haklısın sizdende özür dilerim böyle bir şey için hiç düşünmemem lazımdı."

Sena elini omzuma koyup. "Endişelenme alınmadık sonuçta bu adam senin yıllar öncesinde tutunmanı sağlayan kişi hatta bizimle tanışmana bile dolaylı yoldan vesile olan kişi hem bizimle arasında ayrım yapmanı isteyeceğinide düşünmüyorum can olaylara biraz farklı bakıyor gidip gönlünü aldığında yumuşayacaktır."

Senaya sımsıkı sarılıp vedalaştım ve onları orada bırakıp durakta otobüs bekleyen canın yanına geldim.

Can geldiğimi fatketmesine rağmen olduğum tarafa bakmıyordu. Bende konuşmaya başladım.

"Tamam kabul ediyorum büyük aptallıktı sizinle onun arasında kimi seçeceğimi düşünmem ama can." Can bana dönünce durup cümlelerimi iyice toplamaya çalıştım ondan güzel bir özür dilemek istiyordum.

"Can ben buraya ilk geldiğimde çok yalnızdım biliyorsun eğer o olmasaydı şuan ne haldeydim hiç bilmiyorum sanki ona bir minnet borcum varmış gibi hissediyorum sanırım ona karşı hissettiğim tek duygu bu."

Can derin bir nefes alıp bana yaklaştı. Yüzümü iki elinin arasına alıp konuşmaya başladı. "Ece, ecem benim güzel kalplı kızım bak bende bunu diyorum sen bu adama aşık felan değilsin minnet duyuyorsanda teşekkür edersin olur biter kendini saçma duyguların içine sokma istiyorum, hayal kırıklığı yaşama istiyorum."

Canın beni böylesine düşünmesi gerçekten beni duygulandırmıştı. Ailem dediğim insanlar bile beni bu kadar düşünüp bana böyle şevkatle yaklaşmamıştı hiç. O böyle konuşurken gözlerimden yaşlar dökülüvermişti.

Can yüzümü tuttuğu elleriyle gözyaşlarımı sildi. "Ağlama."

Canın boynuna sarılıp. "Senin gibi bir arkadaşım olduğu için mutluluktan ağlıyorum." Demiştim. Oda kollarını belimi sarmıştı. Normalde erkeklerle yakın olan biri değildim ama can benim için çok farklıydı. O sadece arkadaşım değil ailem olmuştu.

Biz durakta böyle sarılıp ben salya sümük ağlarken bir anda otobüs durmuştu ve otobüsten mert inmişti.

Sizce mert ece ve canı sarılmış bir şekilde görünce ne yapmıştır?

Ece bu durumdan kendini nasıl kurataracak?

Can ile aralarındaki arkadaşlık bozulacak mı?

Bölümü beğendiyseniz lütfen oylamayı unutmayın .keyifli okumalar:)






Son defaWhere stories live. Discover now