3

348 39 5
                                    

Aşşağı indim ki yoongi yanımda durdu.

"Hoba, nasılsın?"

"İyi"

Başım döndüğünde merdivenden neredeyse düşecektim, yoongi kollarını belime sarıp beni kendine çekti.

"Hoseok iyi misin?"

Gözlerimi kapatarak kendime geldim, ellerimi omuzlarına koyarak geri çekildim.

"İ-iyiyim, başım döndü sadece"

"Gel"

Belimde olan kollarını sıklaştırdı ve beni yavaşça indirdi, koltuğa oturttu ve geri çekildi.

"Su getiricem"

Kafamı salladığımda gitti, cebimde olan ilacı ağızıma attım, suyu getirdi, uzattığında alarak ilaçla beraber içtim, yutkundum ve yeşil gözlerimi mavilere kenetledim.

"Teşekkür ederim"

"İyisin değil mi?"

Kafamı salladım.

"İyiyim"

Kızıl saçlarımı karıştırdı.

"Korkuttun, salak"

Elini iterek göz devirdim.

"Sen çok akıllısın sanki, mal"

Namjoon babam içeri girdi.

"Kavga etmeyin"

Taehyung arkasından girdi.

"Kardeşler, kendi hallerine bırak hyung"

Jungkook kafasını salladı.

"Eşşek kadar oldular"

Göz devirdik, ben aile ye son katılan kişiydim, namjoon ve jin'in arabasına alkolik olan babam yüzünden çarpmıştık ve anne mi de kaybetmiştim.

Onlar beni yanlarına alarak büyüttüler, daha altı yaşındaydım ama hala hatırlıyordum, yoongi ise benden üç yaş büyüktü ama benimle uğraştığı kadar kabuslarımda yanımda olan ilk kişiydi.

Jimin yanıma oturdu ve güldü.

"Eğlenceli oluyo onları izlemek"

Ve hyunglarım kendimi bildi bileli bizimleydiler, onların haklarını asla ödeyemezdim tabi, jin babam yoongi'nin yanına oturdu ve sarı saçları düzeltti.

"Eğleniyorlar, karışmayalım"

Güldüğümüzde yoongi beni süzdü ve diğerlerine döndü, cidden endişelenmiş olmalıydı.

/

sope : kekWhere stories live. Discover now