BİZİM OLMAK İÇİN ÇOK UYGUN

149 3 0
                                    

Sabah olduğunda hala aynı şekilde oturuyordu. Bacakları uyuşmuştu. Havanın yağmurlu olmasını diledi, hatta gök bile gürleyebilirdi. Öyle şiddetli olmalıydı ki hava, hiçbir yere gitmeye imkan olmamalıydı.

Aşağı indiğinde havanın sadece kapalı ve soğuk olduğunu gördü. Çaresizce banka oturdu. Kerim gelene kadar ne yapacağına karar vermesi gerekiyordu; fakat Kerim sanki bir köşede onun aşağı inmesini beklemiş gibi hemen gelmişti.

"Erkencisin bugün." Dedi neşeli bir sesle genç adam.

Kafasındaki sesleri duyacakmış gibi hissetmişti Bukle, kötü bir şey yaparken yakalanmış gibi sıçradı.

"Dur, korkma. Benim, yabancı değil." Dudağının ucuyla gülümsedi. "Yani artık yabancı değil."

"Hoş geldin." Dedi Bukle, genç adam yanına otururken.

"Hoş buldum. Hazır mısın?"

Kızın bulduğu bütün bahaneler kaybolmuştu bir anda. Bugünden bir kaçış olmayacağını anlayarak başını salladı.

"Güzel." Dedi Kerim. "Hadi gidelim o zaman."

Bunca zamandır, otelin olduğu yerden hiç ayrılmamıştı Bukle. Genç adamın peşine takıldı. Yavaş yavaş, yan yana yürüyorlardı.

"Eğer bir anlığına da olsa kötü hissedersen, söyle tamam mı? Hemen döneriz."

Şimdiden kötü hissettiğini söylemedi Bukle, bu onun için yeni bir şey değildi ne de olsa.

"Olur." Demekle yetindi.

Dar bir sokağa girip epeyce yürüdüler. Biraz yokuş çıktıktan sonra sonunda küçük bir tepeye geldiler.

"Geldik işte." Dedi Kerim. "Burası Seyir Tepesi."

Denizin büyüklüğü asıl burada belli oluyordu. Aşağılarında da Kerim'in bahsettiği kumsal vardı.

"Eskiden her akşam buraya gelir, kafa dinlerdim. Yazın daha kalabalık oluyor; ama yine de değer." Bukle'ye baktı.

"Beğendin mi?" diye sordu.

"Beğendim." Dedi Bukle, gülümsedi.

Gerçekten beğenmişti, buranın ayrı bir havası vardı sanki. İyi hissetmesini sağlamıştı. Hatta, sanki daha rahat nefes alıyordu.

Kerim biraz uca doğru yürüyüp uzun taşı taşı gösterdi.
"Gel, buraya oturacağız."

Buradaki taş, oteldeki bank kadar büyük olmadığından dip dibe oturdular.

"Üşüyor musun?" diye sordu Kerim.

"Hayır." Dedi kız.

Bu tepe çok güzeldi, aşağı hiç uğramadan dönseler ne güzel olurdu.

"Bana sorarsan buradaki en güzel yer, burası." Dedi genç adam.

"Başka bir yeri görmedim; ama gerçekten güzelmiş. Huzur verici."

"Sana demiştim değil mi? Burası her gelene kucak açar. İnsan ayırt etmeden gösterir güzelliğini. Saklayacak hiçbir şeyi yok."

Kerim'in yüzündeki heyecanı izledi Bukle, çocuk gibiydi sanki. İnsan her gün gördüğü bir yer için bu kadar heyecanlanabilir miydi? Aynı hayranlıkla bakabilir miydi? Bu sadece hayalperestlere özgü bir şey miydi?

"Artık gelmiyor musun buraya?"

"Anlamadım."

"Eskiden her akşam buraya gelirdim, dedin ya. Artık gelmiyor musun?"

 YAŞAMA UZAK DENİZE SIFIRWhere stories live. Discover now