NE GELEN VAR NE GİDEN

117 1 0
                                    

"Bukle, Bukle. Uyan kızım."

Koluna yumuşak bir elin dokunduğunu hissetti kız. Derinlerden bir ses, "Kızım." Diyordu ona. Gözlerini açmak istiyordu; ama göz kapakları çok ağır geliyordu.

Kendini zorladı, yavaşça açıldı gözleri. Nazende Hanım, yatağın başucuna çömelmiş onu uyandırmaya çalışıyordu. Bukle gözlerini açınca derin bir oh çekti kadın. Onu uyandıramayınca korkmuştu.

"Kalk artık kızım."

Ses çıkarmadı kız, nerede olduğunu, ne halde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözlerini kırpıştırıp, nasıl uyuyakaldığını hatırlamaya çalıştı. Birden aklına düştü, bütün o sesler, o yüz, nefretle bakan gözler, ilaçları içişi, kulaklarını kapatıp yatağa kıvrılışı.

Nazende Hanım, hepsinden habersiz, yorgunluktan uyuyakaldığını düşünüyordu.

"Nazende Hanım." Dedi Bukle doğrulurken, boğazı kurumuştu.
Kadın fark edip, yanındaki şişeyi uzattı kıza. Birkaç yudum alabildi. Boşlukta gibi hissediyordu.

"Siz neden geldiniz? Benim sesimi mi duydunuz?"

Bukle bir yandan kadına soru soruyor, diğer yandan da odayı kontrol ediyordu. İkisinden başka kimsenin olmadığından emin olunca, derin bir nefes alıp verdi.

"Yok kızım, bir şey duymadım. Bugün aşağı inmedin, bu vakit oldu sesin soluğun çıkmadı. Ben de merak ettim seni içeri girdim."

Şaşırmıştı Bukle. "Bugün mü?" diye sordu. Kaç saattir uyuyordu ki? "Saat kaç?"

"Dokuza geliyor."

"Dokuz mu?"

Dün akşamdan beri uyuduğunun farkına yeni varmıştı. Bu kadar süre nasıl uyuyabilirdi ki? Bu ilaçları ilk içtiğinde bile bu kadar uyumamıştı. Kerim geldi aklına ansızın. Onu akşama kadar beklemiş olmalıydı. Bile bile gitmediğini düşünmüştü belki de.

"Biri geldi mi aşağı, beni soran oldu mu?"

Nazende Hanım şaşırmıştı. Kızın neden durduk yere telaşlandığını anlamamıştı.

"Hayır kızım, kimse sormadı. Biz temizlik yaptık zaten tüm gün."

Kafasını salladı Bukle. Kendisine kızmıştı.

Bukle'den ses çıkmayınca, "Yemek getirdim, aç mısın?" diye sordu kadın.

"Hayır, teşekkür ederim." Dedi Bukle.

Hala tam anlamıyla ayılamamıştı.

"Peki o zaman, yine de dursunlar burada. Belki sonra acıkırsın."

"Tamam, teşekkür ederim."

Kadın usulca çıkıp gitti. Bukle, zamanı bir türlü yakalayamıyor gibiydi. Vakit çok hızlı, kendisi de çok yavaş ilerliyordu sanki.

Çıplak pencerelerin önündeki koltuğa takıldı gözleri, boştu. Sonsuza kadar gitmiş olmasını diledi. Onun kardeşi olmadığını biliyordu. Batu, ona asla böyle şeyler söylemezdi.

Hiçbir şey hissetmiyordu. Teker teker bütün parmaklarına tırnaklarını batırdı, ayaklarını oynattı. Bedeni değil belki; ama ruhu felç olmuştu.

Sabahı bekleyecekti. Kerim'e neden gelemediğini anlatacaktı, Kerim onu anlardı, yardım ederdi, güldürürdü, bunların normal olduğunu söylerdi. Belki yine bir yerlere götürürdü onu. Her yere gidebilirdi onunla. Yanında olması yeterliydi. Vücudunu kontrol edebilse şimdi inecekti aşağı, onu orada bekleyecekti. Yapamıyordu, gücü yoktu.

 YAŞAMA UZAK DENİZE SIFIROnde histórias criam vida. Descubra agora