Happy And Ve Yaşanacak Tüm Güzelliklere

62 7 40
                                    

Yaklaşık olarak yarım saattir Matti bekliyordum onu görmediğim her an her saniye özlüyordum ve hep yanımda olmasını istiyordum.

Kapının çaldığını duydum hemen kapıya koştum ve açtım. Gelen benim biricik sevgilim Matthew Du.

Onu kollarıma alarak sıkı sıkı sarıldım.

Birlikte olduğumuzdan beri sanki ikimizde kaçırdığımız bir yılın acısını çıkarıyorduk.

Kollarımdan ayrıldığında yüzüme baktı.

"cidden evlenme teklifi falan etmiceksin dimi."
O şaşkın sevimli suratıyla bana baktı.

"hezün değil minik meleğim ama bir gün mutlaka. Yoksa senin gibi bir fırsatı asla kaçırmam."

Yine o güzel gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Kapıyı arkasından kapatıp dudaklarına yapıştım. Yumuşak bir şekilde karşılık verdi. Onu sonsuza kadar böyle öpebilirdim ve asla da sıkılmazdım.

Sonunda ayrıldığımızda benim odama geçtik ikimiz için güzel bir film seçmiştim, onun da seveceğini biliyordum. Ne kadar film izlerken arada uykuya dalsa da yanımda olması yeterliydi.

Beraber yatağa yerleştik arkamıza koymak için büyük pofuduk yastıklar ayarlamıştım. Üstümüzede ince bir pike almıştım. Genelde odada Bi şeyler izlemeyi sevdiğim için odama bir tane televizyon koymuştum. Daha güzel oluyordu. Böylelikle Matte de hem iyi zaman geçirmiş hem de beraber yatmış oluyorduk.

Ben filmi açarken kollarımın arasına sırnaşmıştı bile. Onu büyük bir hevesle göğsüme yatırdım ve sarıldım, film başlamıştı.

Şuan filme odaklanabilecek durumda değildim pek.
Bugün grupta eskilden bahsettiğim için aklım o anlara gitmişti.

Matt i her gördüğümde karnımda oluşan o kelebek vadisi ilk günki gibi tazeydi. Hatta kelebekler gün geçtikçe artıyordu bile.

Dikkatimin dapıldığını fark etmiş olacakki kafasını bana doğru çevirdi.

"iyi misin sevgilim ne düşünüyordun."

O sevgilim diyen ağzınıııı..
Neyse dmmd

"iyiyim bitanem aklıma bugün grupta konuşulanlar geldi de oraya daldım." elimle yanağını okşuyordum.
Filmi durdurdu.

"bende onu düşünüyordum aslında." dedi o güzel gülümsemesiyle. "daha önce konuşmamıştık cidden neden konuşmadık ki. Senin anlattıklarını okuduğumda çok garip hissettim. Acaba benden hoşlanıyormudur diye düşündüğüm kaç zaman benden hoşlanıyormuşsun meğer. Yine de kendimi sürekli geri çekip duruyordum neden ben de bilmiyorum. Ama beni yakın bir kardeşin gibi gördüğünü düşünüyordum. Taa ki seninde dediğin gibi son zamanlarda yaşananlardan sonra umutlanmaya başladım. "yatakta dikleşti yüz yüze bakıyorduk.

" aslında seni ilk gördüğüm andan itibaren biliyordum Matthew. Seni görmediğim o iki yıl yavaş yavaş içime işlemiştin bile sadece bunu fark etmem biraz zaman aldı taa ki seni görene kadar. O zman anlamıştım ben bu bebeğin benim olmasını, benim geleceğim olmasını istiyorum.

Eğer sen karşıma çıkmasaydın gene aynı şekilde ama herşeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da var olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin..

Sana tüm kalbimle borçluyum ve bu borcu sonsuza kadar ödemeye razıyım. Seni tüm bedenimle, ruhumla, benliğimle seviyorum. "

Yanağımdan süzülen bir damla yaş beni kendime getirdi. Ağladığımı fark etmemiştim bile. Karşımda elleriyle yanağımı siliyordu. Onunda ağladığını o an gördüm. Yanaklarını ellerimin arasına alarak ellerimle gözyaşlarını sildim. Gözlerinden öptüm.

Bir Mattwoong Meselesi Where stories live. Discover now